PEYGAMBERVARİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

PEYGAMBERVARİ harflerini içeren 5 harfli 70 kelime bulunuyor. 5 harfli PEYGAMBERVARİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GEYVE17, GEVME16, PERVA15, VERGİ15, MİYAV14, MEYVE14, PİGME14, YEVMİ14, AYEVİ13, EVİYE13, GABYA13, GARİP13, YAVER13, EVRİM12, GAMBA12, GİYME12, MAVRA12, PEMBE12, VERME12, VERİM12, VEREM12, VARMA12, YAPMA12, AVARE11, ERBAP11, EPEYİ11, GAYRİ11, GEBRE11, GARBİ11, GİRAY11, PARYA11, PRAYA11, REVİR11, RAGBİ11, REBAP11, YERGİ11, AGAMİ10, AMPİR10, AMPER10, BAMYA10, BAYMA10, GİRME10, GEMRE10, GERİM10, GERME10, MAGRİ10, PERMA10, PERMİ10, RAMPA10, ABİYE9, BİREY9, AMBAR8, AMBER8, BAREM8, EMAYE8, MİYAR8, MARYA8, YERME8, YARMA8, ARİYA7, ARABİ7, BİRER7, BERRİ7, ERBAA7, İBARE7, REAYA7, YARAR7, ARAMİ6, ERİME6, EMARE6

ARAMİ (Kelime Kökeni: Arapça ārāmī)

[isim]

  • MÖ 11-8. yüzyıllarda Mezopotamya'da yaşamış bir halk

ERİME

[isim]

  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

ARİYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)

[isim]

[denizcilik]

  • Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma

ARABİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarabī)

[isim]

  • Arapça

[sıfat]

  • Araplarla ilgili, Araplara özgü olan

Birleşik Kelimeler: zamkıarabi

BİRER

[sıfat]

  • Herkese bir

    Birer kalp bıraktılar bize kırık / Ömrümüzce gözyaşı döktürecek - Cahit Sıtkı Tarancı

Birleşik Kelimeler: birer ikişer

BERRİ (Kelime Kökeni: Arapça berrī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Karasal

ERBAA

[isim]

  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)

[isim]

  • Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz

    Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim

REAYA (Kelime Kökeni: Arapça reʿāyā)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
  • Tanzimattan önce Osmanlı Devleti'nin Müslüman olmayan uyrukları

    Buradaki Türkler de tek tük reayayı görmemezliğe gelebiliyorlardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]

  • Hristiyan

YARAR

[isim]

  • Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj

    Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık. - Attila İlhan

  • Çıkar

    Kızılay yararına bir balo.

[sıfat]

  • Yarayan, elverişli, uygun

    Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yararı dokunmak
  • yararı olmak

Birleşik Kelimeler: kamu yararı

AMBAR (Kelime Kökeni: Farsça anbār)

[isim]

  • Genellikle tahıl saklanan yer

    Asker ambarlarında buğday var. - Halide Edip Adıvar

  • Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer
  • Geminin yük koymaya ayrılmış yeri

    Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge

    Buğday ambarımız Konya.

[mimarlık]

  • Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek

    Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum. - Halit Fahri Ozansoy

[ticaret]

  • Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık

Birleşik Kelimeler: ambar memuru, ambarda kurutma, kırkambar, tahıl ambarı

AMBER (Kelime Kökeni: Arapça ʿanber)

[isim]

  • Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde

    Dağıtır gülleri boşlukta hava / Ve buhurdanda tüter amberler - Arif Nihat Asya

  • Güzel kokulu bazı maddelerin ortak adı

Birleşik Kelimeler: amber ağacı, amber balığı, amberbaris, amberbu, amber çiçeği, akamber, akar amber, esmer amber

BAREM (Kelime Kökeni: Fransızca barème)

[isim]

  • Devlet memurlarının maaşlarının derece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çizelge

    Bunların tek derdi barem basamaklarını aşarak bu mertebeye fırlayıvermekten ibarettir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

EMAYE (Kelime Kökeni: Fransızca émaillé)

[sıfat]

  • Üzeri emayla kaplanmış olan

    Emaye tencere.

[isim]

  • Fotoğrafçılıkta ışığa karşı hassas malzeme