ORDULU ile Oluşan Kelimeler (ORDULU Kelime Türetme)
ORDULU harflerinden oluşan 17 kelime bulunuyor. ORDULU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ordulu kelimesinin anlamı nedir? Ordulu ile başlayan kelimeler. İçinde ordulu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
ORDULU11
5 Harfli Kelimeler
OLURU8
4 Harfli Kelimeler
DOLU8, DURU8, DORU8, ORDU8, OLDU8, OLUR6, RULO6
3 Harfli Kelimeler
DUL6, ULU5, LOR4, ROL4
2 Harfli Kelimeler
DO5, OD5, OL3, UR3
OL
-
O gösterme sıfatı
Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi
- O gösterme zamiri
UR
-
Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon
Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru
LOR (Kelime Kökeni: Farsça lor)
-
Bir tür taze, yumuşak ve tuzsuz beyaz peynir
Teyzem iki dolu kaşık lora, günlük iki yumurta kırdı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: soya loru
ROL (Kelime Kökeni: Fransızca rôle)
-
Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı
Genç bir çocuk yanıma sokuldu, artistliğe hevesliymiş, eğer filmde rol verirsek bedava artistlik yaparmış. - Fikret Otyam
-
Bir işte bir kimse veya şeyin üstüne düşen görev
Ev kadını rolünü çok ciddiyetle ele almıştım. - Halide Edip Adıvar
- Gerçek olmayan davranış, gösteriş
Ata Sözleri ve Deyimler
- rol almak
- rol çalmak
- rol kesmek
- rol oynamak
- rolüne çıkmak
- rolü olmak
- rol yapmak
Birleşik Kelimeler: rol çatışması, rol iflası, başrol
ULU
-
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çok yüksek, çok büyük olan (şey)
Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa
DO (Kelime Kökeni: İtalyanca do)
- Gam (II) dizisinde `si` ile `re` arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
Birleşik Kelimeler: do anahtarı
OD
-
Ateş
Yaz bahar ayında bir od verdiler / Yandım gittim ala karlı dağ iken - Karacaoğlan
Ata Sözleri ve Deyimler
- od yok ocak yok
Birleşik Kelimeler: od ocak
OLUR
-
Olabilir
Bu olur iş mi?
- Onay, tasdik, yapabilme izni
-
“Evet” anlamında kullanılan bir kabul sözü
Gazeteyi okur musun? -Olur.
Ata Sözleri ve Deyimler
- olur almak
- olur ki
- olur şey (veya iş) değil
- oluruna bakmak
- oluruna bırakmak
- oluruyla yetinmek
- olur vermek
Birleşik Kelimeler: olur olmaz
- Erzurum iline bağlı ilçelerden biri
RULO (Kelime Kökeni: Fransızca rouleau)
-
Dürülerek boru biçimi verilmiş deri veya kâğıt tomar
Duvarlardaki raflarda kurtların kemire kemire bitiremediği el yazmaları, parşömenler ve harita ruloları vardı. - İhsan Oktay Anar
- Boya işlerinde kullanılan emici özelliğe sahip sünger veya sentetik silindir
- Silindir biçiminde, içine değişik malzeme konularak hazırlanmış (köfte, pasta, dondurma)
DUL
-
Eşi ölmüş veya eşinden boşanmış kadın veya erkek
Bebek'teki evinde bir dul kız kardeşiyle yalnız yaşar. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- dul kalmak
Birleşik Kelimeler: dulaptal otu, dulavrat otu, karadul
OLURU
- Pazarlıkta olabilecek en düşük fiyat
- Bir işin yapılabilmesini sağlayacak çıkar yol
DOLU
-
Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti. - Tarık Buğra
-
İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı
Su ile dolu bir şişe.
-
Bir yerde sayıca çok
Dağda keklik dolu.
-
Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan
Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu. - Attila İlhan
-
Boş vakti olmayan, meşgul
Bugün doluyum.
- Çok olan (iş, uğraş, olay vb.)
-
İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar)
Tabanca doludur, dikkat edin.
- Tornacılıkta delik açılmamış (gereç)
- Bir duygunun güçlü etkisinde olan
- İçki doldurulmuş bardak
Ata Sözleri ve Deyimler
- doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı
Birleşik Kelimeler: doludizgin, dolu serpme, bir dolu, deli dolu, hayat dolu, yaşam dolu, yüreği dolu
DURU
- Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
-
Pürüzsüz (ten)
Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup vb.)
Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu. - Ayşe Kulin
Birleşik Kelimeler: arı duru
DORU
- Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız (at)
- Kızıl (at donu)
Birleşik Kelimeler: yağız doru, kestane dorusu
ORDU
- Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
-
Bir devletin silahlı kuvvetlerinin tümü
Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi - Yahya Kemal Beyatlı
-
Bu topluluğun başlıca bölümlerinden her biri
Dördüncü Ordu Karargâhına gidiş, artık bir mabede çıkılıyor gibi baş döndürür. - Falih Rıfkı Atay
- Amaç, nitelik vb. yönlerden benzeyen insanların bütünü
- Çok sayıda insan, kalabalık
Birleşik Kelimeler: ordubozan, ordu donatım, orduevi, ordu komutanı, ordu merkezi, düzenli ordu