NORMALÜSTÜ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

NORMALÜSTÜ harflerini içeren 5 harfli 34 kelime bulunuyor. 5 harfli NORMALÜSTÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SÜRÜM11, SÜLÜN10, SÜTLÜ10, TÜMÜR10, TÜRÜM10, ÜSTLÜ10, ÜSTÜN10, TÜRLÜ9, MOLAS8, MASON8, SORMA8, SOLMA8, SÜRAT8, ÜMRAN8, MORAL7, MONAT7, MARON7, MANTO7, NOTAM7, NATÜR7, ORTAM7, ORMAN7, ROMAN7, SONRA7, SONAT7, SONAR7, SALTO7, SALON7, TOMAR7, LORTA6, ONLAR6, TONLA6, TORNA6, TRANS6

LORTA (Kelime Kökeni: İtalyanca lorta)

[isim]

  • Ayakkabı kalıbının çapı

    Baş lorta. Orta lorta. Aşağı lorta.

ONLAR

[isim]

[matematik]

  • Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ikinci basamak

[zamir]

  • O şahıs zamirinin çokluk biçimi

TONLA

[sıfat]

  • Tonlarca

TORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca torna)

[isim]

  • Ağaç veya metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh

TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu
  • Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme

    Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • transa geçmek (veya girmek)

MORAL (Kelime Kökeni: Fransızca morale)

[isim]

  • Bir insanın ruhsal gücü, manevi güç, maneviyat

    Morali bozuk bir insan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • moral bulmak
  • morali bozulmak
  • moralini bozmak
  • moral vermek

Birleşik Kelimeler: moral çöküntüsü, moral eğitimi, moral eğitim merkezi

MONAT (Kelime Kökeni: Fransızca monade)

[isim]

[felsefe]

  • Eski Yunan felsefesinde bölünmez birlik
  • Leibniz'in felsefesinde artık bölünemez bir birlik olan sonsuz sayıdaki cevherlerin her biri

MARON (Kelime Kökeni: Fransızca marron)

[isim]

  • Kestane rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan

MANTO (Kelime Kökeni: Fransızca manteau)

[isim]

  • Kadın paltosu

    Kürklü, zarif ve epeyce pahalı bir mantoya büründüğü için kadının yüzü görünmüyordu. - Aka Gündüz

NOTAM (Kelime Kökeni: Fransızca notam)

[isim]

[askerlik]

  • Havacılar ve pilotlar için yayımlanan bülten

NATÜR (Kelime Kökeni: Fransızca nature)

[isim]

  • Doğa

ORTAM

[isim]

  • Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

  • Bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platform

[mecaz]

  • Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü

    Sanat ortamı. Çalışma ortamı.

[ruh bilimi]

  • Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortama ayak uydurmak
  • ortama uymak
  • ortam yaratmak

Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı

ORMAN

[isim]

  • Ağaçlarla örtülü geniş alan

    Bütün evi bir ormanmış gibi rahatça ve her anlamda kullanabiliyorlardı. - Ayla Kutlu

  • Bu ağaçların bütünü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • orman gibi
  • orman taşlamak

Birleşik Kelimeler: orman çayırı, orman dizisi, orman evi, orman gülü, orman işletmesi, orman kaçkını, orman kanunu, orman kebabı, orman kibarı, orman koruma memuru, orman köylüsü, orman köyü, orman kuşağı, orman sarmaşığı, orman sıçanı, orman tavuğu, orman yeşili, deli orman, tropikal orman, vahşi orman, yağmur ormanları

ROMAN

[isim]

  • Çingene

[isim]

  • İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür
  • Bu türde yazılmış eser

    Bu, ihtiyar kitapçıdan alıp evde bayıla bayıla okuduğu küçük hissî romanlardan biriydi. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • romanı yazılmak

Birleşik Kelimeler: çizgi roman, ırmak roman, nehir roman, polisiye roman, resimli roman, tarihî roman, tarihsel roman, tefrika roman, köy romanı

SONRA

[zarf]

  • Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı

    Önce parasız temsiller verilirken sonra paralı verilmeye başlandı. - Metin And

  • Daha uzak ve ileri bir yerde

    Bahçeden sonra geriye dönerek biraz da sokaklarda dolaştık. - Reşat Nuri Güntekin

  • Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz
  • Yoksa, aksi hâlde

    Tembellik etmesin, sonra sınıfta kalır.

[isim]

  • Arkadan gelen bölüm veya zaman

    Bunun sonrası yok. Bu işi sonraya bırakmamalı.

Birleşik Kelimeler: az sonra, milattan sonra, neden sonra, okul sonrası