ORTAKYAŞAR Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
ORTAKYAŞAR harflerini içeren 3 harfli 35 kelime bulunuyor. 3 harfli ORTAKYAŞAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ortakyaşar ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Ortakyaşar olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
YAŞ8,
ARA
- İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
- İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla
-
Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
Son zamanlarda aralarının iyi olmadığının farkındayım. - Elif Şafak
-
İç
Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler. - Necati Cumalı
- Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt
- Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları
- Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre
Ata Sözleri ve Deyimler
- arada çıkarmak
- arada kalmak
- arada kaynamak
- aradan çekilmek
- aradan çıkarmak
- aradan çıkmak
- aradan kaldırmak
- aradan sıyrılmak
- araları limoni olmak
- aralarına kara kedi girmek
- aralarında dağlar kadar fark olmak
- aralarındaki buzları eritmek
- aralarından kara kedi geçmek
- aralarından su sızmamak
- araları şekerrenk (veya serin) olmak
- arası (veya araları) açılmak (veya açık olmak veya bozulmak)
- arası geçmeden
- arası hoş (veya iyi) olmamak
- arası hoş (veya iyi) olmamak
- arasına (veya aralarına) karışmak
- arasını (veya aralarını) açmak (veya bozmak)
- arasını (veya aralarını) bulmak
- arası olmamak
- arası soğumak
- ara vermeden
- ara vermek
- araya (veya aralarına) soğukluk girmek
- araya almak
- araya girmek
- araya gitmek
- araya kaynayıp gitmek
- araya koymak
- araya vermek
- arayı açmak
- arayı soğutmak
- arayı yapmak
Birleşik Kelimeler: ara bağlantı, ara başlık, ara bono, arabozan, ara bozucu, ara bulma, ara bulucu, ara cümle, ara deniz, ara eleman, ara kapı, ara kararı, ara kazanç, ara kesit, ara konakçı, ara mal, ara nağme, ara pası, ara seçim, ara sıcak, ara sınav, ara sıra, ara sokak, ara söz, ara tümce, ara yerde, ara yön, arayüz, arada bir, açık ara, bir ara, o ara, uzak ara, beşibirarada, bu arada, apış arası, çatı arası, devletler arası, devre arası, gezegenler arası, gözeler arası, hafta arası, hücreler arası, kentler arası, kıtalar arası, kişiler arası, kulüpler arası, mahalle arası, memleketler arası, milletlerarası, okullar arası, öğle arası, satır arası, şehirler arası, tavan arası, toplumlar arası, uluslararası, ülkeler arası, üniversiteler arası, metinler arasılık
ARK
-
İçinden su akıtmak için toprak kazılarak yapılan açık oluk, arık, dren, karık
Konduların ortasına ark yapıp göllenen suları dışarı akıttılar. - Lâtife Tekin
ART
-
Arka, geri
Ardında kapı koyu karanlık bir sonsuzluğa açılıyordu. - Tarık Buğra
- Bir şeyin öbür yüzü
-
Arkada bulunan
Art damak ünsüzü. Art teker.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ardı arası (veya arkası) kesilmemek (veya gelmemek)
- ardı kesilmemek
- ardına (veya arkasına) düşmek
- ardına kadar açık
- ardından atlı kovalamak
- ardından gitmek
- ardından sapan taşı yetişmez
- ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz
- ardını almak (veya getirmek)
- ardını bırakmamak
- ardını kesmek
- art eteğinde namaz kılmak
Birleşik Kelimeler: art alan, art arda, art avurt, art bölge, art damak, art düşünce, art elden, art niyet, art oda, art teker, art yetişim, art zamanlı, iğne ardı, ardı ardına, ardı sıra, artsız arasız
ATA
- Baba
-
Dedelerden ve büyükbabalardan her biri
Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade - Karacaoğlan
- Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- atadan babadan görmek
- ata dostu oğla mirastır
- atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
- atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
- ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
- atasını tanımayan Allah'ını tanımaz
Birleşik Kelimeler: atabey, ataerki, ata lira, atasarısı, atasözü
AKA
- Ağabey
KAR
-
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı
Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- karda yürüyüp (veya gezip) izini belli etmemek
- kar gibi
- kar kuytuda, para pintide eğleşir
- kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz
- kar susuzluk kandırmaz
Birleşik Kelimeler: kar baykuşu, kar beyaz, kar çiçeği, kardelen, kar dikeni, kar fırtınası, kar helvası, kar ispinozu, kar kuşu, kar kuyusu, kar sapanı, kartopu, kar topu, karyağdı, kar yükü, kardan adam, buzul kar, kristal kar, sulu kar
- Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı
- İş
-
Yarar, fayda
Bundan benim hiçbir kârım yok.
- Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay
- Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark
Ata Sözleri ve Deyimler
- kâr bırakmak
- kâr etmek
- kâr etmemek
- kâr getirmek
- kârını tamam etmek
- kârı olmamak
- kâr koymak
- kâr zararın kardeşidir (veya ortağıdır)
Birleşik Kelimeler: kâr haddi, kâr marjı, kâr merkezi, kâr payı, kâr paylaşımı, her hâlükârda, akıl kârı
KAT
-
Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü
Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey
Bir kat yufka, bir kat peynir.
- Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka
-
Giyeceklerde takım
Birer kat elbise ile kalacağız. - Aka Gündüz
- Apartman dairesi
-
Ön, yan
Salim, Sait Faik'in Yaşar Nabi katındaki telif ücretini artırmakta büyük rol oynamıştır. - Salâh Birsel
- Huzur
-
Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı
Kumaşın katı.
- Makam, mevki
-
Kez, defa, misil
Bu, ondan iki kat pahalı.
- Katman
-
Tekrarlanan bir sayının toplamı
6, 9, 12 ve 15 sayıları 3 sayısının katlarındandır.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kat çıkmak
Birleşik Kelimeler: katbekat, kat görevlisi, kat irtifakı, kat kat, katsayı, kat yuvarı, alt kat, askat, asma kat, binkat, çekme kat, duyar kat, orta kat, ortak kat, üçkat, üst kat, yalın kat, yedi kat el, bahçe katı, bodrum katı, çatı katı, giriş katı, ocak katı, yer katı, zemin katı
- Kesme, kesilme
- İlgiyi kesme
- Sonuca bağlama, bitirme
- Kesme
Birleşik Kelimeler: katetmek, katolunmak
TAK
- Tahta vb. bir şeye vurulduğunda veya silah patlayınca çıkan tok ve sert ses
Ata Sözleri ve Deyimler
- tak etmek
Birleşik Kelimeler: tak tak, tak tuk
-
Millî bayramlarda veya önemli bir olayı anmak için düzenlenen şenliklerde, geçit yapılacak caddelere geçici olarak kurulan, yazılar ve çiçeklerle süslenen kemer
Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor. - Aka Gündüz
TAR
- Doğu Anadolu ile Azerbaycan'da çalınan bir çalgı türü
KOR
- İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası
-
Büyük acı, üzüntü, sıkıntı, dert
Kimseye göstermedikleri bir kor yanar içlerinde. - Çetin Altan
-
Kırmızı renkli
Gül tenli, kor dudaklı, kömür sürmeli / Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kor dökmek
- kor gibi
- kor gibi yanmak
Birleşik Kelimeler: akkor
KOT
- Giysi yapılan mavi bir tür kumaş, blucin
-
Bu kumaştan yapılan (giysi)
Kot pantolon.
Birleşik Kelimeler: taşlanmış kot
- Temel ile zemin arasındaki yükseklik
- Yörelere göre değişen ölçüde tahıl alabilen, tahtadan yapılmış bir ölçek
ORA
-
O yer
Bizimkiler ora senin, bura benim derken bir ulu dağın başına geldiler. - Yaşar Kemal
Ata Sözleri ve Deyimler
- oralarda olmamak
Birleşik Kelimeler: oradan oraya
ROT (Kelime Kökeni: İngilizce rod)
- Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk
TOK
- Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı
- Sık ve kalın dokunmuş (kumaş)
-
Kalın ve gür (ses)
Sesi tok, aksanı düzgündü. - Necip Fazıl Kısakürek
- Sevgi, sevecenlik, başarı, para, mal vb. şeyleri elde etmiş ve bunlara kavuşmuş olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- tok açın hâlinden bilmez
- tok evin aç kedisi
- tok tutmak
Birleşik Kelimeler: tokgözlü, tok karnına, tok sözlü, tok tok, gönlü tok, gözü tok, karnı tok
TOR
- Sık gözlü ağ
-
İşe alışkın olmayan, yabani
Bazı da oynarsın tor atlar gibi / Kış günü aç kalmış boz kurtlar gibi - Ali İzzet Özkan
- Toy, acemi kimse
- Olgunlaşmamış, ham
- Çekingen, utangaç
- Bir dairenin kendi düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim