PEŞTU ile Oluşan Kelimeler (PEŞTU Kelime Türetme)
PEŞTU harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. PEŞTU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Peştu kelimesinin anlamı nedir? Peştu ile başlayan kelimeler. İçinde peştu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
PEŞTU13
4 Harfli Kelimeler
PUŞT12
3 Harfli Kelimeler
PEŞ10, PUT8, ŞUT7, TUŞ7, ŞET6
2 Harfli Kelimeler
PE6, ŞU6, EŞ5, ŞE5, TU3, UT3, ET2, TE2
ET
-
İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka
Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf.
- Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
-
Ten
Gömleği yırtılmış, eti görünüyor.
-
Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm
Bu zeytinde et denecek bir şey yok.
Ata Sözleri ve Deyimler
- et bağlamak
- ete kemiğe dönüştürmek (veya büründürmek)
- eti budu yerinde (veya etine dolgun)
- eti kemiği
- eti kemiğine yapışmak
- etinden et koparmak (veya kesmek)
- eti ne budu ne?
- eti senin, kemiği benim
- et kanlı gerek, yiğit canlı
- et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?
- etle tırnak arasına girilmez
- etle tırnak gibi
- et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
- etten duvar örmek
- etten önce çömleğe düşmek
- et tırnak olmak
- et tırnaktan ayrılmaz
- et tutmak
Birleşik Kelimeler: et beni, et kafalı, et kesimi, et kırımı, et lokması, etobur, et sığırı, et sineği, et sotesi, et suyu, et şeftalisi, et tavuğu, et toprak, et unu, etyaran, etyemez, beyaz et, kaba et, kara et, kırmızı et, lop et, kül rengi et sineği, balıketi, balık eti, dana eti, diş eti, diş eti ünsüzü, göğüs eti, koyun eti, kurban eti, kuzu eti, sığır eti, soya eti, tavşan eti, tavuk eti, balıketinde
TE
- Türk alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı, okunuşu
- Sıhhi tesisatta su borusunu üç yönlü kullanabilme durumuna getiren parça
- Tellür elementinin simgesi
TU
-
Tuh
Tu, böyle mi olacaktı!
Birleşik Kelimeler: tu kaka
UT
- Utanma duygusu
Birleşik Kelimeler: ut açıcı, ut yeri
-
Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı
Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin
EŞ
-
Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri
Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. - Ömer Seyfettin
-
Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika
Kadın diye eşini bellemiş, dürüst, aile babası bir adamdır. - Zeyyat Selimoğlu
-
Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri
Güvercin eşini arıyor.
-
İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partner
Briçte kuvvetli bir eş seçti.
- Kuma, ortak
- Arkadaş
- Döl eşi
Ata Sözleri ve Deyimler
- eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
- eş tutmak
Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi
ŞE
- Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu
ŞET (Kelime Kökeni: Arapça şedd)
- Sıkarak bağlama, sıkma
- Klasik Türk müziğinde bir makamı kendi perdelerinden daha tiz veya pes perdelerde çalma işi
PE
- Türk alfabesinin yirminci harfinin adı, okunuşu
ŞU
-
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz
Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu
-
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası
Bunu istemem, şunu isterim.
Ata Sözleri ve Deyimler
- şu denli
- şu günlerde (veya sırada)
- şu kadar
- şu kadar ki
- şuna bak!
- şundan
- şunun şurası
- şusu busu
Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden
ŞUT (Kelime Kökeni: İngilizce shoot)
-
Futbolda bir oyuncunun topu kaleye sokmak için ayağıyla yaptığı sert ve hızlı vuruş
Sol ayağımla değil şutu atmak, topa dokunmak bile mümkün olmaz. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- şut atmak (veya çekmek)
TUŞ (Kelime Kökeni: Fransızca touche)
-
Piyano, org vb. müzik aletleriyle daktilo, hesap makinesi, bilgisayar ve telefon gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı
Piyanonun tuşlarından, kemanın tellerinden uçan sesler, insana, insan olmanın mutluluğunu tattırır. - Yusuf Ziya Ortaç
- Yağlı boya ressamlığında fırçadaki boyanın tuvale sürülüş biçimi
- Eskrimde kılıcın ucunun karşı oyuncunun göğüs ve karın bölgesini koruyan özel giysinin bir bölümüne değmesi
- Güreşte oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi
Ata Sözleri ve Deyimler
- tuşa getirmek
- tuş olmak
PUT (Kelime Kökeni: Farsça but)
-
Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, tapıncak, sanem, fetiş
Onu ben, büsbütün başka bir hayranlıkla âdeta bir puta taparcasına seviyordum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Haç
Ata Sözleri ve Deyimler
- put gibi
- put kesilmek
- Üç dört tel ipekten bükülmüş iplik
PEŞ (Kelime Kökeni: Farsça pes)
-
Arka, art
Biz kuru canımıza razıyız diye peşimizden geliyordu. - Falih Rıfkı Atay
- Elbisenin etek kısmı
Ata Sözleri ve Deyimler
- peşinde (veya peşinden) gitmek
- peşinde (veya peşinden) koşmak
- peşinde dolaşmak (veya gezmek)
- peşinden sürüklemek
- peşinden yürümek
- peşinde olmak
- peşine düşmek (veya gitmek)
- peşine takılmak
- peşine takmak
- peşini bırakmamak
Birleşik Kelimeler: peş peşe, peşi peşine, peşi sıra
- Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası
PUŞT (Kelime Kökeni: Farsça puşt)
- Eş cinsel erkeklerin cinsel zevklerine hizmet eden erkek
- Ağır ve kaba sövgü sözü
- Güvenilmez, kalleş
Ata Sözleri ve Deyimler
- puşt olmak
PEŞTU (Kelime Kökeni: Farsça peştū)
- Afgan halkı