OCAKEŞEĞİ ile Oluşan Kelimeler (OCAKEŞEĞİ Kelime Türetme)
OCAKEŞEĞİ harflerinden oluşan 41 kelime bulunuyor. OCAKEŞEĞİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ocakeşeği kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
9 Harfli Kelimeler
OCAKEŞEĞİ23
4 Harfli Kelimeler
EĞİŞ14, EĞİK11, ŞECİ10, KOŞA8, KOCA8, OCAK8, ŞOKE8, EŞEK7, EŞİK7, EKŞİ7, İAŞE7, KAŞE7, ŞİKE7, ŞAKİ7
3 Harfli Kelimeler
CAĞ13, EĞE10, ŞOK7, AŞK6, ACE6, ECE6, KAŞ6, KEŞ6, ŞİA6, ŞEK6, ŞAK6, EKO4, EKE3, İKA3
2 Harfli Kelimeler
AĞ9, İĞ9, AŞ5, EŞ5, İŞ5, ŞE5, CE5, OK3,
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
EK
-
Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça
Yazının ekleri.
-
Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave
Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki.
- Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
- İki borunun birbirine birleştirildiği yer
-
Eklenmiş, katılmış
Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner
- Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika
Ata Sözleri ve Deyimler
- ek bent olmak
- ekini belli etmemek
Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri
KE
- Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu
Kİ (Kelime Kökeni: Farsça ki)
- Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz
-
Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz
Siz ki beni tanırsınız, niçin böyle düşünüyorsunuz?
- `Öyle, o kadar, o denli` vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz
-
İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz
Kapağı kaldırmış ki sandık bomboş. Bir de ağzıma aldım ki şeker gibi tadı var.
-
İki cümlede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir söz
Ama o bir şey yapmamıştı ki onun hiç kabahati yoktu. - Osman Cemal Kaygılı
-
Yakınma, kınama vb. duyguları anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz
O beni sevmez ki! Sana güvenilmez ki!
-
Bir soru cümlesinin sonuna getirildiğinde şüphe veya endişe anlatan bir söz
Acaba gelmez mi ki? Bunu bana bırakırlar mı ki? Acaba ceza verirler mi ki?
- Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni edatlar oluşturan bir söz: Belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki gibi
Birleşik Kelimeler: hâlbuki, vakta ki, kaldı ki
EKE
- Büyük, yetişkin, yaşlı, kart
- Yaşı küçük olduğu hâlde sözleri ve davranışları büyükmüş gibi olan çocuk
OK
- Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
- Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
-
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin
- Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ok atmak
- ok gibi (yerinden) fırlamak
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak
Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku
EKO (Kelime Kökeni: Fransızca eco)
- Yankı
AŞ
- Yemek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
EŞ
-
Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri
Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. - Ömer Seyfettin
-
Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika
Kadın diye eşini bellemiş, dürüst, aile babası bir adamdır. - Zeyyat Selimoğlu
-
Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri
Güvercin eşini arıyor.
-
İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partner
Briçte kuvvetli bir eş seçti.
- Kuma, ortak
- Arkadaş
- Döl eşi
Ata Sözleri ve Deyimler
- eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
- eş tutmak
Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi
İŞ
-
Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. - Sait Faik Abasıyanık
- Bir değer yaratan emek
-
Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev
Şimdi Mısır'a memuru olduğum bankanın bir işi için geldim. - Ömer Seyfettin
-
Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü
İşler durgun.
-
Kamu yararına yapılan işler
Güvenlik işleri.
-
Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma
Bu evin işi çok.
-
Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek
Sonunda bir iş buldum. - Sait Faik Abasıyanık
- Ticari anlaşma, alışveriş
-
Herhangi bir maksatla kurulan düzen
İşlerini bırakmışlar, dükkânlarını kapamışlar, akın akın şehri terk edip gidiyorlardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bazı deyimlerde `yarar, çıkar` anlamında kullanılan bir söz
O, işini bilir. Bu, benim işime gelmez.
-
Yapılan şey, davranış
Yoksullara yardım etmekle çok iyi bir iş yaptım.
-
Nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey
Komşu kadın elindeki işini dizine bırakıp geline döndü. - Memduh Şevket Esendal
-
Emek, işçilik, ustalık
Bu örtü, işi ağır bir örtüdür.
-
İşlem
İşimi görmediler.
-
Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış
Bu, bir zevk işidir.
-
Yetenek
Demek bende daha iş varmış ki ilin öğretmeni seçtiler. - Muzaffer İzgü
-
Sorun, konu, mesele, maslahat
Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Gizli neden veya maksat
Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti. - Refik Halit Karay
-
Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç
Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat iş ve enerji birimleridir.
Ata Sözleri ve Deyimler
- iş (birinde) bitmek
- iş (birinden) bitmek
- iş (birine) kalmak
- iş açmak
- iş almak
- iş amana binince kavga uzamaz
- iş anlatılıncaya kadar baş elden gider
- iş ayağa düşmek
- iş başa düşmek
- iş bırakmak
- iş bilenin, kılıç kuşananın
- iş bilmek
- iş bitirmek
- iş çatallanmak
- iş çevirmek
- iş çığırından çıkmak
- iş çıkarmak
- iş dayıya düştü
- iş değil
- iş düşmek
- işe almak
- işe bak!
- iş edinmek
- işe girmek
- işe karışmak
- işe koşmak
- iş etmek
- işe yaramak
- iş görmek
- iş göstermek
- işi ...-e dökmek
- işi ...-e vurmak
- işi (bir şeye) vurmak
- işi ahbaplığa dökmek
- işi aksi gitmek
- işi Allah'a kalmak
- işi anlamak
- işi azıtmak
- işi başından aşmak (veya aşkın olmak)
- işi bitmek
- işi bozmak
- işi bozulmak
- işi ciddiye almak
- işi çıkmak
- işi düşmek
- işi ileri götürmek
- işi iş, kaşığı gümüş
- işi iş olmak
- işi kotarmak
- iş inada binmek
- işin alayında olmak
- işin başı
- işinden olmak
- işin doğrusu
- işi ne?
- işine bak!
- işine gelmek
- işine göre
- işine hor bakan boynuna torba takar
- işine koyulmak
- işin fenası
- işin garibi
- işini bilmek
- işini bitirmek
- işin içinde iş var
- işin içinden çıkamamak
- işin içinden çıkmak (veya sıyrılmak)
- işini görmek
- işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına
- işinin adamı
- işini uydurmak
- işini yoluna koymak
- işin kolayına kaçmak
- işin kötüsü
- işin kurdu
- işin kurdu olmak
- işin mi yok
- işin ortasını bulmak
- işin rengi değişmek
- iş insanın aynasıdır
- işin tuhafı
- işin ucu birine dokunmak
- işin üstesinden gelmek
- işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
- işi olmak
- işi pişirmek
- işi rast gitmek
- işi resmiyete dökmek
- işi sağlama almak
- işi savsaklamak
- işi şakaya dökmek
- iş işlemek
- iş işten geçmek
- işi tatlıya bağlamak
- işi temizlemek
- işi uzatmak
- işi üç nalla bir ata kaldı
- işi yokuşa sürmek (veya koşmak)
- işi yoluna koymak
- işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak)
- iş karıştırmak
- iş ki
- işler açılmak
- işler arapsaçına dönmek
- işler becermek
- iş mi?
- iş ola
- iş olacağına varır
- iş olsun diye
- iş sarpa sarmak
- iş şirazesinden çıkmak
- işten (bile) değil
- işten el çektirmek
- işten güçten vakit bulamamak
- iş tutmak
- iş vermek
- iş yapmak
- iş yok
Birleşik Kelimeler: iş adamı, iş akdi, iş alanı, işbaşı, iş bırakımı, iş bıraktırımı, iş bilimi, iş birliği, iş bölümü, iş donu, iş eri, iş gezisi, işgüder, iş gücü, iş güç, iş güçlüğü, iş günü, iş hacmi, iş hanı, iş hayatı, iş kadını, iş kazası, iş kolu, iş merkezi, iş önlüğü, iş saati, iş seyahati, iş sözleşmesi, işveren, iş yeri, işe uygun, işi duman, işi tıkırında, ağır iş, beyaz iş, bulaşık iş, çürük iş, götürü iş, ince iş, kârlı iş, Acem işi, Antep işi, ayak işi, çocuk işi, el işi, erkek işi, ev işi, hamur işi, hesap işi, kalem işi, kavaf işi, mancınık işi, Maraş işi, orak işi, orta işi, sıra işi, şıpın işi, tarak işi, usta işi, dış işleri, diyanet işleri, iç işleri, özlük işleri, su altı işleri, yazı işleri, zat işleri
ŞE
- Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu
CE
- Türk alfabesinin üçüncü harfinin adı, okunuşu
- Kucak çocuklarını, bebekleri eğlendirmek için çıkarılan ses
Ata Sözleri ve Deyimler
- ce demeye mi geldin?
- Seryum elementinin simgesi
AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)
-
Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)
Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşka düşmek
- aşka gelmek
- aşk ağlatır, dert söyletir
- aşk olmayınca meşk olmaz
- aşk olsun
- aşk yapmak
Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı
ACE (Kelime Kökeni: İngilizce ace)
- 343 servis sayısı
ECE
- Kraliçe
-
Güzel kadın
Dün Sirkeci istasyonunu görmeliydiniz, ecemiz geldi. - Falih Rıfkı Atay