PİYASACILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

PİYASACILIK harflerini içeren 5 harfli 64 kelime bulunuyor. 5 harfli PİYASACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

APACI13, AYICI12, KAYIP12, PAYLI12, YAPIK12, YALPI12, CALİP12, PASLI11, SAPLI11, SAPKI11, SAPIK11, YAPAK11, YALPA11, ACILI10, ALICI10, AKICI10, AKPAS10, ILICA10, KLİPS10, KAPLI10, KASAP10, KALIP10, PASAK10, PALAS10, SALİP10, SALCI10, SALPA10, SAPAK10, SICAK10, APLİK9, KIYAS9, KLAPA9, KALCI9, LAKAP9, PLAKA9, YILIK9, YILKI9, YASLI9, ASILI8, AYLIK8, ISLIK8, LAYIK8, SİYAK8, SALYA8, YASAK8, YASAL8, AYLAK7, ASLIK7, ASKLI7, ISLAK7, KASLI7, KALYA7, KALAY7, SALIK7, SAKLI7, YALAK7, KALAS6, LASKİ6, SKALA6, SALİK6, SALAK6, SAKİL6, SAKAL6, SAİKA6

KALAS (Kelime Kökeni: (Romanya'da Galati şehrinin adından))

[isim]

  • Kalın biçilmiş uzun tahta
  • Ahşap yapılarda kiriş olarak kullanılan kalın biçilmiş uzun tahta

[sıfat]

[mecaz]

  • Kaba, anlayışsız kimse, kereste

    Önümüze geçen pahalı bir Alman arabasıydı, direksiyonundaki de bir başka kalas. - Sulhi Dölek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalas gibi

Birleşik Kelimeler: denge kalası

LASKİ (Kelime Kökeni: Arapça lasḳī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yakı ile ilgili

SKALA (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)

[isim]

  • Genellikle ölçü aletlerinde gösterge çizelgesi

    Akımölçerin skalası.

  • Çeşitlilik

[müzik]

  • Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi

[eskimiş]

  • Gam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • skala yapmak

SALİK (Kelime Kökeni: Arapça sālik)

[sıfat]

  • Bir yola giren, bir yolda giden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salik olmak

SALAK

[sıfat]

  • Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse)

    Hem evli barklı bir kadın olduğundan haberi yok mu bu salak şeyin? - Ayla Kutlu

SAKİL (Kelime Kökeni: Arapça s̱aḳīl)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ağır
  • Sıkıntı veren, sıkıntılı
  • Çirkin, kaba, uyumsuz

[isim]

[müzik]

  • Türk müziğinde bir usul

SAKAL

[isim]

  • Yetişkin erkeklerde yanak ve alt çenede çıkan kılların tümü

    Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti. - Falih Rıfkı Atay

  • Bazı hayvanlarda çene altında bulunan kılların tümü

[denizcilik]

  • Gemi karinasında oluşan yosun, yapışan midye vb. yabancı madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakal bırakmak (veya koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak)
  • sakalı bitmek
  • sakalı değirmende ağartmamak
  • sakalı ele vermek (veya kaptırmak)
  • sakalım yok ki sözüm dinlensin
  • sakalına ak (veya kır) düşmek
  • sakalına göre tarak vurmak
  • sakalına gülmek
  • sakalına kar yağmak
  • sakalının altına girmek
  • sakalı saydırmak
  • sakal oynatmaz

Birleşik Kelimeler: sakal fırçası, aksakal, çatal sakal, çember sakal, değirmi sakal, didon sakal, kaba sakal, keçi sakal, köse sakal, top sakal, erkeçsakalı, keçisakalı, tekesakalı

SAİKA (Kelime Kökeni: Arapça ṣāʿiḳa)

[isim]

[eskimiş]

  • Yıldırım

    Öteden saikalar parçalıyor afakı! - Mehmet Akif Ersoy

Birleşik Kelimeler: siperisaika

[isim]

[eskimiş]

  • Sebep

    Daha çok artan merakımın saikasıyla kapıya kadar ben de gittim. - Ercüment Ekrem Talu

AYLAK

[sıfat]

  • İşsiz, boş gezen, avare (kimse)

    Develer daylak / Sevenler aylak / Sen kimin yârisin / Her yanın oynak - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylak adam işidir
  • aylak olmak

ASLIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Kısır olan (kadın veya dişi hayvan)

ASKLI

[sıfat]

[bitki bilimi]

  • Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)

ISLAK

[sıfat]

  • Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan

    Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış

    Hastanın soğuk terle ıslak alnına avucunu koyarak durdu. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: ıslak imza, ıslak karga, ıslak mendil, ıslak zemin

KASLI

[sıfat]

  • Kasları sıkı, gelişmiş, adaleli

KALYA (Kelime Kökeni: Arapça ḳalya)

[isim]

  • Sadeyağ ile pişirilen bir tür kabak veya patlıcan yemeği

KALAY

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn)
  • Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası

    Pencereye, elinde yeni kalaydan çıkmış bir bakır sahanla orta yaşlı kadın geldi. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]

  • Aldatıcı görünüş

[argo]

  • Sövme, küfür

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalayı basmak

Birleşik Kelimeler: kalaybalık, kalayhane