OTOBİYOGRAFİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

OTOBİYOGRAFİ harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli OTOBİYOGRAFİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Otobiyografi ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Otobiyografi olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FRİGO16, FAGOT16, FİYAT13, GABRO12, TRAFO12, TOYGA12, YORGA12, GAYRİ11, GARBİ11, GİRAY11, GİYİT11, İFRAT11, İFRİT11, İFTAR11, RAGBİ11, RAFİT11, TARİF11, BOYAR10, GİTAR9, ROBOT9, BORAT8, ORTAY8, TORBA8, BARİT7, TABİR7, TABİİ7

BARİT (Kelime Kökeni: Fransızca baryte)

[isim]

[kimya]

  • Renksiz veya beyaz, sarı, gri renklerde olabilen, sondaz, dolgu vb. alanlarda kullanılan bir mineral, baritin, baryum sülfat Ba(OH)2

TABİR (Kelime Kökeni: Arapça taʿbīr)

[isim]

  • Rüya yorma, yorumlama
  • Yorum

    Düş biter bitmez tüccar uyanıverdi ve hemen rüya tabiri kitaplarını açtı. - İhsan Oktay Anar

[eskimiş]

  • Deyiş, anlatım, ifade

    Bugünlük temsil sözünü kullanırken onu alışılmış bir tabir olarak alıyoruz. - Ahmet Kutsi Tecer

[eskimiş]

  • Deyim

    Müfit için bu kaçmak tabirinin kullanılması da Perviz'e dokunmuştu. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabir etmek
  • tabiri (veya tabir) caizse

Birleşik Kelimeler: tabirname

TABİİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭabīʿī)

[sıfat]

  • Doğada olan, doğada bulunan
  • Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi

    Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. - Ahmet Rasim

  • Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan

    Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir. - Atatürk

  • Yapmacık olmayan, doğal

    Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir? - Mehmet Kaplan

  • Katıksız, saf, doğal

    Tabii meyve suları.

[zarf]

  • (ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak

    Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: tabii afet, tabii hukuk, sevkitabii

BORAT (Kelime Kökeni: Fransızca borate)

[isim]

[kimya]

  • Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz

ORTAY

[sıfat]

[matematik]

  • Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi)
  • Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi)

Birleşik Kelimeler: açıortay, kenarortay

TORBA

[isim]

  • Genellikle pamuk ve kıldan dokunmuş, türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç

    Cüzdanı bir meşin torbaya sarmış, torbayı gömleğimin içine bağlamıştım. - Reşat Nuri Güntekin

  • Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine öteberi koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma gereci, poşet
  • Vücutta meydana gelen şişlik
  • Er bezi, husye, testis

Ata Sözleri ve Deyimler

  • torbaya koymak

Birleşik Kelimeler: torba çay, torba kadro, torba yoğurdu, torbada keklik, ağ torba, idrar torbası, ip torba, kâğıt torba, buz torbası, çöp torbası, kum torbası, sidik torbası, yem torbası

GİTAR (Kelime Kökeni: Fransızca guitare)

[isim]

[müzik]

  • Genellikle ahşap gövdeli, perdeli, altı teli olan, telleri parmakla çekilerek veya pena ile vurularak çalınan bir telli çalgı

Birleşik Kelimeler: basgitar

ROBOT (Kelime Kökeni: Fransızca robot)

[isim]

  • Belirli bir işi yerine getirmek için manyetizma ile kendisine çeşitli işler yaptırılabilen otomatik araç

[mecaz]

  • Başkasının buyruğu ile iş yapan, kendi akıl ve iradesini kullanmayan kimse

Birleşik Kelimeler: robot resim

BOYAR (Kelime Kökeni: Rusça)

[isim]

[tarih]

  • Tuna bölgesinde, Transilvanya'da, Rusya'da soylulara verilen unvan

[isim]

  • Boyar madde

    Dünyanın hiçbir yerinde yeşile bu kadar yaraşan bir mavi bulunmaz. Toprak boyarlarla, en ucuzundan bir mavi. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Birleşik Kelimeler: boyar madde

GAYRİ (Kelime Kökeni: Arapça ġayr)

[zarf]

  • Gayrı

    Sık sık görüşürüz gayri. - Yusuf Ziya Ortaç

GARBİ (Kelime Kökeni: Arapça ġarbī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Batı ile ilgili, Batı'ya özgü olan

GİRAY (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

[tarih]

  • Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen unvan

GİYİT

[isim]

  • Giysi

İFRAT (Kelime Kökeni: Arapça ifrāṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı

    İfratlar bırakılırsa bürokrasiye karşı her türlü şiddet benim hoşuma gider. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifrata kaçmak
  • ifrata vardırmak

Birleşik Kelimeler: ifrat derecede, ifrat tefrit

İFRİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿifrīt)

[isim]

[eskimiş]

  • Doğu masal ve efsanelerinde kötü, korkunç cin

    Masalların ifriti gibi birdenbire içimde korkunç bir çehre canlandı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Öfkeli, ortalığı birbirine katan kimse

[mecaz]

  • İçini kemiren, meşgul eden şey

    İçimdeki bu ifriti öldürmek, sükûnumu bulmak için kendimle cenk ettim. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifrit etmek
  • ifrit kesilmek (veya olmak)