OKURYAZARLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
OKURYAZARLIK harflerini içeren 6 harfli 33 kelime bulunuyor. 6 harfli OKURYAZARLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
UZAYLI13,
ARILAR
- Tek tek veya bir topluluk düzeni içinde yaşayan, vücutları, özellikle karınları ve arka ayakları kıllarla örtülü zar kanatlılar familyası
Birleşik Kelimeler: yaprak arıları
ARKALI
- Arkası olan
-
Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı
Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz
ARALIK
-
Ara
İki masa arasında bir metre aralık var.
- Uygun, elverişli durum, fırsat
- Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
- Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
- Tuvalet
- Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas
-
Yarı açık, tam kapanmamış
İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan
- Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre
- Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık
- İki nota arasındaki perde uzaklığı
-
Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk
Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.
- Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık
Ata Sözleri ve Deyimler
- aralık vermek
Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı
- Iğdır iline bağlı ilçelerden biri
ARAKLI
- Trabzon iline bağlı ilçelerden biri
ALAKOK (Kelime Kökeni: Fransızca à la coque)
-
Rafadan yumurta
Sabahleyin kendisine bir alakok ziyafeti çekecekti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
KARLUK
- Eski Türk boylarından biri
KARLIK
- Kar kuyusu
- Dışı hasır örgüsüyle kaplı, içinde kar veya buz koymak için bölmesi bulunan, soğutucu olarak kullanılan büyük şişe
KARALI
- Karası (II) olan
- Üzeri kalemle karalanmış
Birleşik Kelimeler: aklı karalı
KIRKAR
- Kırk sayısının üleştirme sayı sıfatı
- Her birine kırk, her defasında kırkı bir arada olan
KORLUK
- Kor olma durumu
- Mangal
Birleşik Kelimeler: akkorluk
KURALI
-
Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)
Seferberlik başladığı zaman dertli analar nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor, kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın
KAYRAK
- Ekime elverişli olmayan, taşlı, kumlu toprak
- Yassı, düz taş
- Bileği taşı
- Kayağan taş
OKKALI
-
Kiloca fazla olan, ağır çeken
Ablak yüzlü, okkalı bir adamdı nazır hazretleri. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Çok, fazla
Müfettiş Bey, öncekilerden çok daha okkalı bir yudum içti. - Tarık Buğra
-
Ağır, şiddetli
Önce Bekir'in omzuna okkalı bir sille indirdi. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: okkalı kahve
AYARLI
- Ayarlanmış, doğru çalışması sağlanmış, düzeltilmiş (saat, makine vb.)
- Belirli bir ayarda olan (altın veya gümüş)
Birleşik Kelimeler: ayarlı pense, zaman ayarlı
AYAKLI
-
Ayağı olan
Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa
-
Bir destekle yere dayanan
Ayaklı kadeh.
-
Ayakla işletilen
Ayaklı dikiş makinesi.
Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar