Ntü ile Biten Kelimeler
NTÜ ile biten 16 kelime bulunuyor. Sonu NTÜ olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "İçinde ntü olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
SÜPRÜNTÜ19
7 Harfli Kelimeler
SÖVÜNTÜ24, ÇÖZÜNTÜ23, GÖRÜNTÜ21, ÇÖKÜNTÜ20, BÖLÜNTÜ19, DÖKÜNTÜ19, SÖKÜNTÜ18, SÜZÜNTÜ17, BÜKÜNTÜ15, ÜRKÜNTÜ13
6 Harfli Kelimeler
ÖVÜNTÜ22, ÖRÜNTÜ16, ÜŞÜNTÜ15, ÜZÜNTÜ15, AMENTÜ9
AMENTÜ (Kelime Kökeni: Arapça āmentu)
- Arapça `inandım` anlamına gelen ve İslamiyetin temel inançları olan `Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanma`yı dile getiren söz
-
Bir oluş, düşünce veya ideolojinin temelini oluşturan değer yargıları
Halûk'un amentüsü.
ÜRKÜNTÜ
-
Ürkme duygusu, tevahhuş
Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu. - Nezihe Araz
Ata Sözleri ve Deyimler
- ürküntü vermek
BÜKÜNTÜ
- Bükme sonucu oluşan biçim veya iz
- Bağırsakta olan ağrı
- Dönemeç, viraj
ÜŞÜNTÜ
-
Toplanma, üşüşme, üşüşüp bir araya gelme
Karınca üşüntüsü.
Ata Sözleri ve Deyimler
- üşüntü etmek
- üşüntü köpekler mandayı paralar
ÜZÜNTÜ
-
Olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği, gam(I), teessür
Beni sevmiyor, yeniden zihnimi kurcalamak, sinirlerimi üzüntü içinde bırakmak istiyor. - Etem İzzet Benice
Ata Sözleri ve Deyimler
- üzüntü vermek
ÖRÜNTÜ
- Olay veya nesnelerin düzenli bir biçimde birbirini takip ederek gelişmesi
SÜZÜNTÜ
- Bir sıvıyı süzerek elde edilen tortu
- Vücut suyunun dışarı atılması sırasında böbrekte kıvrımlı kanalcıklara geçen ve içinde çeşitli kimyasal maddeler bulunan sıvı
SÖKÜNTÜ
- Sökülen şeyin parçası
- Ağaçlık yerden açılan tarla
SÜPRÜNTÜ
-
Temizlik yapıldığında toplanan toz ve çöp, çer çöp
Elinde tuttuğu, içi süprüntü dolu faraşı merdivenlerin dibine boşalttı. - Ercüment Ekrem Talu
- Bayağı, aşağılık şey veya kimse
BÖLÜNTÜ
- Bölünmüş parça
- Fraksiyon
DÖKÜNTÜ
-
Dökülmüş, saçılmış şeyler
Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar. - Yahya Kemal Beyatlı
- Bir topluluktan geri kalmış kimseler
- Bozuntu
- Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi
- Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı
-
Değersiz, bayağı, ayaktakımından olan kimse
Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler. - Çetin Altan
- Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti
- Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer
ÇÖKÜNTÜ
- Çökme
- Çöken şeylerin kalıntısı, enkaz
- Suyun dibine çöken şeyler
- Jeolojik bir olay sonunda oluşan toprak çöküklüğü
-
Çoğunluğa ilişkin satın alma gücünün durması, satış değerlerinin düşmesi, çalışma gücünün azalması vb. sebeplerle ortaya çıkan ekonomik durum, bunalım, kriz, depresyon
Dünya krizi, özellikle de afyon piyasasındaki çöküntü ondan da çok şey götürmüştü. - Tarık Buğra
Birleşik Kelimeler: çöküntü gölü, çöküntü hendeği, ruhsal çöküntü, moral çöküntüsü, yer çöküntüsü
GÖRÜNTÜ
- Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
- Manzara
-
Gölge oyununda Karagözcünün perdeye yansıttığı görsel malzeme
Ayrıca kimi Karagözcüler kendi görüntülerini kendileri hazırlarlar. - Metin And
- Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal
- Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta
- Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü
Birleşik Kelimeler: ardıl görüntü, ardışık görüntü, pozitif görüntü
ÖVÜNTÜ
-
Övünülecek tutum veya davranış
İstikbalini sağlamış olmanın o sinire batan, manasız güveni, budalaca övüntüsü... - Haldun Taner
ÇÖZÜNTÜ
- Çözülme, dağılma durumu