[isim]

[matematik]

• Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamak

[zamir]

• O şahıs zamirinin çokluk biçimi

[nesnesiz]

• Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak

  Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz. - Mehmet Emin Yurdakul

• Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak, mesut olmak

• Hastalıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felah bulmak, iflah olmak

[sıfat]

• On birimden, on parçadan oluşan

[mecaz]

• On üzerinden tam not alan

  Onluk bir öğrenci.

[isim]

[eskimiş]

• On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde olan para

  Bir iki mecidiyenin arasına sıkışmış bir onluğu ararken arkadan bir araba geliyordu. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

• Balgam taşı

[isim]

• Onamak işi, uygun bulma, tasvip

  Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî ve özel herhangi bir işle görevlendirilemez. - Anayasa

• o sebeple

• onun tarafında olan (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

• o denli
• o duvar senin, bu duvar benim
• o gün bugün(dür)
• o kadar
• o kapı (veya mahalle) senin bu kapı (veya mahalle) benim
• onlardan
• o taraflı olmamak
• o tarakta bezi olmamak
• o yolun yolcusu

[isim]

[matematik]

• On açısı, on kenarı olan çokgen

[zarf]

• O olmaksızın

  Onsuz kalınacak uzun günler ve geceleri nasıl geçirecektik? - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

• Çok verimli, bol, eksiksiz

• Yarar duruma gelmiş, bayındır

• Mutlu

• Kutlu, uğurlu

[isim]

• İlkel toplumlarda topluluğun kendisinden türediği sanılarak kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. doğal nesne veya olay, totem

• Arma