PİSBOĞAZ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
PİSBOĞAZ harflerini içeren 3 harfli 22 kelime bulunuyor. 3 harfli PİSBOĞAZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Pisboğaz ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Pisboğaz olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ZAĞ13,
ASİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿāṣī)
-
Başkaldırıcı
Padişah içeriye geçince asilerin bir an önceki sersemliği geçti. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Dikbaşlı
Asi evlat.
İSA (Kelime Kökeni: İbranice)
- `İyilik edeyim derken kimseyi memnun edemedi` anlamındaki İsa'yı küstürdü, Muhammed'i memnun edemedi atasözünde geçen bir söz
ABİ
- 343 ağabey
BİS (Kelime Kökeni: Fransızca bis)
- İkinci kez
Ata Sözleri ve Deyimler
- bis yapmak
BOA (Kelime Kökeni: Fransızca boa)
- Boa yılanı
- Kadınların boyunlarına aldıkları yılan biçiminde dar ve uzun kürk, boyun kürkü
Birleşik Kelimeler: boa yılanı
BAS (Kelime Kökeni: Fransızca basse)
- En kalın erkek sesi
- Sesi böyle olan sanatçı
- En kalın sesli orkestra çalgısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- bas tutmak
Birleşik Kelimeler: basbariton, basgitar, basklarnet
OBA
-
Göçebelerin konak yeri
Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan. - Yaşar Kemal
-
Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile
Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir. - Tarık Buğra
- Genellikle bölmeli göçebe çadırı
Birleşik Kelimeler: obabaşı
SİZ
- Çokluk ikinci kişi zamiri
- Bir kişiye saygı ve incelik belirtisi olarak kullanılan bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- siz bilirsiniz
- sizden
- sizden iyi olmasın
- size (veya sizlere) ömür
- size doyum olmaz
- siz sağ olun
Birleşik Kelimeler: sizli bizli
SAZ
-
Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince, açık sarı renkli kamış, hasır otu, kiliz, kofa
Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi. - Halide Edip Adıvar
- Bu kamıştan yapılmış
Birleşik Kelimeler: saz benizli, saz rengi, saz tavuğu
- Her tür müzik aracı, çalgı
- Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı
-
Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama
İnce ve yüksek bir sanat eseri olan saz da milliyetimizin bir hususiyetidir. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Birden çok çalgının bulunduğu takım
- Çalgılı eğlence yeri
Birleşik Kelimeler: saz eseri, sazevi, saz semaisi, saz şairi, saz şiiri, saz takımı, ince saz, ritim saz, divan sazı, meydan sazı, elektronik sazlar, nefesli sazlar, telli sazlar, üflemeli sazlar, vurmalı sazlar, yaylı sazlar
BİZ
-
Çokluk birinci kişiyi gösteren söz
Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz! - Atatürk
-
Bazen teklik birinci kişi zamiri `ben` yerine kullanılan bir söz
Biz kendisini aldığımız zaman vücudu pek ince idi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Ata Sözleri ve Deyimler
- biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye
- biz bize benzeriz
- bizden
- bize de mi lolo?
- bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar
- biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz
Birleşik Kelimeler: biz bize, sizli bizli
-
Katı bir şeyi dikerken iğne geçirecek yeri delmek için kullanılan, çelikten yapılmış, sivri uçlu ve ağaç saplı araç, tığ
Kunduracı bizi.
- Maraş işinde kalın karton parçalarının iğneyi kırmamasını sağlamak ve delik delmek işleminde kullanılmak üzere hazırlanmış tahta saplı, ince sivri uçlu bir çuvaldız türü
- Ülkemiz sularında yaşayan bir tür mersin balığı, şip (Acipenser nudiventris)
BAZ (Kelime Kökeni: Fransızca base)
-
Temel
Baz fiyat.
- Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde
Ata Sözleri ve Deyimler
- baz almak
Birleşik Kelimeler: baz losyon, baz morfin, baz yük
PİS
- Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves
-
Kendinde pislik olan veya pislenmiş olan
Lağım suları pistir.
-
Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı
Şu pis dünyanın acılarında bile öyle bir tat var ki her şeye razıyım. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çirkin, sevimsiz olan
Demin o pis, ukala suratıyla sırıta sırıta yanıma yaklaştı. - Reşat Nuri Güntekin
-
İçinden çıkılması çok güç, karışık
Pis bir iş.
Birleşik Kelimeler: pis bıyık, pisboğaz, pis lakırtı, pis pis, pis söz, pis su, ağzı pis, eteğine pis
PAS
-
Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde
Demirin tozu ve pası dev işçilerin kirpiklerine yağar, gözlerine dolardı. - Lâtife Tekin
- Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı veya kahverengi lekeler
- Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı
- Demir veya demir alaşımlarının aşınması sonunda ortaya çıkan ve esas itibarıyla demir oksit ve hidroksitten meydana gelen aşınma türü
-
Bar (IV)
Hastanın dilindeki pas.
Ata Sözleri ve Deyimler
- pas açmak
- pas tutmak
Birleşik Kelimeler: pas mantarı, pas rengi, akpas, bodur pas, kir pas, bakır pası, buğday pası, demir pası
- Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi
- Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz
Ata Sözleri ve Deyimler
- pas almak
- pas atmak (veya vermek)
- pas geçmek
- pas vermemek
Birleşik Kelimeler: sektirme pas, tek pas, ara pası, duvar pası
SAP
- Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
-
Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak
Armudun sapı. Gülün dikenli sapı.
-
Bir aracı tutmaya yarayan bölüm
Bir küçük çekmeceden sapı fil dişi bir revolver çıkarmıştı. - Sait Faik Abasıyanık
-
İplik, tire, ibrişim vb. şeylerde iğneye geçirilen bir dikişlik iplik
Bir sap tire. İki sap ibrişim.
- Kabza
-
Demet durumundaki ekinler
Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı. - Reşat Enis
- Erkek
Ata Sözleri ve Deyimler
- sap çekmek
- sap derken saman demek
- sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner
- sap gibi
- sapına kadar
- sapla samanı karıştırmak
- sap yiyip saman sıçmak
Birleşik Kelimeler: sapı silik, kök sap, yapışıcı sap, sap sapa, çiçek sapı
BOZ
- Açık toprak rengi
- Kül rengi, gri
- Bu renklerde olan
- Açılmamış, sürülmemiş (toprak)
Birleşik Kelimeler: bozayı, bozbakkal, boz bulanık, bozdoğan, bozgeven, boz madde, bozördek, boz yel, bozyürük