P ile Başlayan 4 Harfli Kelimeler

P harfleri ile başlayan 4 harfli 64 kelime bulunuyor. Başında P olan 4 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "p ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde P olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

PLAJ17, POPO14, PUHU14, PİPO13, PUPA13, POŞU13, PİPİ12, PUNÇ12, PUŞT12, PAHA12, PAPA12, PAZI12, PEPE12, PIŞT12, PRAG12, PAÇA11, PİŞİ11, PİŞT11, PRİZ11, PUSU11, PAŞA11, PEÇE11, POLO10, POSA10, POST10, PUMA10, PURO10, PİDE10, PASO10, PAYE10, PESO10, PEYK10, PÜRE10, PİSİ9, PİST9, POTA9, PRES9, PRİM9, PUAN9, PUNT9, PİKO9, PALU9, PANO9, PARS9, PENS9, PERU9, PEST9, PİRE8, PLAK8, PLAN8, PİLİ8, PİKE8, PAKT8, PALA8, PARA8, PARE8, PARK8, PATA8, PATİ8, PEKİ8, PENA8, PENİ8, PERİ8, PERT8

PİRE

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Pireler takımından, insanın ve bazı hayvanların kanını emerek yaşayan, iyi sıçradığı için kolay yakalanamayan, küçük, asalak böcek (Pulex)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pire gibi
  • pire için yorgan yakmak
  • pireye kızıp yorgan yakmak
  • pireyi deve yapmak
  • pireyi gözünden vurmak

Birleşik Kelimeler: pirekapan, pirekıran, pire otu, su piresi

PLAK (Kelime Kökeni: Fransızca plaque)

[isim]

  • Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak

    Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Metal nesne, plaka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • plak bozulmak

Birleşik Kelimeler: taş plak, bakteri plağı, diş plağı

PLAN (Kelime Kökeni: Fransızca plan)

[isim]

  • Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen

    Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar. - Haldun Taner

  • Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim

    O tarihte aramızda kasaba planını yapmaya gelmiş bir iki mühendis ve mimar bulunuyordu. - Reşat Nuri Güntekin

[sinema]

[televizyon]

  • Çekim

[mecaz]

  • Düşünce, niyet, maksat, tasavvur

    Aşağıda kaynaşan kalabalığa bakarak planını zihninden geçirdi. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • plan kurmak

Birleşik Kelimeler: arka plan, geri plan, nâzım plan, ilk planda, eylem planı

PİLİ (Kelime Kökeni: Fransızca pli)

[isim]

  • Kumaş, kâğıt vb.nde bir bölümün öbürünün üzerine getirilmesiyle oluşturulan kıvrım, kırma

    Gayet ince pililer külahın tepesinde birleşiyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

PİKE (Kelime Kökeni: Fransızca piqué)

[isim]

  • Kabartmalı pamuklu kumaş
  • Bu kumaştan yapılan yatak örtüsü

    Yarım saate varmadan evdeki bütün çarşaflar, pikeler, yorganlar, yastıklar salonun ortasına yığılmış oluyordu. - Elif Şafak

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

    Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

  • Uçağın yüksekten, hedef üzerine büyük bir açı ile inmesi
  • Uçağın yüksekten hedefin üzerine dik olarak saldırması
  • Yüksek bir yerden suya dik olarak dalma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pike yapmak

[isim]

  • İyi ayrılamama sebebiyle un veya irmik içerisinde kalmış olan, gözle görülebilen, iri ve koyu renkli kepek vb. parçacık

PAKT (Kelime Kökeni: Fransızca pacte)

[isim]

  • Antlaşma

    Balkan Paktı.

Birleşik Kelimeler: saldırmazlık paktı

PALA (Kelime Kökeni: İtalyanca pala)

[isim]

  • Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç

    Belindeki kısa palasıyla ve omuzunda gri tüfeğiyle masanın kenarına oturdu. - Falih Rıfkı Atay

  • Kürek vb. araçların, enli ve yassı bölümü
  • Bir yere çaprazlama konulan yassı kiriş veya kereste

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pala çalmak (veya sallamak)
  • pala çekmek
  • pala sürtmek

Birleşik Kelimeler: pala bıyık

[isim]

[halk ağzında]

  • Bez parçalarından dokunan basit kilim veya yaygı

    Kendi ürettiği kocaman sürünün yünlerinden Fadime Nine ne güzel palalar dokumuş. - Halide Edip Adıvar

  • Eski, kullanılmış eşya veya giysi

PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)

[isim]

[ekonomi]

  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

  • Kazanç

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

[eskimiş]

  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası

PARE (Kelime Kökeni: Farsça pāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Parça, kısım
  • Tane, adet

    Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi / Yeni doğmuş ayı gördükleri yerden geliyor - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: pare pare, ciğerpare, palaspare, şekerpare, varakpare, yekpare

PARK (Kelime Kökeni: Fransızca parc)

[isim]

  • Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli bahçe

    Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel. - Sait Faik Abasıyanık

  • Otopark
  • Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi
  • Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • park etmek

Birleşik Kelimeler: park saati, park sayacı, park yeri, lunapark, millî park, otopark, ağaç parkı, botanik parkı, makine parkı, su parkı

PATA (Kelime Kökeni: İtalyanca patta)

[isim]

  • Oyunda yenen ve yenilen olmaması, berabere kalma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pata çakmak
  • pata gelmek
  • pata olmak

PATİ

[isim]

  • Kedi, köpek vb. hayvanların ön ayağı

[halk ağzında]

  • Küçük çocuk ayağı

PEKİ

[edat]

  • Evet

    Peki ama benim ne olduğumu henüz muayene etmediniz. - Refik Halit Karay

  • Pekâlâ

PENA (Kelime Kökeni: İtalyanca penna)

[isim]

  • Mızrap

PENİ (Kelime Kökeni: İngilizce penny)

[isim]

  • Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi