PARSELLETME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

PARSELLETME harflerini içeren 5 harfli 47 kelime bulunuyor. 5 harfli PARSELLETME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Parselletme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Parselletme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SPERM11, AMPER10, PLASE10, PRESE10, PERMA10, SALEP10, SERAP10, SEPET10, TEPME10, LEPRA9, PALET9, PELTE9, TALEP9, ESMER7, ESEME7, ESAME7, ELMAS7, EMSAL7, MESEL7, MELES7, MELAS7, MERES7, SEMER7, SERME7, SELAM7, TEMAS7, ALLEM6, ALTES6, AMELE6, ESTER6, ETSEL6, ELEME6, EMARE6, LAMEL6, METAL6, METRE6, MELAL6, MERET6, REMEL6, SETRE6, SETER6, TEMEL6, TELES6, TELEM6, TERME6, TERES6, TERAS6

ALLEM

[isim]

  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek

ALTES (Kelime Kökeni: Fransızca altesse)

[isim]

  • Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı
  • Bu unvanı taşıyan kimse

AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)

[isim]

  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi

ESTER (Kelime Kökeni: Almanca Ester)

[isim]

[kimya]

  • Organik asitlerle alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde

ETSEL

[sıfat]

  • Ete ait
  • Cinselliğe ait

    Zavallı geçkin kız, yerleşik ahlak kurallarının dışında etsel duyarlığa yaklaşırsa başına bunların geleceğini düşünüyordu. - Selim İleri

ELEME

[isim]

  • Elemek işi, eliminasyon

[spor]

  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)

[isim]

  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası

[biyoloji]

  • Çok ince tabaka

METAL (Kelime Kökeni: Fransızca métal)

[isim]

[kimya]

  • Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde

[sıfat]

  • Bu maddeden yapılmış

    Çıkardıkları metal kutuları, gazeteleri ve cam şişeleri ayrı ayrı çuvallara doldurup götürüyorlar. - Elif Şafak

  • Dizgi makinelerinde satırları oluşturmak için eritilen antimon ve kurşun alaşımı

Birleşik Kelimeler: metal bilimi, metal yatak, metal yorulması, alkali metaller

METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)

[isim]

[matematik]

  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

  • Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre

MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Can sıkıntısı, usanç

    Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Üzüntü, hüzün, dert

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melal duymak

MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)

[isim]

  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Uğursuz

REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)

[isim]

[edebiyat]

  • Aruz ölçülerinden biri

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir usul

SETRE (Kelime Kökeni: Arapça setre)

[isim]

[eskimiş]

  • Düz yakalı, önü ilikli bir ceket türü

    Müdür Bey, senelerden beri giymediği sırmalı setresini, kılıcını sandıktan çıkardı. - Memduh Şevket Esendal

SETER (Kelime Kökeni: İngilizce setter)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Uzun tüylü İngiliz köpeği