Oy ile Başlayan Kelimeler

OY ile başlayan 98 kelime bulunuyor. Başında OY olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Oy kelimesinin anlamı nedir? Oy ile biten kelimeler. İçinde oy olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

OYUNLAŞTIRILMAK25

14 Harfli Kelimeler

OYUNLAŞTIRILMA24

13 Harfli Kelimeler

OYUNLAŞTIRMAK22

12 Harfli Kelimeler

OYUNCAKÇILIK24, OYUNBOZANLIK23, OYALAYICILIK23, OYULGALANMAK21, OYUNLAŞTIRMA21, OYALANDIRMAK19

11 Harfli Kelimeler

OYULGALAMAK20, OYULGALANMA20, OYALANDIRMA18

10 Harfli Kelimeler

OYUNBAZLIK20, OYULGANMAK19, OYULGALAMA19, OYUNCUKTAN18, OYLUMLAMAK16, OYNATILMAK15

9 Harfli Kelimeler

OYUNCAKÇI20, OYUNBOZAN19, OYMAKBAŞI19, OYALAYICI19, OYUNCULUK18, OYULGANMA18, OYULGAMAK18, OYNATIMCI18, OYMACILIK18, OYLUMLUCA18, OYUNCAKLI17, OYUMLAMAK15, OYLUMLAMA15, OYNATILMA14, OYALANMAK13

8 Harfli Kelimeler

OYLUMSUZ18, OYULGAMA17, OYDAŞMAK17, OYDAŞLIK17, OYACILIK16, OYNAŞMAK15, OYNAŞLIK15, OYLAŞMAK15, OYDURMAK15, OYUMLAMA14, OYNATMAK12, OYNANMAK12, OYNAKLIK12, OYLANMAK12, OYALANTI12, OYALANMA12, OYALAMAK12

7 Harfli Kelimeler

OYNAYIŞ16, OYUNBAZ16, OYDAŞMA16, OYCULUK15, OYLANIŞ14, OYLAŞMA14, OYNANIŞ14, OYNATIŞ14, OYUNCAK14, OYNAŞMA14, OYDURMA14, OYLUMLU13, OYNAKÇA13, OYNATIM12, OYULMAK12, OYUNLUK12, OYLANMA11, OYNAMAK11, OYLAMAK11, OYNANMA11
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

OYUNCU14, OYULUŞ14, OYULGA14, OYMACI14, OYUNTU11, OYULMA11, OYUKLU11, OYMALI11, OYSAKİ10, OYNAMA10, OYLAMA10

5 Harfli Kelimeler

OYDAŞ13, OYACI12, OYNAŞ11, OYLUM10, OYMAK9, OYALI9, OYNAK8

4 Harfli Kelimeler

OY11, OYUM9, OYMA8, OYSA8, OYUK8, OYUN8

3 Harfli Kelimeler

OYA6

2 Harfli Kelimeler

OY5

OY

[isim]

  • Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey
  • Bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı
  • Seçimlerde kişinin herhangi bir aday veya partiye ait yaptığı tercih

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oya koymak (veya sunmak)
  • oy vermek (veya kullanmak)

Birleşik Kelimeler: oy birliği, oy çokluğu, oy hakkı, oy kâğıdı, oy pusulası, oy sandığı, açık oy, beyaz oy, gizli oy, işari oy, karşı oy, kırmızı oy, yeşil oy, güvenoyu, halkoyu, kamuoyu

[ünlem]

  • Çeşitli duyguları anlatmak için kullanılan bir seslenme sözü

OYA

[isim]

  • Genellikle ipek ibrişim kullanarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel

    Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oya gibi

Birleşik Kelimeler: oya ağacı, oya çiçeği, iğne oyası, mekik oyası

OYNAK

[sıfat]

  • Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli

    Boğaz'ın oynak ve çırpıntılı sularına açıldı mı korkuya benzer bir ürperti geçirilir. - Samiha Ayverdi

  • Hareket, canlılık veren

    Zeybek oynak bir müziktir.

  • Değişken, kararsız

    Altın fiyatları oynak.

  • Davranışları ağırbaşlı olmayan (kadın veya kız)

    Bu, otuz yaşlarında çenebaz ve oynak bir duldu. - Reşat Nuri Güntekin

[anatomi]

  • Bükülüp doğrulmaya elverişli olan (eklem)

    Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak yerlerinde, etlerinde bir sızı, bir gevşeklik... - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: oynak kemiği

OYMA

[isim]

  • Oymak işi
  • Bir nesnenin yüzeyini özel araçlarla oyarak veya delerek türlü biçimler verme
  • Ağaç yongası

    Gürgen dibine vardım / Oyma alırım oyma - Halk türküsü

  • Oyularak yapılan süsleme

    Boyalı ve kabarık oymaları birer çiçek demetini hatırlatan bir yalı vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

  • Oyularak yapılmış

    Balkon kapısı önünde, ağaç gövdesinden oyma bir saksılık. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: oyma akıl, oyma baskı, ağaç oyma

OYSA

[bağlaç]

  • Aralarında karşıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi “tersine olarak, aksine” anlamlarıyla birbirine bağlayan bir söz, oysaki, hâlbuki, meğer

OYUK

[isim]

  • Oyulmuş, içi boş ve çukur olan yer

    Birbirine karışmış nal oyuklarından, gündüz beş on kişilik bir devriyenin geçip gittiği anlaşılıyordu. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: dalga oyuğu

OYUN

[isim]

  • Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence
  • Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi
  • Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü

    Zeybek oyunu.

  • Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes
  • Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma

    Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları.

  • Şaşkınlık uyandırıcı hüner

    Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu.

  • Kumar

    Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. - Peyami Safa

[spor]

  • Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket

[spor]

  • Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç

[mecaz]

  • Hile, düzen, desise, entrika

    Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oyuna çıkmak
  • oyuna gelmek
  • oyuna getirmek
  • oyuna kurban gitmek
  • oyun almak
  • oyun bağlamak
  • oyun bozmak
  • oyun çıkarmak
  • oyun dışı kalmak
  • oyun etmek
  • oyun kurmak
  • oyun oynamak
  • oyunu almak
  • oyunun kurallarını bilmek
  • oyun vermek
  • oyun yapmak

Birleşik Kelimeler: oyun alanı, oyunbozan, oyun ebesi, oyun havası, oyun kâğıdı, oyun kurucu, oyun masası, oyun sahası, oyun salonu, oyun yazarı, destek oyun, dürüst oyun, eğitici oyun, eğitsel oyun, orta oyunu, öncü oyun, pastoral oyun, seyirlik oyun, sözsüz oyun, vurgu oyun, aralık oyunu, ayak oyunu, Bizans oyunu, borsa oyunu, cirit oyunu, çocuk oyunu, fincan oyunu, gölge oyunu, hapis oyunu, hava oyunu, hayal oyunu, kâğıt oyunu, kaşık oyunu, kelime oyunu, kılıç oyunu, köy oyunu, kukla oyunu, lades oyunu, misket oyunu, orta oyunu, peri oyunu, radyo oyunu, şans oyunu, takım oyunu, talih oyunu, televizyon oyunu, tuğla oyunu, yumruk oyunu, yüzük oyunu, halka oyunları

OYMAK

[isim]

  • Aşiret
  • İzcilikte küçük birlik

    Oymak beyi.

Birleşik Kelimeler: oymakbaşı

[isim]

[gök bilimi]

  • Hemen hemen benzer veya aynı tür yıldızlardan oluşmuş, Samanyolu'nun seyrek yapılı genç kümelerinden her biri

[-i]

  • Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak

    Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi. - Samiha Ayverdi

  • Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmek

    Gömleğin yakasını ve koltuğunu biraz oydu.

[argo]

  • Bıçaklayarak yaralamak

[argo]

  • Kazıklamak

OYALI

[sıfat]

  • Kenarına oya yapılmış veya geçirilmiş

    Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu. - Osman Cemal Kaygılı

Birleşik Kelimeler: iğne oyalı

OYUM

[isim]

  • Oyma işi

    Tünel açmak için bu dağın oyumu iki ay sürdü.

OYSAKİ

[bağlaç]

  • Oysa

    Oysaki daha önce onunla tanışmayı çok istemiştim. - Necati Cumalı

OYNAMA

[isim]

  • Oynamak işi

OYLAMA

[isim]

  • Oy kullanma işi

    Bir oylamada hakkım olan bir oyu bile bile esirgemiş, kırmıştı beni. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oylamaya geçmek
  • oylamaya koymak

Birleşik Kelimeler: güven oylaması, halk oylaması

OYLUM

[sıfat]

  • İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş

[isim]

  • Hacim

[isim]

  • Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekân karşılığı

Birleşik Kelimeler: oylum oylum, ek oylum

OYLANMA

[isim]

  • Oylanmak işi