OYNAŞLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
OYNAŞLIK harflerini içeren 5 harfli 34 kelime bulunuyor. 5 harfli OYNAŞLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
KAYIŞ11,
ANLIK
-
Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane
Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra
- Bir anda oluşan, gelişen, spontane
- Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi
- Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt
Birleşik Kelimeler: bir anlık
KOLAN
-
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer
Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı. - Necati Cumalı
- Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ
- Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kolan çekmek
- kolan vurmak
Birleşik Kelimeler: kolan balığı
KANLI
-
Kan bulaşmış
Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek
- Kanı olan
-
Kan dökülmesine neden olan
Bu savaş çok kanlı olacak, beyler. - Tarık Buğra
- İsteyerek kan dökmüş olan (kimse), hunriz, katil
-
Kanlanmış olan
Kanlı göz.
-
Kan davasında taraf olan kimse
Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir. - Yaşar Kemal
-
Kanı yoğun olan, demevi
Kanlı adam.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanlı gömlek gizlenemez
- kanlısı olmak
- kanlı yaş (veya yaşlar) dökmek
Birleşik Kelimeler: kanlı ishal, kanlı bıçaklı, kanlı canlı, kanlı katil, ağırkanlı, delikanlı, serinkanlı, sıcakkanlı, soğukkanlı
KALIN
-
Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Enli ve gür (kaş)
-
Yoğun, akıcılığı az olan
Kalın bir sis tabakası.
-
Etli, dolgun
Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde... - Memduh Şevket Esendal
- Pes (ses)
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalın incelene kadar ince süzülür
Birleşik Kelimeler: kalın bağırsak, kalın kafa, kalın ses, kalın ünlü, kalın yağ, ensesi kalın
-
Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık
Babam senden çok mu istedi kalını? - Halk türküsü
- Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü
AYLIK
-
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık. - Falih Rıfkı Atay
-
Bir ay içinde olan
Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı. - Adalet Ağaoğlu
-
Bir ay süren, mahiye
Aylık iş.
-
Ayda bir kez yapılan veya çıkan
Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.
-
Belirli aydan beri var olan
Üç aylık çocuk.
- Bir ay için
Ata Sözleri ve Deyimler
- aylığa geçmek
- aylık almak
- aylık bağlamak
- aylık vermek
Birleşik Kelimeler: onbiraylık, üç aylık, emekli aylığı
ALYON (Kelime Kökeni: Fransızca Antoine Alleon'un adından)
- Çok zengin (kimse)
Ata Sözleri ve Deyimler
- alyon kesilmek
KOLAY
-
Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç(II) ve zor karşıtı
Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Kolaylık
İşin kolayını buldum.
- Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe
Ata Sözleri ve Deyimler
- kolay gele! (veya gelsin!)
- kolayına bakmak (veya kaçmak)
- kolayına gelmek
- kolayını bulmak
- kolayı var
Birleşik Kelimeler: kolay kolay, dile kolay
KONYA
- Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
KAYIN
- Kayıngillerin örnek bitkisi olan, 30-40 metre boyunda, 2 metre çapında, kışın yapraklarını döken, kerestesi beyaz ve değerli olan bir orman ağacı (Fagus orientalis)
- Bu ağaçtan yapılmış
Birleşik Kelimeler: Avrupa kayını, doğu kayını
-
Kadın veya kocaya göre birbirlerinin erkek kardeşi, kayınbirader, ini
Sabahleyin kaynım beni bir katıra bindirdi. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: kayınbaba, kayınbirader, kayınpeder, kayınvalide, kaynana
LAYIK (Kelime Kökeni: Arapça lāyiḳ)
-
Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan
Sevilmeye o herkesten fazla layıktır. - Peyami Safa
- Bir kimseye uygun olan, yaraşan
Ata Sözleri ve Deyimler
- layığını bulmak
- layık görmek
- layık olmak
OYNAK
-
Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli
Boğaz'ın oynak ve çırpıntılı sularına açıldı mı korkuya benzer bir ürperti geçirilir. - Samiha Ayverdi
-
Hareket, canlılık veren
Zeybek oynak bir müziktir.
-
Değişken, kararsız
Altın fiyatları oynak.
-
Davranışları ağırbaşlı olmayan (kadın veya kız)
Bu, otuz yaşlarında çenebaz ve oynak bir duldu. - Reşat Nuri Güntekin
-
Bükülüp doğrulmaya elverişli olan (eklem)
Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak yerlerinde, etlerinde bir sızı, bir gevşeklik... - Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: oynak kemiği
YILAN
-
Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen, uzun hayvan
Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan.
-
Sinsi ve hain
Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- yılan gibi
- yılan gibi sokmak
- yılanın kuyruğuna basmak
Birleşik Kelimeler: yılan balığı, yılanbaşı, yılan çıyan, yılan çiçeği, yılan derisi, yılandili, yılan gömleği, yılan hikâyesi, yılaniğnesi, yılan kavı, yılankavi, yılankemiği, yılan taşı, yılanyastığı, çıngıraklı yılan, gözlüklü yılan, karayılan, kör yılan, sağır yılan, ağaç yılanı, boa yılanı, deniz yılanı, katır yılanı, mercan yılanı, ok yılanı, su yılanı
YOLAK
-
Patika
Evlerinin önü yoldur yolaktır / Başımızda dönen derttir dolaptır - Halk türküsü
YANIK
-
Yanmakta olan
Binada yanık lamba bırakmayın.
-
Yanmış olan
Yanık soğan kokulu bir buhar odayı dolduruyordu. - Reşat Enis
-
Rengi koyulaşmış
Kocaman hasır şapkalarının altında sarı saçları uçan, yanık iki genç kız. - Sait Faik Abasıyanık
-
Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavruk
Yanık bir çocuk.
- Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan
- Bıkkın, üzüntülü, dertli
-
Duygulu, dokunaklı, acılı, etkili
Aşk söyletir en yanık türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde - Cahit Sıtkı Tarancı
-
Yanmış yer, yanmış olan yerde kalan iz
Halıdaki yanığı ördürmeli.
- Herhangi bir ısıdan meydana gelen doku bozukluğu
Ata Sözleri ve Deyimler
- yanık kokmak
Birleşik Kelimeler: yanık rüzgâr, yanık ses, bağrı yanık, karayanık, yüreği yanık, amele yanığı, gece yanığı, güneş yanığı
YANKI
-
Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, aksiseda, inikâs, akis, eko
Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin / Ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin - Necip Fazıl Kısakürek
-
Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu, düşünce veya tepki, akis, inikâs
Bu çığlıklar, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa geniş yankılarla bütün yurdu kaplıyordu. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- yankı uyandırmak
- yankı yapmak
Birleşik Kelimeler: yankı bilimi