[isim]

[müzik]

• Tambura cinsinden, on iki teli olan bir halk çalgısı

[isim]

[hayvan bilimi]

• Gagalı memeli

[sıfat]

• Orkestrası olan

[isim]

• Orantılamak işi veya durumu

[nesnesiz]

• Otlatma işi yapılmak

[isim]

• Oksitlenmek işi, yükseltgenme

[-i]

[kimya]

• Oksit durumuna getirmek, oksijenle birleştirmek, yükseltgemek

[nesnesiz]

• Onur duymak, şereflenmek, teşerrüf etmek

[-e]

[nesnesiz]

• Oturtma işine konu olmak

  İlk defa yeni usul bir rahleye oturtuldum. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

[mimarlık]

• Yapının toprak üstünde kalan, 1 metre kadar yükseklikte, bütün yapı boyunca devam eden, üstüne gelen duvarlardan birkaç santim dışarı çıkıntılı ana temel duvarı

[isim]

[ruh bilimi]

• Öz denetim

[-e]

[-i]

• Okutma işini yaptırmak

[isim]

• Okutmanın görevi, lektörlük

[-e]

• Odaklama işine konu olmak, fokuslanmak

[mecaz]

• Belli bir noktada, yerde veya olguda toplanmak, odaklaşmak

  Bütün sporseverler olimpiyat oyunlarına odaklandı.

[-i]

• Onaylama işini birine yaptırmak, tasdikletmek, tasdik ettirmek

  Hele kendimizi güçlü sanıyorsak niyetimiz, parlak fikirlerimizi karşımızdakilere onaylatmaktır. - Kemal Tahir