PERÇİNLEYİŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
PERÇİNLEYİŞ harflerini içeren 5 harfli 36 kelime bulunuyor. 5 harfli PERÇİNLEYİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇİPİL12,
İLERİ
- Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
-
Bir şeyin ulaşılacak yönü
Yolun ilerisi düz.
- Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra
-
Önde bulunan
İleri karakol. İleri hat.
-
Doğrusundan daha çok gösteren (saat)
Saat beş dakika ileridir.
-
Benzerlerini geride bırakmış
İleri fikirler.
-
Öne doğru, ileri doğru
Masayı biraz ileri çekelim.
-
`Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk
- Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön
Ata Sözleri ve Deyimler
- ileri (veya ileriye) gitmek
- ileri almak
- ileri atılmak (veya çıkmak)
- ileri geçmek
- ileri gelmek
- ileri götürmek
- ilerisine gitmek
- ileri sürmek
- ileri varmak
- ileriyi görmek
Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites
NELER
-
çok ve çeşitli şeyler
Bugün neler gördük.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
YELİN
- İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü
YENLİ
-
Yenleri olan
Geniş yenli gömlek.
YEREL
- Yöresel
- Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
- Sınırlı bir yerle ilgili olan, mevzii, lokal
Birleşik Kelimeler: yerel ağ, yerel korozyon, yerel radyo, yerel saat, yerel televizyon, yerel yayın, yerel yönetim
YERLİ
-
Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
Yerli dolap. Yerli sedir.
-
Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Belli bir bölgede yetişen, otokton
Yerli muz. Yerli meyve.
- Bir yerin ilk sakini olan, otokton
-
Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan
Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti. - Eflâtun Cem Güney
- Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad
Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli
ÇİNLİ
- Çin halkından veya bu halkın soyundan olan kimse
ÇELEN
- Ev saçağı
ERİNÇ
-
Hiçbir eksiği, üzüntüsü ve acısı olmama durumu, dirlik, rahat, huzur
Değiliz, erinç içinde değiliz biz, erinç içinde olmayı da aramıyoruz, dilemiyoruz. - Nurullah Ataç
İÇERİ
-
İç yan, iç bölüm, dışarı karşıtı
İçeriden sesler geliyor.
-
İç, iç yüzey
Odanın içerisi bu kadar adam almaz.
-
İç yüzeyde, iç bölümde olan
İçeri odadan sesler geliyor.
-
İç yana, iç yana doğru
İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi. - Peyami Safa
- Gönül, yürek
- Hapishane
Ata Sözleri ve Deyimler
- içeri (veya içeriye) atmak (veya almak veya tıkmak)
- içeriden çıkmak
- içeriden evlenmek
- içeride olmak
- içeri girmek
- içeriye dalmak
- içeriye düşmek
İLENÇ
-
Beddua, kargış
Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak. - Memduh Şevket Esendal
NEŞİR (Kelime Kökeni: Arapça neşr)
- Yayma, dağıtma, saçma
- Yayım
Birleşik Kelimeler: neşredilmek, neşretmek, neşrolunmak, leffüneşir
REÇEL (Kelime Kökeni: Farsça rīçāl)
-
Meyvelerin şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan tatlı
Onlar kahve, süt hatta kışın salep içmeyi, zeytin, peynir, reçel ve ekmek yemeyi tercih ederler. - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: ayva reçeli, çilek reçeli, erik reçeli, kayısı reçeli, kızılcık reçeli, kiraz reçeli, meyve reçeli, vişne reçeli
ŞİLİN (Kelime Kökeni: İngilizce shilling)
- Avusturya para birimi
- Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti Kenya, Somali ve Uganda para birimi
- İngiliz lirasının yirmide biri olan para
ŞİRİN (Kelime Kökeni: Farsça şīrīn)
-
Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş
Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas