OTOSTOPÇULUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

OTOSTOPÇULUK harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli OTOSTOPÇULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PULUÇ14, TOPÇU14, PUSLU12, KOLPO11, KUTUP11, POTUK11, SUÇLU11, TOPUT11, TOPUK11, TOPLU11, TULUP11, ÇOKLU10, ÇOTUK10, OTÇUL10, SUOKU9, KOLSU8, LOTUS8, OTSUL8, SOLUK8, SULUK8, SUKUT8, KUTLU7, OTLUK7, TOKLU7, TUTUK7, TUTKU7, TULUK7

KUTLU

[sıfat]

  • Uğurlu

    İşte akşam oldu, bizim artık her yer / Doldur kutlu ellerinle kadehimi - Ahmet Muhip Dranas

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kutlu gün doğuşundan bellidir
  • kutlu olsun

OTLUK

[isim]

  • Otu bol olan yer
  • Kış için kurutulmuş ot yığını
  • Ot konulan yer

TOKLU

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir yıllık kuzu

TUTUK

[sıfat]

  • Akıcı, rahat konuşamayan

    Önce benim sonra kardeşimin elini avuçlarının arasına alıp tutuk ama heyecansız bir sesle yakında yeniden evleneceğini söyledi. - Elif Şafak

  • Eski işlevini göremez duruma gelmiş

    Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde. - Elif Şafak

  • Olması gereken gibi olmayan

    Millî takım bugünlerde tutuk.

  • Bir organ hareket edemez olmuş

    Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk. - Attila İlhan

  • Kısılmış, kesik

    Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu. - Peyami Safa

[hukuk]

  • Tutuklu
  • Kapalı, tıkalı
  • Sıkıntılı

    Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı. - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]

  • Durgun, çekingen, sıkılgan

    Bu babadan geçme derviş huyum, hoşgörüm yüzünden tutuk oluşumu anlamıyorlar. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: tutukevi, dili tutuk

TUTKU

[isim]

  • İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras

    Her yeni şiir derinlerdeki içgüdülerin, tutkuların yeni biçimlerde verilişidir. - Behçet Necatigil

  • Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç

    Bilme tutkusuyla kıvranan bu topal, aradan aylar geçtiği hâlde teşrih atlasını tamamlayabilmiş değildi. - İhsan Oktay Anar

  • Aşırı düşkünlük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tutkuya kapılmak

TULUK

[isim]

[halk ağzında]

  • Tulum

    Kar tuluğundan çıkarılıp sıcak yapağıya sarıldığı zaman Adil Gazi biraz konuşabiliyordu. - Nezihe Araz

KOLSU

[sıfat]

  • Kolu andıran, kola benzeyen, kol gibi

Birleşik Kelimeler: kolsu ayaklılar

LOTUS (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad

OTSUL

[sıfat]

[bitki bilimi]

  • Otsu

SOLUK

[isim]

  • Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes

    Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Ciğerlere hava alıp verme

[mecaz]

  • Tarz

    Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • soluğu (bir yerde) almak
  • soluğu kesilmek (veya tutulmak)
  • soluğunu kesmek
  • soluk aldırmamak
  • soluk almak

Birleşik Kelimeler: soluk almadan, soluk borusu, soluk darlığı, soluk kesici, soluk soluğa, gürsoluk, ses soluk, bir solukta

[sıfat]

  • Rengi atmış olan, solmuş, uçuk

    General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor. - Esat Mahmut Karakurt

  • Parlaklığını, gücünü yitirmiş (ışık)

    Bahçeye, kafeslerden elenen soluk bir ışık vurmuş. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Rengi kaybolmuş, matlaşmış (nesne)

Birleşik Kelimeler: soluk benizli

SULUK

[isim]

  • Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
  • Kuş kafeslerinde su konan kap
  • Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik düzen
  • Büyükbaş hayvanların barındığı yerlerde su içmelerini kolaylaştıran küçük tekne veya havuz

    Ahırlarda her iki hayvandan birine suluk yapılması gerektiği de vurgulanmış. - Tarık Dursun K.

[spor]

  • Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suyu koymalarına yarayan kap

[tıp]

  • Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı

[halk ağzında]

  • Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane

Birleşik Kelimeler: suluk zinciri

SUKUT (Kelime Kökeni: Arapça suḳūṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Düşme

    Bu davanın sukutunu talep ederim. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sukut etmek

Birleşik Kelimeler: sukutuhayal

SUOKU

[isim]

[bitki bilimi]

  • Suokugillerden, bataklık bölgelerde ve su kenarlarında yetişen, kök sapları tazeyken acımtırak olan, kurutulduğunda yenebilen küçük bir bitki (Sagitteria)

ÇOKLU

[sıfat]

  • İçinde birden çok işlev barındıran

Birleşik Kelimeler: çoklu gösterim, çoklu ortam, çoklu zekâ

ÇOTUK

[isim]

  • Dışarıda kalmış ağaç kökü
  • Kesilen ağacın topraktan yukarıda kalan bölümü
  • Asma kütüğü, tevek