PEDAGOG ile Oluşan Kelimeler (PEDAGOG Kelime Türetme)

PEDAGOG harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. PEDAGOG kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Pedagog kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

PEDAGOG22

4 Harfli Kelimeler

AGOP13, DEPO11, GEDA10

3 Harfli Kelimeler

POG12, GAG11, EGO8, ODA6, EDA5

2 Harfli Kelimeler

GE6, PE6, DO5, OD5, AD4, DE4

AD

[isim]

  • Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam

    Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu

[dil bilgisi]

  • Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ad almak
  • ad çekmek
  • adı (bile) olmamak
  • adı batası (veya batasıca)
  • adı batmak
  • adı bile okunmamak
  • adı çıkmak
  • adı çıkmış dokuza, inmez sekize
  • adı deliye çıkmak
  • adı duyulmak
  • adı geçmek
  • adı gibi bilmek
  • adı kaldırılmak
  • adı kalmak
  • adı karışmak
  • adı kötüye çıkmak
  • adını ...-ye çıkarmak
  • adını ağzına abdestle almak
  • adını ağzına almamak
  • adını anmak
  • adını bağışlamak
  • adını çıkarmak
  • adını kirletmek (veya lekelemek)
  • adını koymak
  • adını taşımak
  • adını vermek
  • adı olmak
  • adı var
  • ad koymak
  • ad takmak
  • ad vermek
  • ad yapmak

Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına

[isim]

  • Sayma
  • Sayılma

Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak

DE

  • Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu

EDA (Kelime Kökeni: Arapça edāʾ)

[isim]

  • Davranış, tavır

    Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Naz, işve

    Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki! - Attila İlhan

  • Anlatış biçimi, tarzı

    Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu. - Ömer Seyfettin

[isim]

  • Verme, ödeme, yerine getirme

    Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu. - Osman Aysu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eda etmek

DO (Kelime Kökeni: İtalyanca do)

[isim]

[müzik]

  • Gam (II) dizisinde `si` ile `re` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

Birleşik Kelimeler: do anahtarı

OD

[isim]

[eskimiş]

  • Ateş

    Yaz bahar ayında bir od verdiler / Yandım gittim ala karlı dağ iken - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • od yok ocak yok

Birleşik Kelimeler: od ocak

ODA

[isim]

  • Evin veya herhangi bir yapının oturma, çalışma, yatma gibi işlere yarayan, banyo, salon, giriş vb. dışında kalan, bir veya birden fazla çıkışı olan bölmesi, göz

    Her odanın ziyareti bir saat sürmüştü. - Ahmet Haşim

  • Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik

    Sanayi odası. Ticaret odası.

[tarih]

  • Yeniçeri kışlası

Birleşik Kelimeler: odabaşı, oda hapsi, oda müziği, oda spreyi, art oda, başoda, karanlık oda, kozmik oda, ön oda, arz odası, basınç odası, bekâr odası, bekleme odası, beslenme odası, çalışma odası, çubuk odası, doğum odası, etüt odası, halk odası, kabul odası, köy odası, kumanda odası, makam odası, makine odası, makyaj odası, misafir odası, müzik odası, oturma odası, reji odası, rejisörlük odası, sanayi odası, sandık odası, soyunma odası, ticaret odası, yatak odası, yemek odası, yer odası, yük odası

GE

  • Türk alfabesinin sekizinci harfinin adı, okunuşu

[kimya]

  • Germanyum elementinin simgesi

PE

  • Türk alfabesinin yirminci harfinin adı, okunuşu

EGO (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

[felsefe]

  • Ben (III)

    Örnek devlet adamı bence egosunun aleyhine özveride bulunabilen adamdır. - Haldun Taner

GEDA (Kelime Kökeni: Farsça gedā)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Dilenci
  • Yoksul, fakir

DEPO (Kelime Kökeni: Fransızca dépôt)

[isim]

  • Korunmak, saklanmak veya gerektiğinde kullanılmak için bir şeyin konulduğu yer, ardiye

    Kıyıda kapıları, kepenkleri kapalı, birkaç ev ve depo sıralanıyordu. - Halikarnas Balıkçısı

  • Bir malın toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer

    Ben depoya güzel bir portatif eczane ısmarlayacağım. - Mahmut Yesari

[askerlik]

  • Ordu mallarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer, debboy

    Gelibolu civarında Akbaş mevkisinde bir cephane deposu vardı. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • depo etmek

Birleşik Kelimeler: aygır deposu, mühimmat deposu, soğuk hava deposu, su deposu, yakıt deposu

GAG (Kelime Kökeni: İngilizce gag)

[isim]

[sinema]

[tiyatro]

  • 343 gülüt

POG

[sıfat]

  • Gür ve uzun (bıyık)

AGOP

[isim]

  • `Aptal aptal bakmak` anlamındaki Agop'un kazı gibi bakmak deyiminde geçen bir söz

PEDAGOG (Kelime Kökeni: Fransızca pédagogue)

[isim]

  • Eğitim bilimci