Omu ile Başlayan Kelimeler

OMU ile başlayan 14 kelime bulunuyor. Başında OMU olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde omu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

OMURGASIZLAR24

11 Harfli Kelimeler

OMURGALILAR19

10 Harfli Kelimeler

OMUZDAŞLIK22, OMUZLANMAK17

9 Harfli Kelimeler

OMUZLAMAK16, OMUZLANMA16

8 Harfli Kelimeler

OMUZLAMA15, OMURİLİK11

7 Harfli Kelimeler

OMUZDAŞ18, OMUZLUK14

6 Harfli Kelimeler

OMURGA13, OMUZLU13

4 Harfli Kelimeler

OMUZ10, OMUR7

OMUR

[isim]

[anatomi]

  • Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra

    Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları.

Birleşik Kelimeler: omurilik, yıldız omurlular

OMUZ

[isim]

[anatomi]

  • Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm

    Başı omuzları içine çökmüş gibi idi. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • omuzda taşımak
  • omuz kaldırmak
  • omuzları çökmek
  • omuz öpüşmek
  • omuz silkmek
  • omuz vermek
  • omzuna atmak
  • omzuna binmek

Birleşik Kelimeler: omuz başı, omuz eklemi, omuz omuza

OMURİLİK

[isim]

[anatomi]

  • Omurga içinde bulunan kanal boyunca uzanan, boz madde ve ak maddeden oluşan sinir dokusu, murdarilik

Birleşik Kelimeler: beyin omurilik sıvısı

OMURGA

[isim]

  • Sırt boyunca uzanarak vücuda destek sağlayan, kemikten, kıkırdaktan veya her ikisinden oluşan, içinde omuriliği barındıran kemik yapı

[denizcilik]

  • Gemi kaburgasının aşağı taraftan bağlı bulunduğu boy ekseni doğrultusunda boydan boya geçen ana yapı ögesi

    Omurgası çürümüş, sintinesi su eden eski bir gemide gibi suları durgun bir limanın rıhtımına bağlanmıştır. - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Bir şeyin varlığı ile ilgili en önemli bölümü, temel, belkemiği, esas

Birleşik Kelimeler: salma omurga, örtülü omurgalılar

OMUZLU

[sıfat]

  • Omzu olan

    İçeriye orta boylu, geniş omuzlu, iri gövdeli bir adam girdi. - Memduh Şevket Esendal

OMUZLUK

[isim]

[askerlik]

  • Apolet

[denizcilik]

  • Gemilerde baş ve kıç bölümlerinin her bir yanı

[halk ağzında]

  • Omza alınıp iki ucuna yük asılan kısa sırık, çiğindirik

OMUZLAMA

[isim]

  • Omzuna alma, omzuna vurma, omuzlamak işi
  • (mec)Destek olma

OMUZLAMAK

[-i]

  • Omzuna almak, omzuna vurmak
  • Omzuyla dayayıp itmek

    Odasına gelirken paravanaya çarpmış, panoyu omuzlamıştı. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Destek vermek

    Adam olanı bir defa omuzlamak yeter.

[mecaz]

  • Bir iş veya görevi yüklenmek, sorumluluk almak

[argo]

  • Alıp götürmek, sırtlayıp kaçırmak, aşırmak

OMUZLANMA

[isim]

  • Omuzlanmak işi

OMUZLANMAK

[nesnesiz]

  • Omuzlama işine konu olmak

OMUZDAŞ

[isim]

  • Aynı amaçla ve birlikte hareket eden kimse, ayaktaş, hempa

    Eski omuzdaşları gibi ne kahve ne kuşçu dükkânı açmaya ne kolcu yazılmaya ne de gazete müvezziliğine tenezzül etti. - Ömer Seyfettin

OMURGALILAR

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Memelileri, kuşları, amfibyumları, sürüngenleri, yuvarlak ağızlıları ve balıkları içine alan hayvanlar âlemi (Vertebrata)

OMUZDAŞLIK

[isim]

  • Omuzdaş olma durumu, ayaktaşlık, tesanüt, hempalık

OMURGASIZLAR

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Omurgasız, çok hücreli hayvanlar âlemi (Protostomia)