PANSİYONCU Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
PANSİYONCU harflerini içeren 4 harfli 29 kelime bulunuyor. 4 harfli PANSİYONCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Pansiyoncu ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Pansiyoncu olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
CİPS12,
İNAN
- İnanmak işi
-
Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme
Kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın
- Tanrı'ya duyulan sınırsız inanış, iman, itikat
Ata Sözleri ve Deyimler
- inan olsun
NİSA (Kelime Kökeni: Arapça nisā)
- Kadın
AYİN (Kelime Kökeni: Farsça āyīn)
- Dinî tören, ritüel
- Mevlevi tekkelerinde okunan bestelerin tamamı
Birleşik Kelimeler: ayinicem
AYNİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaynī)
- Gözle ilgili
-
Para olarak değil, madde olarak verilen
Ayni yardım.
Birleşik Kelimeler: ayni hak
SUNİ (Kelime Kökeni: Arapça ṣunʿī)
- Yapay
- Yapmacık
Birleşik Kelimeler: suni böbrek, suni çayır, suni gübre, suni ipek, suni kalp, suni peyk, suni solunum, suni tahta, suni teneffüs
SUNA
-
Erkek ördek
Uzatır boynunu arar eşini / Bir tek suna gördüm göl kenarında - Karacaoğlan
- Göl ördeği
Ata Sözleri ve Deyimler
- suna gibi
Birleşik Kelimeler: suna boylu, aksuna
YANİ (Kelime Kökeni: Arapça yaʿnī)
-
`Demek oluyor ki` anlamlarında bir söz
Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor. - Tarık Buğra
-
`Sözün kısası, doğrusu` anlamlarında bir söz
Tesadüf ama bu kadar olur yani. - Haldun Taner
İYON (Kelime Kökeni: Fransızca ion)
- Bir veya daha çok elektron kazanmış veya yitirmiş bir atom veya bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık, yükün
Birleşik Kelimeler: iyon yuvarı
ONAY
-
Uygun bulma, tasdik, icazet, izin
Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi. - İhsan Oktay Anar
Ata Sözleri ve Deyimler
- onay (veya onayını) almak
SİYA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Kürekleri tersine kullanarak sandalı geriye yürütme
Birleşik Kelimeler: siya siya
YUNA
- Belleme (II)
CAN (Kelime Kökeni: Farsça cān)
- İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
-
Yaşama, hayat
Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. - Reşat Nuri Güntekin
-
Güç, dirilik
Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Kişi, birey
Benimle beraber dört canız. - Falih Rıfkı Atay
-
İnsanın kendi varlığı, özü
Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık. - Nazım Hikmet
-
Gönül
Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade - Karacaoğlan
-
Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
Şeyh çıkınca oradaki canlar da sırasıyla yürüyüp kapıya gelince dönüp baş kestikten sonra dışarı çıkarlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Çok içten, sevimli, sevilen, şirin
Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- cana (veya canına) can katmak
- cana gelecek mala gelsin
- cana kıymak
- can alacak nokta (veya yer)
- can alıp can vermek
- cana minnet saymak (veya bilmek)
- can atmak
- can başına sıçramak
- can baş üstüne
- can beslemek
- can boğazdan gelir (veya geçer)
- can borcunu ödemek
- can bostanda bitmez
- can bulmak
- can cana, baş başa
- can candan şirindir (veya tatlıdır)
- can canın yoldaşıdır
- can cümleden aziz
- can çekişmek
- can çekişmektense ölmek yeğdir
- can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz
- candan geçmek
- can dayanmamak
- can derdinde olmak
- can derdine düşmek
- can gelmek
- canı acımak
- canı ağzına (veya boğazına) gelmek
- canı bayılmak
- canı burnuna (veya burnundan) gelmek
- canı burnundan çıkmak
- canı cana ölçmek
- canı canına (veya içine) sığmamak
- canı cehenneme
- canı çekilmek
- canı çekmek
- canı çıkasıca
- canı çıkmak
- canı çıksın!
- canı gelip gitmek
- canı gelmek
- canı gibi sevmek
- canı gitmek
- canı ile oynamak
- canı ile uğraşmak
- canı istemek
- canı isterse
- canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
- canım
- canım ciğerim
- canım dese canın çıksın diyor sanmak
- canımın içi
- canımı sokakta bulmadım
- canına acımamak
- canına değmek
- canına ezan okumak
- canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek)
- canına kastetmek
- canına kıymak
- canına minnet (olmak)
- canına okumak
- canına rahmet
- canına susamak
- canına tak demek (veya etmek)
- canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün)
- canına yandığım (veya yandığımın)
- canına yetmek
- canından bezmek (veya bıkmak veya usanmak)
- canından geçmek
- canını acıtmak
- canını almak
- canını bağışlamak
- canını burnundan getirmek
- canını cehenneme göndermek (veya yollamak)
- canını çıkarmak
- canını dar atmak
- canını dişine almak (veya takmak)
- canının derdine düşmek
- canının içine sokacağı gelmek
- canını sıkmak
- canını sokakta bulmamak
- canını vermek
- canını yakmak
- canın isterse
- canı sağ olsun!
- canı sıkılmak
- canı yanan eşek, attan yüğrük olur
- canı yanmak
- canı yerine gelmek
- canı yok mu?
- can kalmamak
- can kaygısına düşmek
- canlar!
- can olmak
- can sıkmak
- can vermek
- can yakmak
Birleşik Kelimeler: can acısı, can alıcı, can arkadaşı, can bunaltısı, canciğer, can çabası, can damarı, can direği, can dostu, can düşmanı, can eriği, canevi, can feda, canfes, can havliyle, can korkusu, cankulağı, can kurban, cankurtaran, can kuşu, can noktası, can pahasına, can pazarı, can sağlığı, can sıkıntısı, can simidi, cansiparane, can sohbeti, can suyu, can tahtası, can yeleği, can yoldaşı, cana yakın, canı burnunda, canı cebinde, canıgönülden, canı pek, canı sıkkın, canı tatlı, canı tez, canıyürekten, canına düşkün, canla başla, babacan
ACUN
- Dünya
NAİP (Kelime Kökeni: Arapça nāʾib)
-
Tahtta hükümdar olmadığı zaman veya hükümdarın çocukluğu sırasında devleti yöneten kimse
Kral naibi.
ONCA
-
O kadar, o denli
Koca Yusuf onca atın içinden üç at seçememişti. - Yaşar Kemal
- (o'nca) Ona göre, onun düşüncesine göre