OTURTULMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

OTURTULMA harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli OTURTULMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Oturtulma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Oturtulma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MUTLU8, OLURU8, TORUM8, TUTUM8, TULUM8, ULUMA8, ARMUT7, MUTAT7, MURAT7, MORAL7, MARUL7, ORTAM7, TOMAR7, TORUL7, TORTU7, TUTMA7, TUTAM7, LORTA6, TUTAR6, TOTAL6, TURTA6

LORTA (Kelime Kökeni: İtalyanca lorta)

[isim]

  • Ayakkabı kalıbının çapı

    Baş lorta. Orta lorta. Aşağı lorta.

TUTAR

[isim]

  • Nicelik bakımından bir şeyin bütünü
  • Para miktarı, meblağ

Birleşik Kelimeler: asgari tutar

TOTAL (Kelime Kökeni: Fransızca total)

[sıfat]

  • Bütünsel

TURTA (Kelime Kökeni: İtalyanca torta)

[isim]

  • Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta türü

ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi

    Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

[argo]

  • Çok bön, çok aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • armudun iyisini (dağda) ayılar yer
  • armudun önü, kirazın sonu
  • armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
  • armudu soy ye, elmayı say ye
  • armut dalının dibine düşer
  • armut gibi
  • armut piş ağzıma düş!

Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu

MUTAT (Kelime Kökeni: Arapça muʿtād)

[sıfat]

  • Alışılmış, alışılan

    Halk onu okuyor ve seviyor, polis ve mürteci çevreler ise ona kin besliyor ve mutat vasıtalarla tasfiye etmeye çalışıyorlardı. - Nazım Hikmet

MURAT (Kelime Kökeni: Arapça murād)

[isim]

  • İstek, dilek
  • Amaç, erek, gaye

    Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir? - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • murada (veya muradına) ermek
  • muradı gözünde kalmak
  • murat almak
  • murat etmek

MORAL (Kelime Kökeni: Fransızca morale)

[isim]

  • Bir insanın ruhsal gücü, manevi güç, maneviyat

    Morali bozuk bir insan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • moral bulmak
  • morali bozulmak
  • moralini bozmak
  • moral vermek

Birleşik Kelimeler: moral çöküntüsü, moral eğitimi, moral eğitim merkezi

MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu

ORTAM

[isim]

  • Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

  • Bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platform

[mecaz]

  • Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü

    Sanat ortamı. Çalışma ortamı.

[ruh bilimi]

  • Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortama ayak uydurmak
  • ortama uymak
  • ortam yaratmak

Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı

TOMAR (Kelime Kökeni: Arapça ṭūmār)

[isim]

  • Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar

[askerlik]

  • Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk

Birleşik Kelimeler: tomar tomar, bir tomar

TORUL

[isim]

  • Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri

TORTU (Kelime Kökeni: Farsça durdī)

[isim]

[kimya]

  • Çökelti

    Gün iyiden iyiye ışıdı artık, tortusu dibe çöken bir su gibi duruldu, berraklaştı ortalık. - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Bir şeyin bayağı, işe yaramaz duruma gelmiş olanı

[mecaz]

  • Bir topluluğun soysuzlaşmış üyeleri

[mecaz]

  • Kalıntı

    Baş ağrısı ile kalkmanız da olası. Her eğlencenin o kadar tortusu olacak artık. - Haldun Taner

TUTMA

[isim]

  • Tutmak işi

    Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü. - Refik Halit Karay

  • Destekleme
  • Yanaşma

[spor]

  • Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun hareketine engel olma, markaj

Birleşik Kelimeler: aktutma, deniz tutması, taşıt tutması

TUTAM

[sıfat]

  • Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan

    Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: tutam tutam, bir tutam

[isim]

[ekonomi]

  • Bankacılıkta kullanılan, borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay, hisse, parti (II), lot