NÜFUZLU ile Oluşan Kelimeler (NÜFUZLU Kelime Türetme)

NÜFUZLU harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. NÜFUZLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nüfuzlu kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

NÜFUZLU20

5 Harfli Kelimeler

NÜFUZ17, NÜZUL11

4 Harfli Kelimeler

UFUL12, UZUN9

3 Harfli Kelimeler

FUL10, FLU10, ZÜL8, ULU5

2 Harfli Kelimeler

UF9, UZ6, NÜ4, ÜN4, UN3

UN

[isim]

  • Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • un ufak etmek
  • un ufak olmak
  • ununu elemek, eleğini asmak

Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu

NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)

[sıfat]

  • Çıplak

[isim]

  • Çıplak resim

ÜN

[isim]

  • Ses
  • Herkesçe bilinme, tanınma durumu, san, şöhret, şan

    O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
  • üne kavuşmak

ULU

[sıfat]

  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çok yüksek, çok büyük olan (şey)

    Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa

UZ

[sıfat]

  • İyi, güzel
  • İşe yatkın, becerikli, mahir

Birleşik Kelimeler: eli uz

[zarf]

  • Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim

ZÜL (Kelime Kökeni: Arapça ẕull)

[isim]

[eskimiş]

  • Alçalma, düşkünlük
  • Ayıplanacak şey

    Böyle bir kitaptan bahsetmek benim için zül, muharriri için de bir şereftir. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zül saymak (veya addetmek)

UZUN

[sıfat]

  • İki ucu arasında fazla uzaklık olan, maksi, kısa karşıtı
  • Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren

    Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece - Âşık Veysel

  • Ayrıntılı

    Aletler, uzun denemelerin, ince hesapların, birbirini tamamlayan bilgi ve diğer aletlerin mahsulüdür. - Mehmet Kaplan

[zarf]

  • Ayrıntılı olarak, derinlemesine

    Uzun düşündüğünü unuttuğu ve düşüncelerinin yönünü kaybettiği bir anda yemeğe çağırdılar. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uzun etmek
  • uzun kulaktan haber almak
  • uzun lafın (veya sözün) kısası
  • uzun oturmak

Birleşik Kelimeler: uzun araç, uzun atlama, uzun bacaklılar, uzun boylu, uzunçalar, uzun çizgi, uzun dalga, uzun diş, uzuneşek, uzun etek, uzun far, uzun hava, uzun hayvan, uzun hece, uzun hikâye, uzun kafalı, uzun kulaklı, uzunkuyruk, uzun levrek, uzun ömürlü, uzun öykü, uzun sesli, uzun uzadıya, uzun uzun, uzun ünlü, uzun vadeli, uzun vokal, uzun yol sürücüsü, uzun yol şoförü, dili uzun, eli uzun, kolu uzun

UF (Kelime Kökeni: ünl.)

  • Acı, sızı duyulduğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz

    Uf, parmağım yandı!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uf olmak

FUL (Kelime Kökeni: Arapça fūl)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Taşkırangillerden, birçok türü bulunan ağaççık ve bunun güzel kokulu beyaz çiçeği (Casmin sambac)
  • Küçük taneli bir tür bakla

Birleşik Kelimeler: Hint fulü, Mısır fulü

[isim]

  • Poker oyununda eldeki beş kâğıttan üçünün aynı renk veya biçimde, ikisinin başka bir renk veya biçimde olması durumu

FLU (Kelime Kökeni: Fransızca flou)

[sıfat]

  • Tam olarak belli olmayan

[isim]

  • Fotoğrafta net olmayan görüntü

NÜZUL (Kelime Kökeni: Arapça nuzūl)

[isim]

[halk ağzında]

  • İnme

    Zavallıyı bir de nüzul örselemiş, sağ kolu ile sağ bacağını işlemez hâle getirmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nüzul inmek (veya gelmek)

UFUL (Kelime Kökeni: Arapça ufūl)

[isim]

[eskimiş]

  • Yıldızın batması

[mecaz]

  • Ölme

NÜFUZ (Kelime Kökeni: Arapça nufūẕ)

[isim]

  • İçine geçme

[mecaz]

  • Söz geçirme, güçlü olma, erk

    Birbirlerinin servetlerini, nüfuzlarını, rütbelerini, kabiliyetlerini bilirlerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nüfuz etmek
  • nüfuzu altında tutmak

Birleşik Kelimeler: nüfuz ticareti

NÜFUZLU

[sıfat]

  • Sözü geçer, istediğini yaptıran, erkli

    Mülkiyeden çıktıktan sonra Avrupa'ya kaçmış fakat nüfuzlulardan birinin aracılığıyla İstanbul'a dönmüştü. - Refik Halit Karay

  • Makamı yüksek, kademesi üst

    Arkadaşlarının nüfuzlu yerlerde bulunmasına karşın o hep kenarda kalmayı yeğledi. - Haldun Taner