PATAVATSIZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

PATAVATSIZ harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli PATAVATSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Patavatsız ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Patavatsız olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AVAZ13, VAAZ13, PAZI12, SIVA12, APAZ11, AZAP11, SAVA11, ZAPT11, SIPA10, TAVA10, VAAT10, ASAP9, SAPA9, TIPA9, TAPI9, PATA8, TAPA8, TAZI8, AZAT7, SATI6, SAAT5, STAT5, TASA5, TAAT4

TAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāʿat)

[isim]

  • Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme

SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)

[isim]

  • Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası

    Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat

  • Vakit, zaman

    Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir işin yapıldığı belli bir zaman

    Yemek saati.

    Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati.

  • Günün hangi anı olduğunu gösteren alet

    Kolundaki krome saate göz attı. - Refik Halit Karay

  • Sayaç

    Elektrik saati. Su saati.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
  • saat bu saat
  • saat gibi
  • saat gibi işlemek
  • saati çalmak
  • saati saatine uymamak
  • saat on bir buçuğu çalmak
  • saat tutmak

Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri

STAT (Kelime Kökeni: Fransızca stade)

[isim]

[spor]

  • Stadyum

TASA

[isim]

  • Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam(I)

    Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar. - Falih Rıfkı Atay

[ruh bilimi]

  • Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tasa çekmek
  • tasa etmek
  • tasasına düşmek
  • tasası sana mı düştü?

SATI

[isim]

[halk ağzında]

  • Satma işi, satış

[sıfat]

  • Adanmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satıya çıkarmak

AZAT (Kelime Kökeni: Farsça āzād)

[isim]

  • Serbest bırakma

[eskimiş]

  • Okullarda paydos

[sıfat]

  • Serbest bırakılmış olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azat etmek (veya eylemek)
  • azat olmak

Birleşik Kelimeler: akşam azadı

PATA (Kelime Kökeni: İtalyanca patta)

[isim]

  • Oyunda yenen ve yenilen olmaması, berabere kalma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pata çakmak
  • pata gelmek
  • pata olmak

TAPA (Kelime Kökeni: İtalyanca tappo)

[isim]

  • Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta veya plastikten tıkaç, tıpa

[askerlik]

  • Top mermisinin ucuna takılan ve mermi atıldıktan sonra patlamasını sağlayan ayarlı başlık

Birleşik Kelimeler: kör tapa

TAZI (Kelime Kökeni: Farsça tāzī)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir tür köpek (Canis familiaris grajus hibernicus)

    Bir anda toparlanıp öyle bir kaçıştılar ki arkalarından tazı koşturulsa yetişemezdi. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tazı gibi
  • tazı o tazı ama çulu değişmiş
  • tazıya dönmek

ASAP (Kelime Kökeni: Arapça aʿṣāb)

[isim]

  • Sinir

    Bu büyük ızdırap, asabına uyuşukluk getirdi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asabına dokunmak

SAPA

[sıfat]

  • Merkezden uzak, kıyıda köşede kalmış

    Eskiden sapa semtlerde küçücük dükkânlar görünürdü. - Sait Faik Abasıyanık

  • Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan

    Dar ve sapa yollardan hızla yürümeye çalışıyorduk. - Ahmet Hamdi Tanpınar

[mecaz]

  • Düzgün olmayan, yolundan sapmış

    Kimileri sert çıkışlarda, karşı koymalarda, sapa ilişkilerde çözüm arıyor. - Tomris Uyar

TIPA

[isim]

  • Tapa

TAPI

[isim]

[eskimiş]

  • Tapınılan şey

    Karacaoğlan der ki taptığım tapı / Yıkılmaz Tanrı'nın yaptığı yapı - Karacaoğlan

SIPA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Eşek yavrusu
  • Çocuk için sevgi ve şefkat duygularıyla kullanılan bir söz

    Sıpanın aklı karıştı. - Muzaffer İzgü

Birleşik Kelimeler: eşek sıpası

TAVA (Kelime Kökeni: Farsça tāve)

[isim]

  • Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap
  • Bu kapta pişmiş yemek

    Balık tavası. Ciğer tavası.

[madencilik]

  • Maden eritilen saplı pota

    Kurşun tavası.

  • Kireç karıştırılan tekne
  • Deniz veya göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm

[denizcilik]

  • Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki sahanlık
  • Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü

Birleşik Kelimeler: tava böreği, tava ekmeği, elbasan tavası