Pek ile Başlayan Kelimeler

PEK ile başlayan 31 kelime bulunuyor. Başında PEK olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Pek kelimesinin anlamı nedir? Pek ile biten kelimeler. İçinde pek olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

PEKMEZKÖPÜĞÜ41, PEKLEŞTİRMEK20, PEKİŞTİRMELİ20

11 Harfli Kelimeler

PEKMEZCİLİK22, PEKLEŞTİRME19, PEKİŞTİRMEK19

10 Harfli Kelimeler

PEKMEZKEFİ24, PEKİŞİLMEK18, PEKİŞTİRME18

9 Harfli Kelimeler

PEKİŞİLME17, PEKLEŞMEK17, PEKMEZLİK17

8 Harfli Kelimeler

PEKMEZCİ19, PEKMEZLİ16, PEKLEŞME16, PEKİŞMEK16, PEKSİMET14, PEKTORAL13, PEKİTMEK13

7 Harfli Kelimeler

PEKİŞME15, PEKİTME12

6 Harfli Kelimeler

PEKMEZ14, PEKİYİ12, PEKALA10, PEKENT10, PEKLİK10, PEKTİN10

5 Harfli Kelimeler

PEKÇE12, PEKİN9

4 Harfli Kelimeler

PEKİ8

3 Harfli Kelimeler

PEK7

PEK

[sıfat]

  • Sert, katı
  • Sağlam, dayanıklı

    İnsan gülden nazik, taştan pektir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[zarf]

  • Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok

    Pek beğendikleri ve pek sevdikleri hâlde aldatırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın

[zarf]

[halk ağzında]

  • Hızlı olarak

    Pek gittiği için çabuk yoruldu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pek söylemek

Birleşik Kelimeler: pekâlâ, pek başlı, pek canlı, pek çoğu, pek çok, pek doku, pek gözlü, pekiyi, pek pek, pek yürekli, pek yüzlü, ağzı pek, arkası pek, canı pek, gözü pek, sırtı pek, yüreği pek, yüzü pek

PEKİ

[edat]

  • Evet

    Peki ama benim ne olduğumu henüz muayene etmediniz. - Refik Halit Karay

  • Pekâlâ

PEK

[sıfat]

  • Sert, katı
  • Sağlam, dayanıklı

    İnsan gülden nazik, taştan pektir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[zarf]

  • Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok

    Pek beğendikleri ve pek sevdikleri hâlde aldatırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın

[zarf]

[halk ağzında]

  • Hızlı olarak

    Pek gittiği için çabuk yoruldu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pek söylemek

Birleşik Kelimeler: pekâlâ, pek başlı, pek canlı, pek çoğu, pek çok, pek doku, pek gözlü, pekiyi, pek pek, pek yürekli, pek yüzlü, ağzı pek, arkası pek, canı pek, gözü pek, sırtı pek, yüreği pek, yüzü pek

PEKÂLÂ (Kelime Kökeni: Türkçe pek + Arapça aʿlā)

[sıfat]

  • Benzerlerinden aşağı olmayan

    Pekâlâ bir ev, niçin beğenmediniz?

[edat]

  • `Dediğin gibi olsun, öyle kabul edelim` anlamlarında bir söz, peki

    Pekâlâ madem biliyordun, ne diye söylemedin?

[zarf]

  • Kesinlikle

    Pekâlâ gideceğim, siz ne karışıyorsunuz?

[zarf]

  • Elbette

    Gece yarısını geçmiş olmasına rağmen, hiç olmazsa, arkadaşım pekâlâ beni bekleyebilirdi. - Kemal Bilbaşar

[zarf]

  • Çok iyi

    Hâlbuki yalının rehinde olduğunu pekâlâ işitmiştim. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

PEKENT

[isim]

[jeoloji]

  • Kolayca geçit vermeyen, aşılması çok güç doğal engel

    Toros pekendi.

PEKLİK

[isim]

  • Pek olma durumu
  • Kabız
  • Sağlamlık, dayanıklılık, direnç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • peklik çekmek

Birleşik Kelimeler: gözü peklik, sırtı peklik, yüreği peklik, yüzü peklik

PEKTİN (Kelime Kökeni: Fransızca pectine)

[isim]

  • Bitki dokularında bulunan renksiz, metil grubundan madde
  • Göze zarının peltemsi kabuğu
  • Özellikle bitki hücrelerinin orta lamelinde bulunan büyük moleküllü karbonhidrat karışımı madde

PEKİTME

[isim]

  • Pekitmek işi, tekit

PEKİYİ

[isim]

  • Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan en yüksek başarı derecesi

    Sınıfımı pekiyi ile geçtim.

PEKÇE

[zarf]

  • İyice

    Düğüncüler akşama kadar güneş altında pişmiş, bıkmış, yanmış oldukları için rakı sofrasına pekçe sokuldular. - Memduh Şevket Esendal

PEKTORAL (Kelime Kökeni: Fransızca pectoral)

[sıfat]

[tıp]

  • Göğse ait
  • Göğse veya akciğer hastalıklarına ait, göğüs hastalıklarına ilişkin

PEKİTMEK

[-i]

  • Güç vermek, güçlendirmek, tekit etmek
  • Daha önce istenip de yerine getirilmemiş bir iş için yeniden resmî bir yazı yazmak, tekit etmek

PEKSİMET (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Pişirildikten sonra dilimler hâlinde kesilerek ısı ile kurutulmuş, uzun süre dayanabilen ekmek

    Yanımızda, ne olur ne olmaz diye alınmış yarım çuval peksimet vardı. - Halide Edip Adıvar

PEKMEZ

[isim]

  • Genellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış biçimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pekmez gibi malın olsun, Antakya'dan sinek gelir
  • pekmez kaynatmak

Birleşik Kelimeler: pekmez helvası, pekmezkefi, pekmezköpüğü, pekmez köpüğü, pekmez toprağı, dut pekmezi, üzüm pekmezi

PEKİŞME

[isim]

  • Pekişmek işi