NİHAYET Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

NİHAYET harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli NİHAYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nihayet ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Nihayet olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

İHYA10, ATEH8, AHİT8, HAİN8, HANE8, HANİ8, İNHA8, TEHİ8, AYET6, AYİN6, AYNİ6, NİYE6, YENİ6, YETİ6, YİNE6, YANİ6, İNAT4, İANE4, NİTE4, TANE4, TEİN4

İNAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿinād)

[isim]

  • Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim

    Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra

  • Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme

    İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inadım inat olmak
  • inadı tutmak
  • inat etmek

Birleşik Kelimeler: eşek inadı, gâvur inadı, katır inadı, keçi inadı

İANE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāne)

[isim]

[eskimiş]

  • Yardım

    Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur. - Memduh Şevket Esendal

NİTE

[zarf]

[eskimiş]

  • Nasıl, niçin

TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)

[isim]

  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
  • Bazı bitkilerin tohumu

    İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek

[bitki bilimi]

  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane

TEİN (Kelime Kökeni: Fransızca théine)

[isim]

  • Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde

AYET (Kelime Kökeni: Arapça āyet)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri

    Unutmadığı ayetlerle namaz kılıyor, dua ediyordu. - Ömer Seyfettin

AYİN (Kelime Kökeni: Farsça āyīn)

[isim]

[din bilgisi]

  • Dinî tören, ritüel

[eskimiş]

[müzik]

  • Mevlevi tekkelerinde okunan bestelerin tamamı

Birleşik Kelimeler: ayinicem

AYNİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaynī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Gözle ilgili

[sıfat]

[eskimiş]

  • Para olarak değil, madde olarak verilen

    Ayni yardım.

Birleşik Kelimeler: ayni hak

NİYE

[zarf]

  • Niçin, neden

    Böyle hiddetlenecektin, niye razı oldun? - Ahmet Kabaklı

YENİ

[sıfat]

  • Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı

    Yeni giysi. Yeni ayakkabı.

  • Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan

    Yeni haber. Yeni moda.

  • En son edinilen

    Yeni eve taşındık.

  • İşe henüz başlamış

    Yeni öğrenci. Yeni asker.

  • O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan

    Yeni bir buluş. Yeni bir düşünce.

  • Tanınmayan, bilinmeyen

    Yeni imzalara rastlıyoruz.

  • Daha öncekilerden farklı olan

    Yeni ihtiyaçlarımız var.

  • Eskisinin yerine gelen

    Yeni vali çok çalışkanmış.

[zarf]

  • Biraz önce, çok zaman geçmeden

    Yeni tanıştığım orman uzmanları çok nazik ve kibar insanlardı. - Çetin Altan

Birleşik Kelimeler: yeni ay, yenibahar, yeni baştan, Yeni Çağ, yeniçeri, yeni dalga, yenidoğan, yenidünya, Yeni Dünya, yeni Eflatuncu, yeni eleştirici, yeni gerçekçi, yeni gümüş, yeni izlenimci, yeni sene, yeni Türk harfleri, yeni yazı, yeni yeni, yeni yetme, yeni yıl

YETİ

[isim]

[felsefe]

  • İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, kuvve, meleke

    Aklımız fikrimiz hep insanda, yetilerimizi var gücümüzle çoğaltıp onun rahatlığına çalışıyoruz. - Azra Erhat

[ruh bilimi]

  • Bellek, usa vurma, algılama veya imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri, meleke

YİNE

[zarf]

  • Yeniden, bir daha, tekrar, gene

    Yine beni unuttu, ağaçlıklar arasına yürüdü. - Ahmet Kabaklı

  • Öyle de olsa, öyle olmasına karşılık
  • Buna rağmen, bununla birlikte

    Kocası için saçını süpürge etti yine de yaranamadı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

YANİ (Kelime Kökeni: Arapça yaʿnī)

[bağlaç]

  • `Demek oluyor ki` anlamlarında bir söz

    Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor. - Tarık Buğra

[zarf]

  • `Sözün kısası, doğrusu` anlamlarında bir söz

    Tesadüf ama bu kadar olur yani. - Haldun Taner

ATEH (Kelime Kökeni: Arapça ʿateh)

[isim]

[eskimiş]

[tıp]

  • Bunama

    Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ateh getirmek

AHİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿahd)

[isim]

  • Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant

    Ahdim olsun, bu işi yapacağım.

  • Antlaşma

[eskimiş]

  • Devir, zaman

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahde vefa
  • ahde vefa etmek

Birleşik Kelimeler: ahitname, ahdetmek, Ahd-i Atik, Ahd-i Cedit