NOKTASIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
NOKTASIZ harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli NOKTASIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ANSIZ10,
AKONT (Kelime Kökeni: Fransızca àcompte)
- Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme
KOTAN
- Pulluk, büyük saban
KANTO (Kelime Kökeni: İtalyanca canto)
-
Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri
Kantodan piyese kadar her gösteriye katılıyor; herkesi hüzne, sevgiye, coşkuya, isteğe boğuyordu. - Cahit Külebi
- Bu gösteri sırasında söylenen şarkı
KANIT
-
Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman
Kanıtı gazetenin ikinci sayfasındaki damızlık haberiydi. - Çetin Altan
- Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil
- Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil
NOKTA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳṭa)
- Çok küçük boyutlarda işaret, benek
- Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
-
Yer
Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık. - Ahmet Haşim
-
Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
Genç adam o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Nöbetçi bulunan yer
Orada polis noktası var.
-
Nöbetçi, gözcü, bekçi
O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz. - Ömer Seyfettin
-
Sınır, derece, radde
Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...
- Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)
- Hiçbir boyutu olmayan işaret
- Orta nokta
Ata Sözleri ve Deyimler
- nokta koymak
- noktasına virgülüne dokunmadan
Birleşik Kelimeler: nokta atışı, noktainazar, nokta memuru, nokta nokta, nokta turizmi, noktası noktasına, başnokta, iki nokta, kara nokta, karanlık nokta, kırmızı nokta, kilit nokta, kör nokta, maddesel nokta, orta nokta, ölü nokta, sarı nokta, siyah nokta, üç nokta, alevlenme noktası, başa baş noktası, başlangıç noktası, başucu noktası, besleme noktası, boğumlanma noktası, buharlaşma noktası, can noktası, çıkış noktası, dayanak noktası, denetim noktası, doğu noktası, donma noktası, doruk noktası, doyma noktası, doyum noktası, dönüm noktası, düğüm noktası, ergime noktası, güney noktası, güz noktası, hareket noktası, ilkbahar noktası, izabe noktası, kavrama noktası, kaynama noktası, kerteriz noktası, kırılma noktası, kuzey noktası, nirengi noktası, odak noktası, parlama noktası, penaltı noktası, polis noktası, püf noktası, santra noktası
OKTAN (Kelime Kökeni: Fransızca octane)
- Formülü C8H18 olan doymuş hidrokarbonlara verilen ad
TANIK
-
Gördüğünü ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit
Aksini söyleyen bir tanık da çıkmamıştı. - Tarık Buğra
- Duruşmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse, şahit
Ata Sözleri ve Deyimler
- tanık olmak
Birleşik Kelimeler: tanık tepe, yalancı tanık, görgü tanığı
AKSON (Kelime Kökeni: Fransızca axone)
- Sinir uyarmalarını sinir hücresinin gövdesinden diğer sinir hücrelerine taşıyan uzantı
ISKAT (Kelime Kökeni: Arapça isḳāṭ)
- Düşürme, aşağı atma
- Düşürülme
- Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka
KONSA
- Taşlık
KASNI
- Çadıruşağı, şeytantersi ağacı vb. bitkilerden elde edilen bir zamk
KASIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣd)
-
Amaç, istek, maksat
Benim durumumdan kasıt, günbegün artış kaydeden içki tüketimimdi. - Elif Şafak
- Öldürmeyi, yaralamayı veya zarar vermeyi isteme, kötü niyet
Ata Sözleri ve Deyimler
- kastı olmak
Birleşik Kelimeler: kastetmek, suikast
NAKIS (Kelime Kökeni: Arapça nāḳiṣ)
- Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan
- Özrü, kusuru olan
- Eksi
-
Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan biçimde
Nakıs kalan bilgilerimizi ikmale uğraşırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın
SONAT (Kelime Kökeni: Fransızca sonate)
- Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik eseri
SANIK
-
Suçlu olduğu sanılarak mahkemeye sevk edilmiş kimse, maznun
Reis, salonu boşalttı ve idam kararını da sanıkların gıyabında okudu. - Necip Fazıl Kısakürek