Oyn ile Başlayan Kelimeler

OYN ile başlayan 20 kelime bulunuyor. Başında OYN olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde oyn olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

OYNATILMAK15

9 Harfli Kelimeler

OYNATIMCI18, OYNATILMA14

8 Harfli Kelimeler

OYNAŞMAK15, OYNAŞLIK15, OYNATMAK12, OYNANMAK12, OYNAKLIK12

7 Harfli Kelimeler

OYNAYIŞ16, OYNANIŞ14, OYNATIŞ14, OYNAŞMA14, OYNAKÇA13, OYNATIM12, OYNAMAK11, OYNANMA11, OYNATMA11

6 Harfli Kelimeler

OYNAMA10

5 Harfli Kelimeler

OYN11, OYNAK8

OYNAK

[sıfat]

  • Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli

    Boğaz'ın oynak ve çırpıntılı sularına açıldı mı korkuya benzer bir ürperti geçirilir. - Samiha Ayverdi

  • Hareket, canlılık veren

    Zeybek oynak bir müziktir.

  • Değişken, kararsız

    Altın fiyatları oynak.

  • Davranışları ağırbaşlı olmayan (kadın veya kız)

    Bu, otuz yaşlarında çenebaz ve oynak bir duldu. - Reşat Nuri Güntekin

[anatomi]

  • Bükülüp doğrulmaya elverişli olan (eklem)

    Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak yerlerinde, etlerinde bir sızı, bir gevşeklik... - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: oynak kemiği

OYNAMA

[isim]

  • Oynamak işi

OYNAMAK

[nesnesiz]

  • Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak

    Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Kımıldamak, hareket etmek

[-le]

  • Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak ona dokunmak
  • Bir film, oyun vb.nde rol almak

    Bütün rolleri, şahısların sesleri, tavırları, mimikleriyle tek başına oynamıştı. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Film gösterilmek

    Bu akşam televizyonda hangi film oynuyor?

  • Tiyatro eseri sahneye konmak

    Birisi dedi ki bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış. - Memduh Şevket Esendal

  • Eşyanın herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmek

    Birdenbire apartman kapısının oynadığını hissettim. - Peyami Safa

  • Sarsılmak, yeri değişmek

    Depremde yapı oynadı.

  • Sporla ilgili çalışmalara katılmak

    Tenis oynamak.

  • Müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmak

    Ne oynadığı gazinonun ismini söyledi ne de danslarından bahsetti. - Refik Halit Karay

  • Büyük bir ustalık, beceri ve kolaylıkla bir işi yapmak
  • Değişiklik göstermek

    Bunların fiyatı iki bin ile üç bin lira arasında oynar.

[-le]

  • Tehlikeye düşürmek

    Benim sağlığımla oynama.

  • Oyalanmak, gereği gibi yapmamak, boşuna vakit geçirmek

[-le]

[mecaz]

  • Rastgele yön vermek, aldatmak

    Talih bizimle oynuyor.

[-le]

[mecaz]

  • Herhangi birine karşı önemsemeyici davranışlarda bulunmak

    Koca adamla oynamaya utanmıyor musun?

[mecaz]

  • Tedirgin etmek, rahatsız edici davranışta bulunmak

[mecaz]

  • Değiştirmek, bozmak, tahrif etmek

    Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: güle oynaya

OYNANMA

[isim]

  • Oynanmak işi

OYNATMA

[isim]

  • Oynatmak işi

    Karagöz oynatmaya kalkıştığı geceler ise tam anlamıyla bayramdı. - Ayla Kutlu

OYNAŞ

[isim]

  • Aralarında toplumca hoş karşılanmayan ilişkiler bulunan kadın veya erkekten her biri

    Bu da öğretmen gibi gözü işte, aklı oynaşta! - Memduh Şevket Esendal

OYNATMAK

[-i]

  • Oynamasını sağlamak

    Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı. - Peyami Safa

  • Kımıldamasına yol açmak

    Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi. - Memduh Şevket Esendal

[nesnesiz]

  • Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak

    Ayı oynatmak.

[nesnesiz]

  • Bir araç, gereç kullanmak

    Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı? - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]

  • Aklını yitirmek

    Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Korkutmak, heyecanlandırmak

    Yüreğimi oynattın.

[mecaz]

  • Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak

    Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor.

[nesnesiz]

[tiyatro]

  • Sahneye koymak

    Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız. - Halide Edip Adıvar

OYNANMAK

[nesnesiz]

  • Oynama işine konu olmak

    O gece orada ne oynanacağına bakmadan içeri daldılar. - Osman Cemal Kaygılı

OYNAKLIK

[isim]

  • Oynak olma durumu
  • Oynakça davranış

    Kadınlarında ne bir oynaklık, erkeklerinde ne bir haşarılık. - Refik Halit Karay

OYNATIM

[isim]

  • Oynatma işi

[sinema]

  • Sinema endüstrisinin, filmlerin seyircilere gösterilmesi işiyle uğraşan kolu

OYNAKÇA

[sıfat]

  • Biraz oynak

    Oynakça davranış.

[zarf]

  • (oyna'kça) Oynağa yakışır bir biçimde

    Oynakça davranıyor.

OYNATILMA

[isim]

  • Oynatılmak işi

    Gene incelemecileri yanıltan bir nokta da oyunun perde ile oynatılmasıdır. - Metin And

OYNANIŞ

[isim]

  • Oynanma işi

OYNATIŞ

[isim]

  • Oynatma işi

OYNAŞMA

[isim]

  • Oynaşmak işi