OYDAŞMAK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

OYDAŞMAK harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli OYDAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYAŞ9, ADAŞ9, YAŞA9, AŞMA8, ADAY8, KOŞA8, MAAŞ8, MODA8, MAYO8, MAŞA8, OYMA8, ŞAMA8, YOMA8, AYMA7, ADAM7, DAMA7, MAYA7, ODAK7, ŞAKA7, YAMA7, AYAK6, ADAK6, KOMA6, KAYA6, MOKA6, YAKA6, AKMA5, KAMA5

AKMA

[isim]

  • Akmak işi

[halk ağzında]

  • Reçine, çam sakızı, akındırık

Birleşik Kelimeler: akma hançer, akma sınırı

KAMA

[isim]

  • Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak

    Bu bıçak, sapına bez sarılmış, küçük çapta bir kamaydı. - Sait Faik Abasıyanık

[madencilik]

  • Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası
  • Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı

[askerlik]

  • Topun gerisini kapayan kapak

    Köy değirmenlerinde top kaması döküldüğüne şahit oldum. - Aka Gündüz

[halk ağzında]

  • Oyunda kazanılan her parti

[halk ağzında]

  • Oyunda sayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kama basmak

AYAK

[isim]

[anatomi]

  • Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
  • Bacak
  • Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri

    İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var.

  • Vücudun belden aşağı bölümü

    Ayağına bir pantolon çekti.

  • Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi

    Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.

  • Basamak
  • Futun küpü alınarak hesaplanan değer

[halk ağzında]

  • Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
  • Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut

[coğrafya]

  • Göl ayağı

[edebiyat]

  • Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler

[edebiyat]

  • Halk edebiyatında uyak

    Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler. - Salâh Birsel

[matematik]

  • Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta

    Dikme ayağı.

[spor]

  • Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri

[spor]

  • Altılı ganyanda yer alan her bir koşu

[madencilik]

  • Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayağa düşmek
  • ayağa fırlamak
  • ayağa kaldırmak
  • ayağa kalkmak
  • ayağı (veya ayakları) dolaşmak
  • ayağı (veya ayakları) suya ermek
  • ayağı alışmak
  • ayağı almak
  • ayağı düşmek
  • ayağı düze basmak
  • ayağı gitmemek
  • ayağı ile gelmek
  • ayağına (veya ayaklarına) kapanmak
  • ayağına bağ olmak
  • ayağına bağ vurmak
  • ayağına çağırmak
  • ayağına çelme takmak
  • ayağına dolanmak (veya dolaşmak)
  • ayağına düşmek
  • ayağına geçirmek
  • ayağına gelmek
  • ayağına getirmek
  • ayağına gitmek
  • ayağına ip takmak
  • ayağına kira istemek
  • ayağına sağlık
  • ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
  • ayağına sıkmak
  • ayağına üşenmemek
  • ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına
  • ayağını (veya ayaklarını) altına almak
  • ayağını (veya ayaklarını) öpeyim
  • ayağını (veya ayaklarını) sürümek
  • ayağını alamamak
  • ayağını bağlamak
  • ayağını çekmek
  • ayağını denk almak
  • ayağını denk basmak
  • ayağını giymek
  • ayağını kaydırmak
  • ayağını kesmek
  • ayağının (veya ayaklar) altında
  • ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim
  • ayağının altına almak
  • ayağının altına karpuz kabuğu koymak
  • ayağının bağını çözmek
  • ayağının bastığı yerde ot bitmez
  • ayağının pabucunu başına giymek
  • ayağının pabucu olamamak
  • ayağının tozu ile
  • ayağının tozunu silmeden
  • ayağının türabı olmak
  • ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
  • ayağını tek almak
  • ayağını vurmak
  • ayağını yorganına göre uzat
  • ayağı yerden kesilmek
  • ayağı yürüten baştır
  • ayak açmak (veya vermek)
  • ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
  • ayak almak
  • ayak atmak
  • ayak atmamak
  • ayak ayak üstüne atmak
  • ayak basmak
  • ayak basmamak
  • ayak çekmek
  • ayak değiştirmek
  • ayak diremek
  • ayaklar altına almak
  • ayaklar baş, başlar ayak olmak
  • ayakları geri geri gitmek
  • ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek
  • ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
  • ayaklarını yerden kesmek
  • ayakları üstünde durmak
  • ayakları yere değmemek
  • ayak sürümek
  • ayak tutmak
  • ayak uydurmak
  • ayak üstünde olmak
  • ayak vermek
  • ayak yapmak

Birleşik Kelimeler: ayakaltı, ayak atışı, ayak bağı, ayakbastı, ayak bileği, ayak divanı, ayak hatası, ayak havlusu, ayak işi, ayak izi, ayakkabı, ayak keseri, ayak kirası, ayak oyunu, ayak perde, ayak satıcısı, ayak tabanı, ayaktakımı, ayak tarağı, ayak tedavisi, ayak tenisi, ayak teri, ayak topu, ayakucu, ayak ucu, ayaküstü, ayaküzeri, ayakyolu, ayağı bağlı, ayağı uğurlu, ayağı üzengide, ayağına çabuk, ağırayak, altıncı ayak, arka ayak, beşinci ayak, bir ayak evvel, birinci ayak, çatal ayak, dördüncü ayak, dört ayak, düzayak, giderayak, gömme ayak, ikinci ayak, kırkayak, önayak, ön ayak, sacayak, takma ayak, üçayak, üçüncü ayak, yalancı ayak, yalın ayak, yarım ayak, tepeden ayağa, danaayağı, domuzayağı, duvar ayağı, eli ayağı düzgün, göl ayağı, horozayağı, itayağı, kazayağı, kediayağı, kurtayağı, sacayağı, tavşanayağı, tavukayağı, turnaayağı, eline ayağına çabuk

ADAK

[isim]

  • Adanılan şey, nezir

    Hanım, bu aldığınız şeylerin adağını unuttunuz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adak adamak

KOMA (Kelime Kökeni: Fransızca coma)

[isim]

[tıp]

  • Bazı hastalıklar, yaralanmalar, zehirlenmeler sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren bilinç kaybı durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komadan çıkmak
  • komaya girmek

[isim]

[müzik]

  • Eşit olmayan iki ses arasında kulakla seçilebilecek en küçük aralık

KAYA

[isim]

  • Büyük ve sert taş kütlesi

    Yolun kenarındaki kayanın üstüne küfesini koydu. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Kayaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaya gibi
  • kaya uçmazsa dere dolmaz

Birleşik Kelimeler: kaya balığı, kayabaşı, kaya güvercini, kaya hanisi, kaya horozu, kaya keleri, kaya lifi, kaya örümceği, kaya sansarı, kaya sarımsağı, kaya suyu, kaya tuzu, azmankaya, cam kaya, kesme kaya, kör kaya, mantar kaya, sapkın kaya, akınkayası, kömürkayası, kumkayası, sazkayası, tatlısu kayası

MOKA (Kelime Kökeni: (Moka şehrinin adından))

[isim]

  • Çok kokulu bir tür kahve
  • Bu kahveden yapılan içecek

YAKA

[isim]

  • Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü

    Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Giysilerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası
  • Kıyı, kenar, taraf

    Sokağın karşı yakasına geçtiler. - Memduh Şevket Esendal

  • Eğik yerey
  • Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha
  • Semt

[denizcilik]

  • Sahil

[denizcilik]

  • Yelkenlerin kenar ve köşeleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yaka bir tarafta, paça bir tarafta
  • yakadan atmak
  • yakadan geçirmek
  • yaka ısırmak
  • yakası açılmadık
  • yakasına (veya yakasından) asılmak (veya yapışmak)
  • yakasına çökmek
  • yakasına sarılmak
  • yakasını bırakmamak
  • yakasını kaptırmak
  • yaka silkmek
  • yakayı (veya yakasını) kurtarmak (veya sıyırmak)
  • yakayı ele vermek

Birleşik Kelimeler: yaka kartı, yaka paça, balıkçı yaka, bisiklet yaka, degaje yaka, haydari yaka, karayaka, kayık yaka, sosis yaka, şapşal yaka, V yaka

AYMA

[isim]

  • Aymak işi

ADAM (Kelime Kökeni: Arapça ādem)

[isim]

  • İnsan
  • Erkek kişi

    İyi bir adam isterse, babası da verirse varacak. - Memduh Şevket Esendal

  • Birinin yanında bulunan ve işini yapan kimse

    Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. - Kemal Tahir

  • Birinin yararlandığı, kullandığı kimse

    Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı. - Cemil Meriç

  • Daima birinin yanında olan, onu destekleyen, isteklerini yerine getiren kimse

    O benim adamımdır, hiçbir ricamı geri çevirmez.

  • Görevli kimse

    Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam buluverse. - Refik Halit Karay

  • İyi huylu, güvenilir kimse
  • Bir alanı benimseyen kimse

[halk ağzında]

  • Eş, koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adama benzemek (veya dönmek)
  • adam adama gerek olur
  • adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
  • adam adamdan korkmaz, utanır
  • adam adamı bir kez aldatır
  • adam almamak
  • adam beğenmemek
  • adamdan saymak
  • adam değilim
  • adam etmek
  • adam gibi
  • adamı
  • adamın adı çıkacağına canı çıksın
  • adamına göre
  • adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
  • adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
  • adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
  • adam içine çıkmak
  • adam içine karışmak
  • adam kullanmak
  • adam olacak çocuk bokundan belli olur
  • adam olana bir söz yeter
  • adam olana çok bile
  • adam olmak
  • adam sanmak
  • adam sen de!
  • adam sırasına geçmek (veya girmek)
  • adam yerine (veya hesabına) koymak

Birleşik Kelimeler: adam adama, adamakıllı, adam başı, adam boyu, adam kıtlığında, adamkökü, adamotu, adam sarrafı, adam sendeci, adam yokluğunda, altın adam, asılmışadam, baba adam, balık adam, beyaz adam, bulaşık adam, istenmeyen adam, kardan adam, kiralık adam, kötü adam, kurbağa adam, lüzumsuz adam, Müslüman adam, ömür adam, parmak adam, parmak çocuk, sokaktaki adam, son adam, tek adam, teknik adam, yarım adam, ahiret adamı, bilim adamı, dağ adamı, dava adamı, devlet adamı, din adamı, el adamı, ev adamı, fikir adamı, gemi adamı, görev adamı, gösteri adamı, günün adamı, halk adamı, hayat adamı, ilim adamı, iş adamı, kanun adamı, kavga adamı, salon adamı, sanat adamı, uzay adamı, zamane adamı

DAMA (Kelime Kökeni: İtalyanca dama)

[isim]

  • Karelere ayrılmış zemin üzerinde on altı taşla iki kişi arasında oynanan oyun

    Gürültüsüz oyun isterseniz gelin damaya. - Mehmet Akif Ersoy

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dama demek

Birleşik Kelimeler: dama tahtası, dama taşı

MAYA (Kelime Kökeni: Farsça māye)

[isim]

[kimya]

  • Bazı besinlerin yapımında mayalanmayı sağlamak için kullanılan madde, ferment

    Ekmek mayası. Yoğurt mayası. Kımız mayası.

[kimya]

  • İçerdikleri enzimlerin katalizör niteliği etkisiyle şekerleri karbondioksit ve alkole dönüştüren bir hücreli bitki organizmaları

[mecaz]

  • Yaradılış, öz nitelik

    Belki biri soyutlanmaya daha az yatkın, öteki daha fazla tetikti ama mayaları galiba birdi. - Attila İlhan

[argo]

  • Arsız, utanmaz kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maya çalmak
  • mayasında olmak

Birleşik Kelimeler: maya ağacı, mayabozan, mayası bozuk, ekşi maya, bira mayası, ekmek mayası

[isim]

[halk ağzında]

[hayvan bilimi]

  • Damızlık dişi hayvan
  • Dişi deve

[isim]

  • Uzun havalardan bir tür halk türküsü

ODAK

[isim]

[fizik]

  • Bir ışık veya ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer, mihrak, fokus

[mecaz]

  • Herhangi bir düşüncede, nitelikte olan kimselerin kaynağı veya bir şeyin toplandığı, yoğunlaştığı yer, mihrak

    Herkesin ilgisini çeken bir odak olmaktan mutluluk duyardı. - Muzaffer Uyguner

Birleşik Kelimeler: odak noktası

ŞAKA

[isim]

  • Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife

    Şaka ettiğini ama şakanın tadını kaçırdığını söylüyordu. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şaka etmek
  • şaka gibi gelmek
  • şaka götürmemek
  • şaka kaldırmak
  • şakası yok
  • şaka söylemek
  • şakaya almak
  • şakaya gelmek
  • şakaya gelmemek
  • şakaya getirmek
  • şaka yapmak
  • şakaya sığınmak
  • şakaya vurmak
  • şakayı kakaya çevirmek
  • şakayken kaka olmak

Birleşik Kelimeler: şaka maka, şaka yollu, soğuk şaka, ağız şakası, dil şakası, el şakası, eşek şakası, kamera şakası, nisan bir şakası

YAMA

[isim]

  • Delik ve yırtığı uygun bir parça ile onarma, kapatma
  • Bu iş için kullanılan parça

    Bereket versin, benim tente yaması içindeki paracıklara. - Aka Gündüz

  • Deride geniş leke

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yama gibi durmak
  • yama küçük, delik büyük
  • yama vurmak

Birleşik Kelimeler: gizli yama, kırkyama