OCUMAK ile Oluşan Kelimeler (OCUMAK Kelime Türetme)

OCUMAK harflerinden oluşan 24 kelime bulunuyor. OCUMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ocumak kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

OCUMAK12

5 Harfli Kelimeler

MAOCU11, OCUMA11, OKUMA8

4 Harfli Kelimeler

OMCA9, CUMA9, KOCA8, OCAK8, KOMA6, KUMA6, KAMU6, MOKA6

3 Harfli Kelimeler

UCA7, CUK7, CAM7, KOM5, KUM5, OMA5, KAM4

2 Harfli Kelimeler

OM4, AM3, MA3, OK3, AK2

AK

[isim]

  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı

[sıfat]

  • Bu renkte olan
  • Beyaz leke

    Bir gözünde akı var.

[sıfat]

[mecaz]

  • Temiz

[sıfat]

[mecaz]

  • Dürüst

[sıfat]

[mecaz]

  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı

AM

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Dişilik organı

[kimya]

  • Amerikyum elementinin simgesi

OK

[isim]

  • Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
  • Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
  • At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç

    Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin

[matematik]

  • Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ok atmak
  • ok gibi (yerinden) fırlamak
  • ok yaydan (veya yayından) çıkmak

Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku

KAM

[isim]

  • Şaman

[isim]

  • Zevk, mutluluk, tat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâm almak

OM

[isim]

  • Kemiklerin toparlak ucu

[isim]

[fizik]

  • Elektrikte iletkenin direnç birimi

KOM

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağıl, davar ağılı
  • Yayla evi
  • Bir kimseye ait küçük yerleşim yeri, çiftlik

KUM

[isim]

[madencilik]

  • Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

  • Armut, ayva vb. meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler
  • Vücuttaki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumda oynamak
  • kum dökmek
  • kum gibi

Birleşik Kelimeler: kum balığı, kumbaşı, kum çölü, kum engereği, kum fırtınası, kum grisi, kum havucu, kum havuzu, kum kamyonu, kumkayası, kumkazan, kum ocağı, kum otu, kum saati, kum taşı, kum torbası, gök kumu

OMA

[isim]

[halk ağzında]

  • Kalça kemiği
  • Bel kemiği

KOMA (Kelime Kökeni: Fransızca coma)

[isim]

[tıp]

  • Bazı hastalıklar, yaralanmalar, zehirlenmeler sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren bilinç kaybı durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • komadan çıkmak
  • komaya girmek

[isim]

[müzik]

  • Eşit olmayan iki ses arasında kulakla seçilebilecek en küçük aralık

KUMA

[isim]

  • Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre adı, ortak

    Orada kimseyi kıskanmamışken bu sonuncu kumasını büyük mesele yaptı. - Refik Erduran

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuma olmak

KAMU

[isim]

  • Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
  • Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme

    Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş. - Haldun Taner

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hep, bütün

    Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize - Yunus Emre

Birleşik Kelimeler: kamu davası, kamu denetçisi, kamu diplomasisi, kamu düzeni, kamu eczacısı, kamu görevlisi, kamu güvenliği, kamu hizmeti, kamu hukuku, kamu idaresi, kamu kesimi, kamu kurumu, kamuoyu, kamu personeli, kamu sağlığı, kamu sektörü, kamu tanrıcı, kamu yararı, kamu yönetimi

MOKA (Kelime Kökeni: (Moka şehrinin adından))

[isim]

  • Çok kokulu bir tür kahve
  • Bu kahveden yapılan içecek

UCA

[isim]

[halk ağzında]

  • Kuyruk sokumu kemiği

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Yüce

    Uca dağ başında yatmış uyumuş / Ela gözlerini uyku bürümüş - Halk türküsü

CUK

[zarf]

  • "Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz

CAM (Kelime Kökeni: Farsça cām)

[isim]

  • Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim

[sıfat]

  • Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça

    Tıraşa başlarken biri büyük, biri küçük iki örtü alırdı, cam dolabından. - Necati Cumalı

  • Pencere

    Camın önündeki masaların hemen arkasındaki yere oturup kalıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

[eskimiş]

  • Kadeh, içki

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cama çıkmak
  • cam gibi
  • camı çerçeveyi indirmek

Birleşik Kelimeler: cam çivisi, cam elyafı, camevi, camgöbeği, camgöz, cam göz, camgüzeli, cam kanatlılar, cam kaya, cam lifi, cam macunu, cam mozaik, cam resim, cam suyu, cam yuvası, cam yünü, beyaz cam, buzlu cam, ısıcam, kristal cam, mikalı cam, plastik cam, kelebek camı, Moskof camı, saat camı, tepe camı