PAHALILAŞMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

PAHALILAŞMAK harflerini içeren 5 harfli 47 kelime bulunuyor. 5 harfli PAHALILAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AHŞAP16, ŞAHAP16, ŞAHIM14, HAŞIL13, KAPIŞ13, PAHAL13, ŞIPKA13, ŞAPLI13, ŞAPKA12, IHMAK11, KIPMA11, AHMAK10, AHKAM10, HAMAK10, HAMAL10, HAMLA10, HAKLI10, KAPLI10, KAPMA10, KAMIŞ10, KALIP10, MAHAL10, AŞAMA9, AŞLIK9, AŞMAK9, AHLAK9, ALLAH9, ALKIŞ9, ALMAŞ9, AKŞAM9, HALKA9, KIŞLA9, KLAPA9, KAŞLI9, KALIŞ9, LAKAP9, PLAKA9, ŞALAK8, ALKIM7, KALIM7, KILMA7, ALMAK6, ALLIK6, KALMA6, MALAK6, AKALA5, ALAKA5

AKALA

[isim]

  • Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk

ALAKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa)

[isim]

  • İlgi

    Sporla alakası var, dedimse öyle sıkı fıkı bir alaka değil. - Nazım Hikmet

  • Gönül bağı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaka (veya alakasını) çekmek (veya toplamak veya uyandırmak)
  • alaka duymak
  • alakayı (veya alakasını) kesmek

Birleşik Kelimeler: kelalaka

ALMAK

[-i]

  • Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak

    Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. - Necati Cumalı

[nesnesiz]

  • Satın almak

[nesnesiz]

  • Ele geçirmek, fethetmek

    Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. - Ömer Seyfettin

[-i]

[-den]

  • Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak

    Çocuğu okuldan aldı.

  • Birlikte götürmek

[nesnesiz]

  • İçine sığmak

    Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır.

[-e]

[nesnesiz]

  • Kabul etmek

[nesnesiz]

  • Kendine ulaştırılmak, iletilmek

    Mektup almak. Haber almak.

[nesnesiz]

  • İçeri sızmak, içine çekmek

    Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış.

[nesnesiz]

  • Erkek, kadınla evlenmek

    O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü. - Memduh Şevket Esendal

[-i]

[nesnesiz]

  • Sürükleyip götürmek

    Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı.

[nesnesiz]

  • Kazanmak, elde etmek

[nesnesiz]

  • Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak

    Soğuk almak. Ceza almak.

[-i]

[nesnesiz]

  • Bürümek, sarmak, kaplamak

    Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi.

[-den]

  • Kısaltmak, eksiltmek

    Ceketin boyundan almak.

[nesnesiz]

  • Yolmak, koparmak

    Kaş almak.

  • Temizlemek

    Karyolanın altını süpürge ile al.

[-e]

[-i]

  • İçeri girmesini sağlamak

    Sevdiği delikanlıyı gece evine almış. - Necati Cumalı

[nesnesiz]

  • Tat veya koku duymak

    Sigaradan hiç tat alamaz oldum. Burnu iyi koku alır.

[-e]

[-i]

  • Örtmek, koymak

    Paltosunu sırtına aldı.

[-i]

[-de]

  • Yol gitmek, mesafe katetmek

    O yolu bir saatte alırsınız.

[-i]

[-den]

  • Çalmak

    Cebimden saatimi almışlar.

  • Soldurmak

    Güneş perdelerin rengini aldı.

  • Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak

    Dalağını aldılar.

[nesnesiz]

  • Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek

    Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı. - Haldun Taner

[nesnesiz]

  • Göreve, işe başlatmak

    Yeni bir kapıcı aldı.

[-den]

  • Görevden, işten çekmek

[nesnesiz]

  • Başlamak

    Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur - Halk türküsü

[nesnesiz]

  • İçecek veya sigara içmek

    Tadına bakmak için bir yudum aldım.

[nesnesiz]

  • Yutmak, kullanmak

    İlaç almak.

[nesnesiz]

[-den]

  • Kazanç sağlamak

    Bir pantolondan beş yüz lira alıyorlar.

  • Gidermek, yok etmek

    İçine biraz su koy, tuzunu alır.

  • Yer değiştirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al (veya alın) ...
  • alaşağı etmek
  • al aşağı vur yukarı
  • al benden de o kadar
  • al birini, vur ötekine (veya birine)
  • aldı
  • aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
  • aldı sazı eline
  • al gülüm ver gülüm
  • alıp başını gitmek
  • alıp götürmek
  • alıp satmaz görünmek
  • alıp sattığı olmamak
  • alıp vereceği olmamak
  • alıp verememek
  • alıp vermek
  • alıp yürümek
  • al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • almadan vermek Allah'a mahsus
  • almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
  • al malın iyisini, çekme kaygısını
  • alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste
  • al sana bir ... daha
  • al takke ver külah

Birleşik Kelimeler: pürüzalır, esir almaca, soluk almadan, açığa almak, satın almak, akılalmaz, çakaralmaz

ALLIK

[isim]

  • Al olma durumu

    Yanaklarının allığından kinaye, ona alyanak lakabını takmışlar. - Sermet Muhtar Alus

  • Kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya

KALMA

[isim]

  • Kalmak işi

    Asıl derdi, tumturaklı sözler, bitimsiz tartışmalarla gözünü boyayıp birazcık yanında kalmamı sağlamak. - Tomris Uyar

[sıfat]

  • Herhangi bir kimseden veya bir dönemden kalmış olan

    Annemden kalma bir evim vardı. Onu rehine koyarak bir ev tuttuk. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: kalma durumu, babadan kalma, dededen kalma

MALAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Manda yavrusu

ALKIM

[isim]

[meteoroloji]

  • Gökkuşağı

KALIM

[isim]

  • Kalma işi

Birleşik Kelimeler: ölüm kalım meselesi

KILMA

[isim]

  • Kılmak işi

    Kitabımı elimden bırakmadığımı görmek bile onları mutlu kılmaya yetiyordu. - Necati Cumalı

ŞALAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyümemiş karpuz

AŞAMA

[isim]

  • Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye
  • Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale

    Onlar biçkiyi, provayı öğrenme aşamasına gelmişlerdi. - Ayla Kutlu

[spor]

  • Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap

Birleşik Kelimeler: aşama sırası

AŞLIK

[isim]

  • Aş yapmak için hazırlanan ve saklanan şeyler
  • Dövüldükten sonra savrularak temizlenen ve kurutulan buğday
  • Zahire

AŞMAK

[-den]

  • Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek

    İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[-i]

  • Süre geçmek, bitmek, sona ermek

[-i]

  • Geçmek

    Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini bulmuştu. - Tarık Buğra

[-e]

  • Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek

[nesnesiz]

[argo]

  • Görünmeden kaçmak

    Herif çoktan aşmış.

Birleşik Kelimeler: sınıraşan

AHLAK (Kelime Kökeni: Arapça aḫlāḳ)

[isim]

  • Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre

    Ahlak düzelmeden hiçbir şey düzelmez. - Çetin Altan

  • Huylar

    Bu şoförler hepinizin ahlakını bozdu. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: ahlak bilimi, ahlak dışı, ahlak yasası, ahlak zabıtası, ilmiahlak

ALLAH (Kelime Kökeni: Arapça allah)

[isim]

  • Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Tanrı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Allah!
  • Allah'a (bin) şükür
  • Allah'a bir can borcu var
  • Allah'a emanet
  • Allah'a emanet ol (veya olun)
  • Allah'a ısmarladık
  • Allah'a yalvar
  • Allah'ın adamı
  • Allah'ın belası
  • Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz
  • Allah'ın binasını yıkmak
  • Allah'ın cezası
  • Allah'ından bulsun
  • Allah'ın emri
  • Allah'ın evi
  • Allah'ın gazabı
  • Allah'ın günü
  • Allah'ın hikmeti
  • Allah'ını seversen
  • Allah'ın işine bak
  • Allah'ın kulu
  • Allah'tan
  • Allah'tan kork!
  • Allah'tan korkmaz
  • Allah'tan umut kesilmez
  • Allah (binbir) bereket versin
  • Allah (seni) inandırsın
  • Allah (veya Allah'ı) var
  • Allah acısını unutturmasın
  • Allah akıl fikir (veya akıllar) versin
  • Allah Allah!
  • Allah aratmasın
  • Allah artırsın
  • Allah bağışlasın
  • Allah bahtından güldürsün
  • Allah bal mumu yakana bal mumu, yağ mumu yakana yağ mumu verir
  • Allah bana, ben de sana
  • Allah belasını versin
  • Allah beterinden saklasın (veya esirgesin)
  • Allah bilir
  • Allah bilir ama kul da sezer
  • Allah bir dediğinden başka sözüne inanılmaz
  • Allah bir yastıkta kocatsın
  • Allah büyüktür
  • Allah canını alsın
  • Allah cezasını vermesin (veya versin)
  • Allah dağına göre kar verir
  • Allah derim
  • Allah dirlik düzenlik versin
  • Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz
  • Allah dört gözden ayırmasın
  • Allah düşmanıma vermesin
  • Allah ecir sabır versin
  • Allah eksik etmesin
  • Allah eksikliğini göstermesin
  • Allah emeklerini eline vermesin
  • Allah esirgesin (veya saklasın)
  • Allah etmesin
  • Allah gecinden versin
  • Allah göstermesin
  • Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar
  • Allah hakkı için
  • Allah Halil İbrahim bereketi versin
  • Allah hayırlı etsin
  • Allah herkesin gönlüne göre versin
  • Allah hoşnut olsun
  • Allah için
  • Allah iki iyilikten birini versin
  • Allah iyiliğini (veya layığını) versin
  • Allah kahretsin
  • Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış
  • Allah kavuştursun
  • Allah kazadan beladan saklasın
  • Allah kerim
  • Allah kısmet ederse
  • Allah korusun (veya saklasın)
  • Allah kulundan geçmez
  • Allah kulunu kısmeti ile yaratır
  • Allah kuru iftiradan saklasın
  • Allah manda şifalığı versin
  • Allah mübarek etsin
  • Allah müstahakını versin
  • Allah ne verdiyse
  • Allah ömürler versin
  • Allah övmüş de yaratmış
  • Allah rahatlık versin
  • Allah rahmet eylesin
  • Allah rızası için
  • Allah sabırlı kulunu sever
  • Allah sağ gözü (veya eli) sol göze (veya ele) muhtaç etmesin
  • Allah selamet versin
  • Allah senden razı olsun
  • Allah seni (veya sizi) inandırsın
  • Allah sevdiğine dert verir
  • Allah son gürlüğü versin
  • Allah sonunu hayır etsin
  • Allah taksiratını affetsin
  • Allah tamamına erdirsin (veya eriştirsin)
  • Allah tekrarına erdirsin
  • Allah utandırmasın
  • Allah vere de
  • Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez
  • Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir
  • Allah vermesin
  • Allah versin
  • Allah yarattı dememek
  • Allah yazdı ise bozsun
  • Allah yürü ya kulum demiş
  • Allah zihin açıklığı versin
  • Allah ziyade etsin

Birleşik Kelimeler: Allah aşkına, Allah taksimi, Allah vergisi, Allah yapısı, Allahualem, Allahuteala, evelallah, evvelallah

[isim]

[mecaz]

  • Herhangi bir işte başarılı olmuş, en üst dereceye ulaşmış kimse

    Amerika'da kaçakçılığın allahları vardır. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allahı çok, insanı az bir yer