Niş ile Başlayan Kelimeler

NİŞ ile başlayan 22 kelime bulunuyor. Başında NİŞ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Niş kelimesinin anlamı nedir? Niş ile biten kelimeler. İçinde niş olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

NİŞASTALANMAK18

12 Harfli Kelimeler

NİŞASTACILIK21, NİŞASTALANMA17

11 Harfli Kelimeler

NİŞANLANMAK15

10 Harfli Kelimeler

NİŞANCILIK18, NİŞANLANIŞ17, NİŞANLILIK15, NİŞANLANMA14, NİŞANLAMAK14

9 Harfli Kelimeler

NİŞABUREK15, NİŞANLAMA13

8 Harfli Kelimeler

NİŞANGAH19, NİŞANGEÇ18, NİŞANSIZ16, NİŞANLIK12

7 Harfli Kelimeler

NİŞANCI14, NİŞADIR13, NİŞASTA11, NİŞANLI11

6 Harfli Kelimeler

NİŞANE9

5 Harfli Kelimeler

NİŞAN8

3 Harfli Kelimeler

NİŞ6

NİŞ (Kelime Kökeni: Fransızca niche)

[isim]

[mimarlık]

  • Duvar içinde bırakılan oyuk

NİŞAN (Kelime Kökeni: Farsça nişān)

[isim]

  • İşaret, iz, belirti, alamet
  • Nişanlanma sırasında yapılan tören

    Bizi nişana çağırdılar.

  • Evlenmek üzere birbirine söz verme, nişanlanma

    Nişanı bozmuşlar.

  • Kurşun, taş vb. ile vurulmak istenen hedef
  • Hedefi vurmak için silah, ok vb.ne gerekli doğrultuyu verme
  • Devlet nişanı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nişan almak
  • nişanı (veya nişanını) atmak (veya bozmak)
  • nişan koymak
  • nişan takmak
  • nişan yapmak

Birleşik Kelimeler: nişan halkası, nişan yüzüğü, ağız nişanı, devlet nişanı

NİŞANE (Kelime Kökeni: Farsça nişāne)

[isim]

  • Nişangâh
  • Hedef
  • Eser, iz, belirti

    Toprak üzerinden nişaneleri kaldırmak ilim karşısında maziyi unutturmaz. - Yahya Kemal Beyatlı

NİŞASTA (Kelime Kökeni: Farsça nişāste)

[isim]

  • Tahıl tanelerinden, mercimek, bezelye vb. bakla türleri veya patates gibi birtakım yumrulardan özel yöntemlerle çıkarılan una benzer bir madde

    Buğday nişastası. Mısır nişastası. Patates nişastası. Pirinç nişastası.

Birleşik Kelimeler: nişasta buğdayı, nişasta şekeri

NİŞANLI

[isim]

  • Evlenmek için söz verip yüzük takmış olan kimse, adaklı

    Artık bizimki, nişanlısı Perihan'ı ekiyor, her gün tek başına plaja geliyordu. - Nazım Hikmet

  • Belirleyici bir işareti, alameti, nişanı olan kimse

Birleşik Kelimeler: uzatmalı nişanlı

NİŞANLIK

[sıfat]

  • Nişan töreni için

    Nişanlık terlik.

[isim]

  • Belirti, işaret

    Yolun başına bir nişanlık koy da kaybolmayalım.

NİŞANLAMA

[isim]

  • Nişanlamak işi

NİŞADIR (Kelime Kökeni: Farsça nişādūr)

[isim]

[kimya]

  • Amonyak

Birleşik Kelimeler: nişadır kaymağı, nişadır ruhu

NİŞANLANMA

[isim]

  • Nişanlanmak işi, adaklanma
  • Bir erkekle bir kadının ileride birbirleriyle evlenmek için yaptıkları sözleşme

NİŞANLAMAK

[-i]

[-le]

  • Bir çiftin evlenme işinin kararlaştığına belirti olarak parmaklarına yüzük takmak, yavuklamak
  • Bir hedefi vurmak için silah, taş vb.ne belli bir doğrultu vermek
  • Bir şeyin yerini belirtmek, işaretlemek, nişan koymak

NİŞANCI

[sıfat]

  • Attığı kurşun, taş vb. ile hedefi vurmakta ustalık kazanmış olan

[isim]

[tarih]

  • Padişah divanı üyesi olan, antlaşma, berat, menşur, name ve fermanların başına tuğra çeken görevli, tevkici, tuğrakeş

Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, kör nişancı

NİŞANLANMAK

[nesnesiz]

[-le]

  • Nişanlı duruma gelmek, adaklanmak
  • Evlenmeye söz verme belirtisi olarak nişan yüzüğü takmak

    Bu, bizim nişanlandığımız gündür. - Refik Halit Karay

NİŞANLILIK

[isim]

  • Nişanlı olma durumu, yavukluluk

    Dayımla yengem, bu ağzı süt kokan masum kızın birkaç saat içinde nişanlılığını haber alınca şaşırdılar. - Reşat Nuri Güntekin

NİŞABUREK (Kelime Kökeni: Farsça nīşābūrek)

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde rast makamı ve uşşak makamının buselik `si` perdesiyle oluşmuş bir makam

NİŞANSIZ

[sıfat]

  • Belirleyici bir işareti, alameti, nişanı olmayan

    Ve bütün seferden bize yine ve yalnız bir Türk çocuğunun isimsiz, nişansız mezarından başka bir şey kalmadı. - Falih Rıfkı Atay