OYUNBOZANLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

OYUNBOZANLIK harflerini içeren 5 harfli 62 kelime bulunuyor. 5 harfli OYUNBOZANLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOYOZ14, YOBAZ13, BOZUK12, BUZLA11, BOYUN11, BOYLU11, BALOZ11, KABIZ11, NABIZ11, YALIZ11, YAZIK11, YAZIN11, BOYNA10, BANYO10, KOBAY10, AZLIK9, BOKLU9, KOLZA9, KIZAN9, KOYUN9, KOZAN9, KAZIL9, LAKOZ9, NAKIZ9, NAZLI9, OYALI9, YOLUK9, ZANLI9, ANYON8, AYLIK8, ALYON8, BUNAK8, BULAK8, BANKO8, BALON8, BALKI8, BALIK8, KOLAY8, KONYA8, KABLO8, KABUL8, KAYIN8, LAYIK8, OYNAK8, YILAN8, YUNAN8, YUNAK8, YOLAK8, YANIK8, YANKI8, YANLI8, YALIN8, YAKIN8, KOLON7, ONLUK7, ANLIK6, KOLAN6, KANUN6, KANON6, KANLI6, KALIN6, NALIN6

ANLIK

[sıfat]

  • Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane

    Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra

  • Bir anda oluşan, gelişen, spontane

[isim]

[ruh bilimi]

  • Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi

[isim]

[ruh bilimi]

  • Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

Birleşik Kelimeler: bir anlık

KOLAN

[isim]

  • At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer

    Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı. - Necati Cumalı

  • Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ

[halk ağzında]

  • Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kolan çekmek
  • kolan vurmak

Birleşik Kelimeler: kolan balığı

KÂNUN (Kelime Kökeni: Arapça kānūn)

[isim]

[eskimiş]

  • Eski takvimde yer alan kânunusani, kânunuevvel ay adlarında geçen `ateş ocağı` anlamındaki söz

    Eski tabirle kânunları yani aralık ve ocak aylarını sevmem. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: ilk kânun, son kânun

[isim]

[hukuk]

  • Yasa
  • Geçerli olan kural

    Dünyanın en büyük kanunu, nefsini müdafaa ve muhafaza etmek için karnını doyurmaktır. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanun çıkarmak
  • kanunu çiğnemek

Birleşik Kelimeler: kanun adamı, kanun dışı, kanun hükmünde kararname, kanun koyucu, kanun layihası, kanun maddesi, kanunname, kanun sözcüsü, kanun tasarısı, kanun teklifi, kanunuesasi, vazııkanun, arz talep kanunu, orman kanunu, üç hâl kanunu

[isim]

[müzik]

  • Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı

    Kanunun ilk kez Farabi tarafından yapıldığı söylenir.

KANON (Kelime Kökeni: Fransızca canon)

[isim]

[müzik]

  • Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki veya daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün

KANLI

[sıfat]

  • Kan bulaşmış

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

  • Kanı olan
  • Kan dökülmesine neden olan

    Bu savaş çok kanlı olacak, beyler. - Tarık Buğra

  • İsteyerek kan dökmüş olan (kimse), hunriz, katil
  • Kanlanmış olan

    Kanlı göz.

[isim]

  • Kan davasında taraf olan kimse

    Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir. - Yaşar Kemal

[tıp]

  • Kanı yoğun olan, demevi

    Kanlı adam.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanlı gömlek gizlenemez
  • kanlısı olmak
  • kanlı yaş (veya yaşlar) dökmek

Birleşik Kelimeler: kanlı ishal, kanlı bıçaklı, kanlı canlı, kanlı katil, ağırkanlı, delikanlı, serinkanlı, sıcakkanlı, soğukkanlı

KALIN

[sıfat]

  • Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı

    Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Enli ve gür (kaş)
  • Yoğun, akıcılığı az olan

    Kalın bir sis tabakası.

  • Etli, dolgun

    Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde... - Memduh Şevket Esendal

  • Pes (ses)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalın incelene kadar ince süzülür

Birleşik Kelimeler: kalın bağırsak, kalın kafa, kalın ses, kalın ünlü, kalın yağ, ensesi kalın

[isim]

[halk ağzında]

  • Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık

    Babam senden çok mu istedi kalını? - Halk türküsü

[isim]

  • Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü

NALIN (Kelime Kökeni: Arapça naʿleyn)

[isim]

  • Takunya

    Çarşı hamamlarındaki nalınlar da boy boymuş. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: natır nalını

KOLON (Kelime Kökeni: Fransızca colonne)

[isim]

[mimarlık]

  • Sütun

    Mermer kolonları, eski heykelleri önüne gelen alıp gitmişti. - Necati Cumalı

  • Katlardaki döşemeleri birbirlerine bağlayan düşey boru

Birleşik Kelimeler: ana kolon hattı

[isim]

[anatomi]

  • Kalın bağırsağın gödenden önceki bölümü

ONLUK

[sıfat]

  • On birimden, on parçadan oluşan

[mecaz]

  • On üzerinden tam not alan

    Onluk bir öğrenci.

[isim]

[eskimiş]

  • On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde olan para

    Bir iki mecidiyenin arasına sıkışmış bir onluğu ararken arkadan bir araba geliyordu. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: onluk bozma

ANYON (Kelime Kökeni: Fransızca anion)

[isim]

[kimya]

  • Negatif elektrikle yüklü iyon, eksin

AYLIK

[isim]

  • Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş

    Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Bir ay içinde olan

    Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Bir ay süren, mahiye

    Aylık iş.

[sıfat]

  • Ayda bir kez yapılan veya çıkan

    Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.

[sıfat]

  • Belirli aydan beri var olan

    Üç aylık çocuk.

[zarf]

  • Bir ay için

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylığa geçmek
  • aylık almak
  • aylık bağlamak
  • aylık vermek

Birleşik Kelimeler: onbiraylık, üç aylık, emekli aylığı

ALYON (Kelime Kökeni: Fransızca Antoine Alleon'un adından)

[sıfat]

[argo]

  • Çok zengin (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alyon kesilmek

BUNAK

[sıfat]

  • Bunamış olan, matuh

    İhtiyar bunak, hâline bakmıyor da neler söylüyor. - Memduh Şevket Esendal

BULAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kaynak, pınar

BANKO (Kelime Kökeni: İtalyanca banco)

[isim]

  • İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh

    Kelepçi kızlar da bankodakiler gibi, fazla iplik kopmasından şikâyetçiydiler. - Orhan Kemal

  • Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para
  • Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse

[zarf]

  • Kesinlikle

    Bu dönem muhtar banko Ali Bey olacak.

[ünlem]

  • Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz

[denizcilik]

  • Su altı tepeliği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • banko geçmek

Birleşik Kelimeler: banko at, banko sayı