OYLUMLU ile Oluşan Kelimeler (OYLUMLU Kelime Türetme)
OYLUMLU harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. OYLUMLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Oylumlu kelimesinin anlamı nedir? Oylumlu ile başlayan kelimeler. İçinde oylumlu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
OYLUMLU13
6 Harfli Kelimeler
OLUMLU10
5 Harfli Kelimeler
MUYLU10, OYLUM10, YOLLU9
4 Harfli Kelimeler
OYUM9, UYUM9, ULUM7
3 Harfli Kelimeler
YOM7, UMU6, YOL6, ULU5
2 Harfli Kelimeler
OY5, YO5, OM4, OL3
OL
-
O gösterme sıfatı
Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi
- O gösterme zamiri
OM
- Kemiklerin toparlak ucu
- Elektrikte iletkenin direnç birimi
ULU
-
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çok yüksek, çok büyük olan (şey)
Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa
OY
- Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey
- Bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı
- Seçimlerde kişinin herhangi bir aday veya partiye ait yaptığı tercih
Ata Sözleri ve Deyimler
- oya koymak (veya sunmak)
- oy vermek (veya kullanmak)
Birleşik Kelimeler: oy birliği, oy çokluğu, oy hakkı, oy kâğıdı, oy pusulası, oy sandığı, açık oy, beyaz oy, gizli oy, işari oy, karşı oy, kırmızı oy, yeşil oy, güvenoyu, halkoyu, kamuoyu
- Çeşitli duyguları anlatmak için kullanılan bir seslenme sözü
YO
-
`Hayır` anlamında kullanılan bir söz
Dün bize geldiniz mi? -Yo.
- `Yapmam, istemem, kabul etmem` anlamında kullanılan bir itiraz sözü
-
`Sakın` anlamında kullanılan bir uyarma sözü
Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
UMU
- Umut, istek, arzu
YOL
- Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
-
Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. - Çetin Altan
-
Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu. - Ömer Seyfettin
-
İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer
Su yolu. Sel yolu.
-
Yolculuk
Yola çıkmak. Yoldan kalmak.
-
Gidiş çabukluğu, hız
Bu vapurun yolu az.
-
Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi
Celâl Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür. - Haldun Taner
-
Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik
Duyguların eğitimi de en iyi, sanat yoluyla olur.
- Kumaşta bulunan çizgi
- Kez, defa, kere, sefer
- Hile, tuzak
- Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan
-
Gaye, uğur, maksat
Bu yolda çok emek harcandı.
-
Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem
Bu işi yapmanın bir yolu vardır.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... yoluna
- yola (veya yollara) düşmek
- yola (veya yoluna) koyulmak
- yola çıkmak
- yol açmak
- yola dizilmek
- yola düzülmek
- yola gelmek (veya yatmak)
- yola getirmek
- yola gitmek
- yol almak
- yol aramak
- yola revan olmak
- yola vurmak
- yol bulmak
- yol çizmek
- yolda kalmak
- yoldan (veya yolundan) kalmak
- yoldan çevirmek
- yoldan çıkmak
- yol etmek
- yol gitmek
- yol görünmek
- yol göstermek
- yol gözlemek
- yol iz bilmek
- yol kesmek
- yollara dökülmek
- yolları ayrılmak
- yolları tutmak
- yol şaşmak
- yol tepmek
- yol tutmak
- yolu (veya yolunu) şaşırmak
- yolu açık olmak
- yolu açmak
- yolu almak
- yolu düşmek
- yoluna bakmak
- yoluna baş koymak
- yoluna can (veya canını) vermek
- yoluna çıkmak
- yolun açık olsun
- yoluna girmek
- yoluna koymak
- yoluna sapmak
- yolunda gitmek (veya yürümek)
- yolunda görünmek
- yolunu beklemek (veya gözlemek)
- yolunu bilmek
- yolunu bulmak
- yolunu değiştirmek
- yolunu kaybetmek
- yolunu kesmek
- yolunu sapıtmak
- yolunu tutmak
- yolunu tutmak
- yolunu yapmak
- yol vermek
- yol vurmak
- yol yakınken
- yol yapmak
- yol yürümek
Birleşik Kelimeler: yol ağzı, yol ayrımı, yol azığı, yol bel, yolbil, yolbul, yol boyu, yoldüzler, yol erkân, yol evladı, yolgeçen hanı, yol halısı, yol haritası, yol harçlığı, yol işareti, yol kardeşi, yolkesen, yol kilimi, yol parası, yol uğrağı, yolüstü, yol yol, yol yordam, yol yorgunu, açık yol, açısal yol, altı yol, ana yol, bir yol, bölünmüş yol, çakıl yol, çıkar yol, dikenli yol, diplomatik yol, doğru yol, dört yol, duble yol, ekspres yol, kaçamak yol, kısayol, köprü yol, kötü yol, orta yol, otoyol, stabilize yol, tahsisli yol, tali yol, tam yol, tek yönlü yol, tercihli yol, uzak yol kaptanı, uzun yol sürücüsü, uzun yol şoförü, yan yol, gözü yolda, o yolda, kısa yoldan, ayakyolu, bisiklet yolu, boru yolu, cinyolu, çevre yolu, çıkış yolu, çözüm yolu, demir yolu, deniz yolu, döl yolu, geçim yolu, Gökyolu, Hacılaryolu, Hacıyolu, hak yolu, Harezmi yolu, hava yolu, idrar yolu, kara yolu, keçi yolu, koşu yolu, Samanyolu, seğirdim yolu, ses yolu, sıçan yolu, sidik yolu, suyolu, su yolu, yargı yolu, yaya yolu, keyfi yolunda, tıngırı yolunda
ULUM (Kelime Kökeni: Arapça ʿulūm)
- Bilimler, ilimler
YOM
- İyi talih, iyi haber
Ata Sözleri ve Deyimler
- yom tutmak
YOLLU
-
Yolu herhangi bir nitelikte olan
Bozuk yollu bir mahalle.
-
Çizgili
Sandığın altında, mor yollu beyaz bir iplik çul seriliydi. - Orhan Kemal
-
Hızlı giden (taşıt)
Yollu gemi.
-
Kuralına uygun
Bu hiç de yollu bir iş değildi.
-
Herhangi bir nitelikte, biçimde
İlk teklifimde direnir yollu konuşmaya başladım. - Falih Rıfkı Atay
- Kolayca elde edilen kadın
- Parası olan
Birleşik Kelimeler: alay yollu, hafif yollu, nasihat yollu, şaka yollu
OYUM
-
Oyma işi
Tünel açmak için bu dağın oyumu iki ay sürdü.
UYUM
-
Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk
Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı. - Nezihe Araz
- Toplumsal çevreye veya bir duruma uyma, uyum sağlama, intibak, entegrasyon
- Bir cismin görüntüsünü tam ağ tabaka üzerine düşürebilmek için göz merceğinin dışbükeylik derecesini çoğaltıp azaltması olayı, mutabakat
- Ortak özellikleri açısından sesler arasındaki uygunluk, harmoni
Birleşik Kelimeler: ön uyum, sesli uyumu, ses uyumu, sessiz uyumu, ünlü uyumu, ünsüz uyumu, vokal uyumu
OLUMLU
-
Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
Spor sayfalarını okuyarak toplumumuzdaki olumlu gelişmeleri de izleyebilirsiniz. - Necati Cumalı
-
Yapıcı
Olumlu tip, olumlu sanat diye bir şeyler tutturmuşlardı. - Necati Cumalı
-
Onaylayan, kabul eden, lehte olan
Olumlu bir cevap.
- Olgulara, deneylere dayalı olarak bazı nitelikleri belli olan, müspet, pozitif
- Davranışları beğenilen, yapıcı düşünceleri olan, yararlı
- Olumsuzluk anlatmayan (kelime, cümle)
Birleşik Kelimeler: olumlu cümle, olumlu eylem, olumlu fiil, olumlu tümce
MUYLU
- Başka bir parça için dönme ekseni görevini yapan, silindir biçiminde parça
- Bir milin yatağında dönmesini sağlayan bölüm
- Bir top namlusunun iki yanına tutturulan miller
Birleşik Kelimeler: muylu yatağı
OYLUM
- İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş
- Hacim
- Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekân karşılığı
Birleşik Kelimeler: oylum oylum, ek oylum