NEVBAHAR Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
NEVBAHAR harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli NEVBAHAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HAVA14,
NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)
-
Haykırma, bağırma
Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.
- Sarhoş veya külhanbeyi bağırması
Ata Sözleri ve Deyimler
- nara atmak (veya basmak)
ABRA
- Dara
- Denge
- Bir değiş tokuşta üste verilen şey
- Angarya, yük
BARA
- Aynı gerilimdeki besleme hattı veya çıkışların toplandığı ve dağıtıldığı boru veya iletken çubuk veya lama
BANA
- Ben zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi
Ata Sözleri ve Deyimler
- bana bak!
- bana da ... demesinler
- bana dokunmayan yılan bin yaşasın
- bana mısın dememek
Birleşik Kelimeler: dokunmabana
AHAR
- Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım
HANE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāne)
- Ev, konut
-
Ev halkı
Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı. - Necati Cumalı
-
Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz
Dama tahtasında altmış dört hane vardır.
- Basamak
- Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri
-
Birleşik kelimelerde `bina, yapı, yer, makam` anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz
Balıkhane, yazıhane.
Birleşik Kelimeler: abdesthane, ameliyathane, aşhane, balhane, balıkhane, baruthane, basmahane, batakhane, bekârhane, bendehane, berhane, besihane, bıçkıhane, birahane, bitirimhane, boyahane, bozahane, böcekhane, bulaşıkhane, buzhane, cambazhane, cephane, çalgıhane, çamaşırhane, çayhane, çekiçhane, çelikhane, çiftehane, çilehane, darphane, defterhane, dershane, devlethane, dikimhane, divanhane, Divanhane, doğumhane, dokumahane, dökümhane, fakirhane, ferhane, fetvahane, fişekhane, fotoğrafhane, gasilhane, gazhane, gusülhane, güderihane, haddehane, hahamhane, halvethane, hapishane, haşhaşhane, hayalhane, helvahane, humbarahane, ıslahhane, ibadethane, idarehane, imalathane, imarethane, inekhane, ipekhane, iplikhane, kademhane, kahvehane, kalavrahane, kalayhane, kalhane, kasaphane, kayıkhane, kaynakhane, kerhane, kesimhane, keşişhane, kılıçhane, kıraathane, kiremithane, kirişhane, klişehane, konsoloshane, kuluçkahane, kumarhane, kumbarahane, kuşhane, kütüphane, mahpushane, mantarhane, mapushane, marangozhane, mehterhane, memişhane, Mevlevihane, meyhane, misafirhane, miskinhane, muayenehane, mumhane, muvakkithane, mücellithane, mühendishane, mürettiphane, nakkarhane, nekahethane, nezarethane, patrikhane, peynirhane, piskoposhane, rasathane, saadethane, sabunhane, salhane, saraçhane, sebilhane, sefarethane, semahane, sırmakeşhane, silahhane, süthane, şaphane, Şaphane, şaraphane, şifahane, şişhane, tabakhane, tahaffuzhane, talimhane, tamirhane, tasfiyehane, tavhane, telgrafhane, tembelhane, teneffüshane, tephirhane, terkiphane, terzihane, teşrihhane, tevkifhane, tımarhane, ticarethane, tophane, tüfekhane, umumhane, vaftizhane, yağhane, yatakhane, yazıhane, yemekhane, yetimhane, yoğurthane, mülahazat hanesi
HARA (Kelime Kökeni: Fransızca haras)
-
Atların yetiştirildiği ve bakımlarının yapıldığı, hayvanların rahatça hareket etmelerini sağlayan alanların bulunduğu tesis
Karacabey harası.
- Hare
HARE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāre)
-
Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır
Uskumrunun hareleri daha sık, gözleri küçük oysa kolyozun hem hareleri daha taraklı hem gözleri daha patlak. - Oktay Rifat
- Üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş
- Yeni yapılan duvarların arasına harçla birlikte doldurulan taş parçaları
NARH (Kelime Kökeni: Farsça nirḫ)
- Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle temel ihtiyaç maddeleri için resmî makamlarca belirlenen ve her yerde geçerli olan fiyat
Ata Sözleri ve Deyimler
- narh koymak
REHA (Kelime Kökeni: Farsça rehā)
- Kurtuluş, kurtulma
AVAR
- Kuzeydoğu Kafkasya'da, Dağıstan Federe Cumhuriyeti'nde yaşayan bir halk
- III-V. yüzyıllar arasında Moğolistan'da, VI-IX. yüzyıllar arasında Orta Avrupa'da yaşamış bir halk
ENVA (Kelime Kökeni: Arapça envāʿ)
- Türler, çeşitler
Birleşik Kelimeler: envaiçeşit, envaitürlü
HEBA (Kelime Kökeni: Arapça hebāʾ)
- Hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme
Ata Sözleri ve Deyimler
- heba etmek
- heba olmak
NEVA (Kelime Kökeni: Farsça nevā)
- Ses, ahenk, nağme
- Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan `re` perdesi
Birleşik Kelimeler: nevabuselik
REVA (Kelime Kökeni: Farsça revā)
-
Yakışır, yerinde, uygun
Reva mı hiddetin, reva mı şiddetin / Zulmeden sen misin, bilmem ki ben miyim? - Şarkı
Ata Sözleri ve Deyimler
- reva görmek