Ort ile Başlayan Kelimeler

ORT ile başlayan 42 kelime bulunuyor. Başında ORT olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ort ile biten kelimeler. İçinde ort olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

ORTAKLAŞACILIK23, ORTAKLAŞTIRMAK20

13 Harfli Kelimeler

ORTAKYAŞARLIK20, ORTAKLAŞTIRMA19

12 Harfli Kelimeler

ORTALAMASINA16

11 Harfli Kelimeler

ORTAÖĞRENİM26, ORTAÖĞRETİM26, ORTAKLAŞACI19, ORTODOKSLUK18, ORTAKLAŞMAK16

10 Harfli Kelimeler

ORTOPEDİST19, ORTAKYAŞAR16, ORTAKÇILIK16, ORTAKLAŞMA15

9 Harfli Kelimeler

ORTOPEDİK17, ORTALIKÇI15, ORTODONTİ14, ORTANCALI14, ORTAKLAŞA13, ORTALIKTA11, ORTALAMAK11

8 Harfli Kelimeler

ORTOPEDİ16, ORTODOKS14, ORTOKLAZ13, ORTAOKUL11, ORTALAMA10, ORTAKLIK10

7 Harfli Kelimeler

ORTAKÖY16, ORTAKÇI12, ORTANCA11, ORTAKÇA11, ORTALIK9

6 Harfli Kelimeler

ORTACA10, ORTADA9, ORTALI8

5 Harfli Kelimeler

ORTOZ10, ORTEZ9, ORT9, ORTAY8, ORTAM7, ORTAK6

4 Harfli Kelimeler

ORTA5

ORTA

[isim]

  • Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

    Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre

    Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası.

  • Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm

    Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler. - Ömer Seyfettin

  • Ne uzun ne kısa, midi
  • Ne büyük ne küçük, midi
  • İyi ile kötü arasındaki durum
  • Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece

    Orta ile geçti.

  • Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri

[sıfat]

  • Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen

[sıfat]

  • Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan

    Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat

[fizik]

  • Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer

[matematik]

  • Orantı

[spor]

  • Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

[tarih]

  • Yeniçeri Ocağında tabur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortadan kaldırmak
  • ortadan kalkmak
  • ortadan kaybolmak
  • ortadan sır olmak
  • ortadan söylemek
  • ortasını bulmak
  • ortaya almak
  • ortaya atılmak
  • ortaya atmak
  • ortaya balgam atmak
  • ortaya çıkarmak
  • ortaya çıkmak
  • ortaya dökmek
  • ortaya düşmek
  • ortaya konuşmak
  • ortaya koymak
  • ortaya sürülmek
  • ortaya yayılmak

Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası

[isim]

  • Çankırı iline bağlı ilçelerden biri

ORTAK

[isim]

  • Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar, partner

    Bırakın, ortağıma bir telefon edeyim. - Haldun Taner

[sıfat]

  • Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek

    Edebiyata şiirle başlamak, büyük küçük bütün yazarlarda görülen ortak bir yöndür. - Necati Cumalı

  • Kuma

    Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti'nin pek ziyade gücüne gitmişti. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortak (veya kuma) gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş
  • ortak etmek
  • ortak olmak

Birleşik Kelimeler: ortak bölen, ortak çarpan, ortak dil, ortak fark, ortak gider, ortak hesap, ortak kat, ortak mülkiyet, ortak nesne, ortak ölçülmez sayılar, ortak özne, ortak payda, ortak tam bölen, ortak tümleç, ortak yapım, ortak yaşama, ortakyaşar, ortak yönetim, ortak yüklem, dert ortağı, çok ortaklı

ORTAM

[isim]

  • Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

  • Bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platform

[mecaz]

  • Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü

    Sanat ortamı. Çalışma ortamı.

[ruh bilimi]

  • Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortama ayak uydurmak
  • ortama uymak
  • ortam yaratmak

Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı

ORTALI

[sıfat]

  • Ortası olan

    Beş ortalı defter.

ORTAY

[sıfat]

[matematik]

  • Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi)
  • Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi)

Birleşik Kelimeler: açıortay, kenarortay

ORTALIK

[isim]

  • Bulunulan yer, çevre

    Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme. - Peyami Safa

  • İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer

    Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. - Halide Edip Adıvar

  • Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf

    Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Soyut anlamda yaşanan ortam

    Bu neşe ortalığa sirayet etti. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortalığı ... götürmek (veya almak)
  • ortalığı birbirine katmak
  • ortalığı gürültüye (veya patırtıya) vermek
  • ortalığı kırıp geçirmek
  • ortalık ağarmak
  • ortalık düzelmek
  • ortalık kararmak
  • ortalık karışmak
  • ortalık sütliman olmak
  • ortalık yatışmak

Birleşik Kelimeler: ortalık yer

ORTADA

[sıfat]

[spor]

  • Sonucu belli olmayan (karşılaşma)

[zarf]

  • Topluluk içinde, arasında

[zarf]

  • Görünür yerde, göz önünde

    Moralinin, inadının, zaman zaman da aşırı ataklığının nedeni ortadadır. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortada bırakmak
  • ortada fol yok yumurta yok
  • ortada kalmak
  • ortada olmak

ORTEZ (Kelime Kökeni: Fransızca orthèse)

[isim]

  • Kemikteki biçim bozukluğunu düzelten, bozukluğun ekleme vereceği yükü azaltan veya felçli kasa destek veren araç

ORTAÇ

[isim]

[dil bilgisi]

  • Sıfat-fiil

Birleşik Kelimeler: durum ortacı

ORTALAMA

[isim]

  • Ortalamak işi

[sıfat]

  • İki veya ikiden fazla sayının toplamının toplanan sayıların adedine bölünmesiyle elde edilen (sayı), vasati, averaj

    Ortalama bir hesapla doksan yıllık bir ev demektir. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

  • Yaklaşık olarak

[zarf]

  • (o'rtalama) Orta yerinden

    Baltayı ortalama vurdu. Ağacı ortalama kesti.

Birleşik Kelimeler: yıllık ortalama

ORTAKLIK

[isim]

  • Ortak olma durumu, iştirak, müşareket, şeriklik

    Dil birliği, anlaşamamak yüzünden doğabilecek ayrılıkların karşılıklı düşmanlıkları giderebileceği bir ortaklık tabanıdır. - Nermi Uygur

[ticaret]

  • İki veya daha çok kimsenin iş yaparak kazanç elde etmek için birleşmeleri, şirket

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortaklık etmek
  • ortaklık kurmak

Birleşik Kelimeler: ortaklık senedi, ortaklık sözleşmesi, ana ortaklık, anonim ortaklık, kolektif ortaklık, komandit ortaklık, limitet ortaklık, sınırlı ortaklık, dolaşım ortaklığı, gelir ortaklığı

ORTACA

[isim]

  • Muğla iline bağlı ilçelerden biri

ORTOZ (Kelime Kökeni: Fransızca orthose)

[isim]

[jeoloji]

  • Ortoklaz

ORTALIKTA

[zarf]

  • Göz önünde, meydanda

    Bir delikanlıyla flört edince hemen adınız dolaşmaya başlardı ortalıkta. - Ahmet Ümit

ORTALAMAK

[-i]

  • Ortasını bulmak, ortasına varmak

    İşi ortaladık.

[spor]

  • Futbolda topu kale ağzındaki arkadaşlarına havadan göndermek

    Sol açık topu güzel ortaladı.