Nez ile Başlayan Kelimeler

NEZ ile başlayan 24 kelime bulunuyor. Başında NEZ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nez ile biten kelimeler. İçinde nez olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

NEZAKETSİZLİK20

12 Harfli Kelimeler

NEZAKETLİLİK15

11 Harfli Kelimeler

NEZARETHANE18

10 Harfli Kelimeler

NEZARETSİZ17, NEZAKETSİZ17

9 Harfli Kelimeler

NEZRETMEK13, NEZARETLİ12, NEZAKETEN12, NEZAKETLİ12

8 Harfli Kelimeler

NEZDİNDE15, NEZRETME12, NEZETMEK12

7 Harfli Kelimeler

NEZAFET16, NEZAHET14, NEZETME11, NEZLELİ10, NEZARET10, NEZAKET10

6 Harfli Kelimeler

NEZGEP17

5 Harfli Kelimeler

NEZİF14, NEZİH12, NEZLE8, NEZİR8

4 Harfli Kelimeler

NEZT7

NEZLE (Kelime Kökeni: Arapça nezle)

[isim]

[tıp]

  • Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, tumağı, dumağı, çaputlama, zükâm, nevazil

    Havaların değişik gitmesi, bir sıcak bir soğuk olması adamcağızı nezle etmiş, üstelik nezle göğsüne inmiştir. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: nezle otu, bahar nezlesi, İspanyol nezlesi, saman nezlesi

NEZİR (Kelime Kökeni: Arapça neẕr)

[isim]

[eskimiş]

  • Adak

    Yerden bir avuç saman aldı, ellerinin arasında bir nezri yerine getirir gibi ovuşturup havaya üfledi. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Birleşik Kelimeler: nezretmek

NEZLELİ

[sıfat]

  • Nezlesi olan

    Bu nevi rahatsızlığı nezleli ve hafifçe sıtmalı olduğumuz zaman da duyarız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

NEZARET (Kelime Kökeni: Arapça neẓāret)

[isim]

  • Bakma, gözetme, gözetim

[hukuk]

  • Gözaltı
  • Nezarethane

    Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler. - Reşat Nuri Güntekin

[eskimiş]

  • Bakanlık

[eskimiş]

  • Görü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nezarete almak
  • nezaret etmek

Birleşik Kelimeler: nezarethane

NEZAKET (Kelime Kökeni: Arapça nezāket)

[isim]

  • Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nezaket göstermek

NEZETME

[isim]

  • Nezetmek işi veya durumu

NEZARETLİ

[sıfat]

  • Görünüşlü, görüntüye sahip, manzaralı

    Yüksek, havadar, nezaretli bir ev. - Sermet Muhtar Alus

NEZAKETEN (Kelime Kökeni: Arapça nezāketen)

[zarf]

  • Nezaket olarak, nazik davranarak

    Nedret'in arkadaşları bizi nezaketen davet ettiler. - Mahmut Yesari

NEZAKETLİ

[sıfat]

  • İnce, nazik

    Geniş bilgili, çok nezaketli, şahsına hürmet telkin ettirmiş ve dostları tarafından çok sevilmiş bir zattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

NEZRETME

[isim]

  • Nezretmek işi

NEZETMEK (Kelime Kökeni: Arapça nezʿ + Türkçe etmek)

[-i]

[eskimiş]

  • Koparmak, çekip almak

    Bu hakkı benden nezedemezsiniz.

[nesnesiz]

  • Can çekişmek

NEZİH (Kelime Kökeni: Arapça nezīh)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Temiz

    Bununla beraber sitemleri ve tarizleri onunkilerden çok daha ince ve nezihtir. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Temiz ahlaklı

NEZRETMEK (Kelime Kökeni: Arapça neẕr + Türkçe etmek)

[-e]

[-i]

[eskimiş]

  • Adamak

NEZAHET (Kelime Kökeni: Arapça nezāhet)

[isim]

[eskimiş]

  • Temizlik, ahlak temizliği

NEZİF (Kelime Kökeni: Arapça nezf)

[isim]

[eskimiş]

  • Kanama

    Bu şiddetli nezfin önüne geçememekten korkuyordu. - Peyami Safa