ORDUBOZAN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ORDUBOZAN harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli ORDUBOZAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ordubozan ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Ordubozan olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BOZA10, DUBA9, OZON9, ARUZ8, ARZU8, BORU8, BONO8, DORU8, ORDU8, OZAN8, OBUA8, OBUR8, ODUN8, ROZA8, ZONA8, BORA7, BURA7, BARO7, DARU7, ROBA7, RODA7, RUBA7, URBA7, ONUR6, ORUN6, ORAN5, ONAR5, URAN5

ORAN

[isim]

  • Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo

    Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi. - Metin And

  • İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, orantı, tenasüp
  • Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin

[matematik]

  • İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı

    Üçün sekize oranı.

Birleşik Kelimeler: oran dışı, benzeşim oranı, doğum oranı, faiz oranı, ölüm oranı, vergi oranı

ONAR

[sıfat]

  • On sayısının üleştirme sayı sıfatı

    Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin. - Memduh Şevket Esendal

  • Her birine on, her defasında onu bir arada olan

URAN

[isim]

  • Sanayi

ONUR (Kelime Kökeni: Fransızca honneur)

[isim]

  • İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
  • Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar

    Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • onur duymak
  • onuruna ... vermek
  • onuruna dokunmak
  • onuruna yedirememek
  • onurunu okşamak

Birleşik Kelimeler: onur belgesi, onur kıtası, onur kurulu, onur üyesi

ORUN

[isim]

  • Özel yer
  • Makam, mansıp, mesnet, mevki

BORA (Kelime Kökeni: İtalyanca borea)

[isim]

  • Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr

    Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bora gibi

BURA

[isim]

  • Bu yer

    En solda yarım ay biçiminde soyunma odaları ve duşlar bulunurdu ve burayı erkek çocuklar kullanırdı. - Ayla Kutlu

BARO (Kelime Kökeni: Fransızca barreau)

[isim]

  • Bir şehir veya bir bölge avukatlarının bağlı oldukları meslek kuruluşu

Birleşik Kelimeler: baro başkanı

DARU (Kelime Kökeni: Farsça dārū)

[isim]

[eskimiş]

  • İlaç

ROBA (Kelime Kökeni: İtalyanca roba)

[isim]

  • Bir giyeceğin göğüsle omuz arasında kalan bölümüne eklenen parça

RODA (Kelime Kökeni: İtalyanca roda)

[isim]

[denizcilik]

  • Yöntemine uygun düzgün sarılmış halat yumağı

RUBA (Kelime Kökeni: İtalyanca roba)

[isim]

[eskimiş]

  • Giysi, giyecek, urba

URBA (Kelime Kökeni: İtalyanca roba)

[isim]

[halk ağzında]

  • Giysi

    Hemen belli olsun diye beyaz urbalar giyindi. - Nezihe Araz

ARUZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarūż)

[isim]

[edebiyat]

  • Aruz vezni

Birleşik Kelimeler: aruz ölçüsü, aruz vezni

ARZU (Kelime Kökeni: Farsça ārzū)

[isim]

  • İstek, dilek

    Zaten insanın en büyük hususiyeti, içinde bulunduğu hâlden kurtulma arzusudur. - Ahmet Muhip Dranas

  • Heves

    İçimde nice zamandan kalma bir arzu var. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arzu duymak
  • arzu etmek
  • arzusu kalmak