PİSKOPOSLUK Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler

PİSKOPOSLUK harflerini içeren 3 harfli 24 kelime bulunuyor. 3 harfli PİSKOPOSLUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "piskoposluk ile biten 3 harfli kelimeler. İçinde Piskoposluk olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

POP12, PUS9, POS9, SUP9, KUP8, LUP8, LOP8, PUL8, PİS8, KİP7, PİL7, PİK7, SOS6, SİS5, SOL5, KOK4, KOL4, KUL4, LOK4, SİK4, SKİ4, İLK3, KİL3, KİK3

İLK

[sıfat]

  • Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı

[isim]

  • Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni

    İnsanı insan yapan duyguların ilkidir aşk. - Necati Cumalı

[zarf]

  • Birinci olarak, en başta

    İşte, önüme ilk çıkan kitapçıda, önüme ilk çıkan İngilizce kitaplara bakıyorum. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilk vuran okçudur

Birleşik Kelimeler: ilk adım, ilk ağızda, ilkbahar, ilk bakışta, İlk Çağ, ilk çeyrek, ilk devre, ilk dördün, ilk elden, ilk gençlik, ilk gösteri, ilk göz ağrısı, ilkgüz, ilk kânun, ilk mektep, ilkokul, ilköğrenim, ilköğretim, ilk önce, ilk örnek, ilk planda, ilk sezi, ilk tasarım, ilk teşrin, ilk yardım, ilk yarı, ilkyaz

KİL (Kelime Kökeni: Farsça gil)

[isim]

  • Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen yumuşak ve yağlı toprak

Birleşik Kelimeler: kil taşı, arı kil, lekeci kili

KİK (Kelime Kökeni: İngilizce gig)

[isim]

[denizcilik]

  • Futa

    Kısacık boyuyla üç çifte kikine yerleşerek dümen kullanırdı. - Abdülhak Şinasi Hisar

KOK (Kelime Kökeni: İngilizce coke)

[isim]

  • Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü

Birleşik Kelimeler: kok kömürü

KOL

[isim]

[anatomi]

  • İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
  • Giyside vücudun bu bölümünü saran parça

    Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. - Osman Cemal Kaygılı

  • Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça

[anatomi]

  • Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü

[bitki bilimi]

  • Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal

[müzik]

  • Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
  • Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça
  • Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal (I), kısım, şube, branş

    Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları.

[tarih]

  • Karakol

    Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi. - Refik Halit Karay

  • İş takımı, ekip, grup

    Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı. - Sait Faik Abasıyanık

[askerlik]

  • Kanat

    Sağ kol. Sol kol.

  • Dizi, düzen

    Yürüyüş kolu.

[denizcilik]

  • Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kola çıkmak
  • kol atmak
  • kol gezmek
  • kol kanat olmak (veya germek)
  • kolları kopmak
  • kollarını açmak
  • kollarının arasına almak
  • kollarını sallaya sallaya gelmek
  • kolları sıvamak
  • kolu kanadı kırılmak
  • koluna girmek
  • koluna kuvvet
  • kolunda altın bileziği olmak
  • kol uzatmak
  • kol vermek
  • kol vurmak

Birleşik Kelimeler: kolağası, kol ağzı, kol akımı, kol bağı, kolbastı, kolbaşı, kol böreği, kol değirmeni, kol demiri, kol emekçisi, kol kapağı, kol kemiği, kol kola, kol nizamı, kol saati, beşinci kol, çift kol, eğitsel kol, kafakol, karakol, karpuz kol, ön kol, sağkol, sağ kol, takma kol, kolu uzun, cırcır kolu, çengi kolu, dağ kolu, deve kolu, imdat kolu, iş kolu, kantar kolu, kapı kolu, keşif kolu, kumanda kolu, sürgü kolu, tulumba kolu, vites kolu, yay kolu, yürüyüş kolu, zuhuri kolu

KUL

[isim]

  • Tanrı'ya göre insan

    Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.

[tarih]

  • Köle

    Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar

[tarih]

  • Karavaş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kula kul olmak
  • kul etmek
  • kul köle olmak
  • kul kusursuz olmaz
  • kul olmak
  • kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
  • kulunuz

Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu

LOK (Kelime Kökeni: İngilizce lock)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz

SİK

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

SKİ (Kelime Kökeni: İngilizce ski)

[isim]

[spor]

  • Kayak

    Sokaktan sırtlarında skileriyle birkaç sporcu gülüşerek geçmiş. - Sait Faik Abasıyanık

SİS

[isim]

[coğrafya]

  • Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya buhardan oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman

    Kalküta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: sis bombası, sis farı, sis lambası, sis perdesi, buz sisi

SOL

[sıfat]

  • Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı

    Sol el. Sol kulak.

[isim]

  • Bu taraftaki yön

    Sola dönmek.

[isim]

  • Sosyalizme yakın görüşte olan grup

[isim]

[spor]

  • Boksta sol yumrukla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sola kaymak
  • sol eli beklemek
  • sol tarafından kalkmak
  • sol yapmak

Birleşik Kelimeler: sol açık, sol bek, sol eğilimli, sol haf, sol iç, sol şerit, solda sıfır, ortanın solu

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde fa ile la arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

Birleşik Kelimeler: sol anahtarı

[isim]

  • Peru para birimi

SOS (Kelime Kökeni: Fransızca sauce)

[isim]

  • Bazı yemeklerin üzerine dökülen, domates, baharat vb. şeylerle yapılan karışım

KİP

[isim]

[dil bilgisi]

  • Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga

[felsefe]

  • Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı

    Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir.

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Uygun, tıpatıp gelen

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Sağlam, dayanıklı

[eskimiş]

  • Örnek, kalıp

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kip gelmek

Birleşik Kelimeler: dilek kipi, emir kipi, gelecek zaman kipi, gereklik kipi, haber kipi, şart kipi, bildirme kipi, isteme kipleri

PİL (Kelime Kökeni: Fransızca pile)

[isim]

  • Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren araç, batarya

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pili bitmek

Birleşik Kelimeler: kalem pil, kuru pil, termoelektrik pil, güneş pili

PİK (Kelime Kökeni: İngilizce pig)

[isim]

  • Dökme demir

Birleşik Kelimeler: pik boru

[isim]

[denizcilik]

  • Geminin kıç tarafındaki bayrak serenine açılan üçgen biçimindeki yelken

[isim]

  • Maça
  • Değer bakımından yükselme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pik yapmak