ONDOKUZMAYIS Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ONDOKUZMAYIS harflerini içeren 6 harfli 41 kelime bulunuyor. 6 harfli ONDOKUZMAYIS kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DOYMAZ15, YOMSUZ15, DONSUZ14, DUASIZ14, DAMSIZ14, SODYUM14, YOKSUZ14, ZODYAK14, DIZMAN13, KOZMOS13, SOYADI13, YANSIZ13, DUYMAK12, DOYMAK12, MUKOZA12, OZANSI12, SIZMAK12, SOYMUK12, UZANIM12, DOKUMA11, KONDOM11, KANSIZ11, MISDAK11, SOYMAK11, YOKSUN11, YANDIK11, YASMIK11, DOKSAN10, DONMAK10, KAMYON10, MANYOK10, SANDIK10, UYANIK10, YUNMAK10, YONMAK10, ISKUNA9, MONAKO9, OKUNMA9, SOKMAN9, SINMAK9, SUNMAK9

ISKUNA (Kelime Kökeni: İngilizce schooner)

[isim]

[denizcilik]

  • Brikten küçük, iki direkli bir tür yelkenli gemi

OKUNMA

[isim]

  • Okunmak işi

    Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır. - Orhan Veli Kanık

SOKMAN

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir çeşit uzun konçlu çizme

SINMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
  • Yenilmek, bozguna uğramak

SUNMAK

[-e]

[-i]

  • Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, arz etmek, yollamak, göndermek, takdim etmek

    Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum. - Burhan Felek

  • Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak
  • Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek

DOKSAN

[isim]

  • Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 90 ve XC rakamlarının adı

[sıfat]

  • Dokuz kere on, seksen dokuzdan bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doksan kapının ipini çekmek

DONMAK

[nesnesiz]

  • Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak
  • Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek

    Arabacım neredeyse donmak üzereydi. - Kenan Hulûsi

  • Çok üşümek
  • Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz duruma gelmek
  • Kimyasal bir etki ile katılaşmak

    Çimento ve alçı çabuk donar.

[fizik]

  • Eriyik durumda bulunan bir metal katı duruma geçmek

[mecaz]

  • Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz kalmak

    Salonun içinde kimse kımıldayamadı. Hepsi olduğu yerde dondu. Taş kesildi. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Gelişmemek, yeniliklere açık olmamak

    Bütün kafaların donmuş, taşlaşmış olmasını istiyorlar. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • donup kalmak

KAMYON (Kelime Kökeni: Fransızca camion)

[isim]

  • Motorlu büyük yük taşıtı

    Garajın içinde birkaç tane aletle bir de ufak kamyondan başka bir şey yoktu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Bu taşıtın taşıyabildiği miktarda olan

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: kamyon faresi, kum kamyonu

MANYOK (Kelime Kökeni: (Brezilya yerlilerinin dilinden))

[isim]

[bitki bilimi]

  • Sütleğengillerden, sıcak ülkelerde yetişen, yaprakları almaşık, üçü veya yedisi bir arada yelpaze durumunda olan, büyük bir ağaç (Manihot utilissima)

SANDIK (Kelime Kökeni: Arapça ṣandūḳ)

[isim]

  • İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası

    Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık. - Yusuf Atılgan

  • Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya plastikten yapılmış, dört köşe kap
  • Bir kurumda para alınıp verilen yer

    Mal sandığı. Sandık emini.

  • Kamu kesiminde çalışan personelin sosyal güvenlik işlerini yürüten kuruluş

    Emekli Sandığı.

  • Yapılarda kum, çakıl vb. şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti
  • Kamu kesiminde çalışan personelin kendi durumunda düşük faiz ve taksitler hâlinde geri ödemek üzere borç para aldığı birim
  • Seçimlerde oy pusulalarının atıldığı kutu

[eskimiş]

  • Mahalle tulumbacılarının omuzda taşıdıkları sandık biçimi tulumba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sandığa gitmek
  • sandığa gömmek
  • sandık başına gitmek
  • sandık düzmek
  • sandıktaki sırtında, ambardaki karnında
  • sandıktan çıkmak

Birleşik Kelimeler: sandık balığı, sandık başkanı, sandık çevresi, sandık emini, sandık eşyası, sandık gözlemcisi, sandık kurulu, sandık lekesi, sandık müşahidi, sandık odası, sandık sepet, sepet sandık, boyacı sandığı, mal sandığı, oy sandığı, seçim sandığı, yardım sandığı

UYANIK

[sıfat]

  • Uyumamış, bidar

    Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu. - Attila İlhan

  • Uykudan uyanmış

[mecaz]

  • Açıkgöz, kurnaz, cingöz

    Ayrıca son derece zeki ve uyanık bir genç kız vardı. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan, müteyakkız

[mecaz]

  • Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili

    Zeki ve uyanık kişilerle dostluk kadar iyi bir şey olamaz. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: uyur uyanık

YUNMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Yıkanmak

    Kuyunun başında mevtam yunuyor / Düşmanlarım kıs kıs olmuş gülüyor - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yunmuş arınmış (veya yıkanmış)

YONMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Yontmak

DOKUMA

[isim]

  • Dokumak işi, tekstil

    Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi.

  • Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez

[sıfat]

  • Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen

[sıfat]

  • Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş)

[mecaz]

  • Yapı, oluşum

    Bunun için bu ad yıllara dayanacak, boyası has, dokuması sağlam bir ad olmalı, dedim. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: dokumahane, dokuma tezgâhı, petek dokuma, tel dokuma

KONDOM (Kelime Kökeni: Fransızca condom)

[isim]

  • Prezervatif