PATAVATSIZCA Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
PATAVATSIZCA harflerini içeren 3 harfli 28 kelime bulunuyor. 3 harfli PATAVATSIZCA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
VIZ13,
ATA
- Baba
-
Dedelerden ve büyükbabalardan her biri
Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade - Karacaoğlan
- Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- atadan babadan görmek
- ata dostu oğla mirastır
- atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
- atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
- ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
- atasını tanımayan Allah'ını tanımaz
Birleşik Kelimeler: atabey, ataerki, ata lira, atasarısı, atasözü
TAT
- Canlıların besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum
- Tatlılık
-
Hoşa giden durum, lezzet, zevk
Öğle yemeğinden sonra gelen rehavetin tadı, hiçbir gece uykusunda bulunmaz. - Şevket Rado
Ata Sözleri ve Deyimler
- tadı damağında kalmak
- tadı gelmek
- tadı kaçmak (veya gitmek)
- tadına bakmak
- tadına doyum olmamak
- tadına varmak
- tadında bırakmak
- tadından yenmemek
- tadını almak
- tadını bulmak
- tadını çıkarmak
- tadını kaçırmak
- tadını tuzunu bulmak
- tadı tuzu kalmamak (veya bozulmak)
- tadı tuzu yok
- tat almak
- tat kazanmak
- tat vermek
Birleşik Kelimeler: tat alma duyusu, tat alma organı, tatbilir, tat duyusu, ağız tadı, damak tadı, kabak tadı
- Dilsiz
- Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap veya İranlılar
- Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran soyundan olan bir topluluğun adı
ASA (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣā)
- Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
- İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa
Birleşik Kelimeler: mareşallik asası
AST
- Alt
- Birinin buyruğu altında olan görevli, madun
- Birine göre alt aşamada olan kimse, madun
- Rütbe veya kıdemce küçük olan asker
Birleşik Kelimeler: astsubay
TAS (Kelime Kökeni: Arapça ṭās)
- Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap
-
Bu kabın alacağı miktarda olan
İki tas pirinç.
-
Başa giyilen metal koruyucu
Tulumbacılar yangınlarda başlarına kalaylı taslar giyerler. - Salâh Birsel
Ata Sözleri ve Deyimler
- tas gibi
Birleşik Kelimeler: tas kebabı, tas tarak, el tası, hamam tası, kafatası, karıntası, sefer tası, su tası, tıraş tası
ASI
- Asma işi
- Afiş
Ata Sözleri ve Deyimler
- asıda olmak (veya kalmak)
TIS
- Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses
Ata Sözleri ve Deyimler
- tıs kesilmek
- tıs yok
AZA (Kelime Kökeni: Arapça aʿżā)
-
Üye
Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti. - Reşat Nuri Güntekin
-
Vücut parçası, organ
Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Birleşik Kelimeler: murahhas aza
ZAT (Kelime Kökeni: Arapça ẕāt)
-
Kişi
Tanıdıklarımdan bir zat, meyveleri hiç sevmez. - Ahmet Haşim
-
Kendi
Evvelki gün gelen kadın sizi istiyor, zatınızla konuşacakmış. - Sermet Muhtar Alus
Birleşik Kelimeler: zata mahsus, zatıalileri, zatıaliniz, zat işleri, haddizatında
ACI
-
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı
Acıyı sever.
-
Tadı bu nitelikte olan
Acı kahvesini yudumluyordu. - Tarık Buğra
-
Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap
Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. - Peyami Safa
-
Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem
İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. - Yusuf Ziya Ortaç
- Çarpıcı, göz alıcı (renk)
-
Keskin, şiddetli
Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal
- Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü
Ata Sözleri ve Deyimler
- acı (veya acılar) görmek
- acı acıyı keser, su sancıyı
- acı çekmek (veya duymak)
- acı gelmek
- acı patlıcanı kırağı çalmaz
- acısı çıkmak
- acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek)
- acısına dayanamamak
- acısını almak
- acısını almak
- acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek)
- acısını çekmek
- acısını çıkarmak
- acısını görmek
- acısı ortaya çıkmak
- acı söylemek
- acı vermek
Birleşik Kelimeler: acı acı, acı ağaç, acı badem, acı bakla, acı bal, acı balık, acı ceviz, acı çiğdem, acı elma, acı fren, acı gerçek, acı haber, acı hıyar, acıkara, acı karpuz, acı kavak, acı kavun, acı kök, acı kuvvet, acı marul, acı meyan, acı ot, acı pelin, acı sakız, acı söz, acı su, acı tatlı, acı yavşan, acı yeşil, acı yonca, can acısı, ciğer acısı, evlat acısı, iç acısı, içler acısı, kalp acısı, kuyruk acısı, yürek acısı, yürekler acısı
AZI
- Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş
- Öküz arabalarında ön ve arka yastıkları dingile bağlayan ağaç çivi
Birleşik Kelimeler: azı dişi
PAT
-
Yassı, basık
Ne de ıslak pat burnundaki mor mor meneviş. - Mehmet Akif Ersoy
Birleşik Kelimeler: pat burun
- Yassı bir şeyle vurulduğunda çıkan ses
Ata Sözleri ve Deyimler
- pat diye
Birleşik Kelimeler: pat küt, pat pat, pat sat, çatapat, çatpat
- Birleşikgillerden, papatyaya benzeyen otsu bir bitki (Leucanthemum)
- Kasımpatı biçiminde olan elmas iğne
SAC
- Yassı demir çelik ürünü
-
Bu üründen yapılan
İskenderun'da evimize taşındığımız günlerde sac sobamıza elden düşme borular alınmıştı. - Ayla Kutlu
-
Bu nesneden yapılmış, üzerinde yufka yapılan dışbükey pişirme aracı
Esmer, sacda pişirilmiş bir somun ekmeği, eliyle parçalayıp sofradakilerin önüne dağıttı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: sacayağı, sacayak, sac böreği, sac ekmeği, sac kavurması, sac kebabı, çalkantı sacı
SAZ
-
Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince, açık sarı renkli kamış, hasır otu, kiliz, kofa
Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi. - Halide Edip Adıvar
- Bu kamıştan yapılmış
Birleşik Kelimeler: saz benizli, saz rengi, saz tavuğu
- Her tür müzik aracı, çalgı
- Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı
-
Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama
İnce ve yüksek bir sanat eseri olan saz da milliyetimizin bir hususiyetidir. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Birden çok çalgının bulunduğu takım
- Çalgılı eğlence yeri
Birleşik Kelimeler: saz eseri, sazevi, saz semaisi, saz şairi, saz şiiri, saz takımı, ince saz, ritim saz, divan sazı, meydan sazı, elektronik sazlar, nefesli sazlar, telli sazlar, üflemeli sazlar, vurmalı sazlar, yaylı sazlar
ZIT (Kelime Kökeni: Arapça żidd)
-
Karşıt, ters
Sizin kadar zıt mizaçlı ikizler görülmemiştir herhâlde. - Elif Şafak
Ata Sözleri ve Deyimler
- zıddına basmak (veya gitmek)
- zıddı olmak
- zıt gitmek
Birleşik Kelimeler: zıt anlamlı, zıt kutup