PARABELLUM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
PARABELLUM harflerini içeren 5 harfli 29 kelime bulunuyor. 5 harfli PARABELLUM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
PUMBA13,
ALLEM
-
`Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer
Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek
ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)
- Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret
- Bu işareti veren düzenek
Ata Sözleri ve Deyimler
- alarma geçmek
LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)
- Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
- Çok ince tabaka
MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)
- Dişi geyik
MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)
-
Can sıkıntısı, usanç
Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Üzüntü, hüzün, dert
Ata Sözleri ve Deyimler
- melal duymak
BALAR (Kelime Kökeni: Farsça bālār)
- Pedavra
ERBAA
- Tokat iline bağlı ilçelerden biri
MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)
- Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş
- Bu kumaştan yapılan
MALUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūl)
-
Sakat (kimse)
Ben belki artık malulüm belki ömrümün sonuna kadar böyle kalacağım. - Nazım Hikmet
- Hasta (kimse)
Birleşik Kelimeler: malul gazi, harp malulü
MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)
Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan
Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu
MELUL (Kelime Kökeni: Arapça melūl)
- Üzgün
-
Boynu bükük, zavallı bir biçimde
Garipler köyü az çok çıplak ve kayalık bir yar ortasında sıkışmış, ıssız ve melul duruyor. - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: melul mahzun, melul melul
ULAMA
- Ulamak işi
- Ulanan parça, ek, katkı, ilave
- Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi
- Ulanmış
ULEMA (Kelime Kökeni: Arapça ʿulemā)
- Bilginler
-
Sarıklı din bilginleri
Bursa uleması bütün memleketçe tanınır ve sevilirdi. - Tarık Buğra
AMBAR (Kelime Kökeni: Farsça anbār)
-
Genellikle tahıl saklanan yer
Asker ambarlarında buğday var. - Halide Edip Adıvar
- Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer
-
Geminin yük koymaya ayrılmış yeri
Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge
Buğday ambarımız Konya.
-
Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek
Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum. - Halit Fahri Ozansoy
- Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık
Birleşik Kelimeler: ambar memuru, ambarda kurutma, kırkambar, tahıl ambarı
AMBER (Kelime Kökeni: Arapça ʿanber)
-
Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde
Dağıtır gülleri boşlukta hava / Ve buhurdanda tüter amberler - Arif Nihat Asya
- Güzel kokulu bazı maddelerin ortak adı
Birleşik Kelimeler: amber ağacı, amber balığı, amberbaris, amberbu, amber çiçeği, akamber, akar amber, esmer amber