NEFİR ile Oluşan Kelimeler (NEFİR Kelime Türetme)

NEFİR harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. NEFİR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nefir kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

NEFİR11

4 Harfli Kelimeler

FİRE10, FREN10, FERİ10, ERİN4, ENİR4

3 Harfli Kelimeler

FİN9, FER9, FEN9

2 Harfli Kelimeler

FE8, EN2, ER2, İN2, NE2, RE2

EN

[isim]

  • Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı

    Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni.

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret

[zarf]

  • Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime

    En iyi adamını yollamış buraya. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • en kötü günümüz böyle olsun

Birleşik Kelimeler: en aşağı, en azından, enberi, enöte

ER

[isim]

  • Erkek

    Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • İşini iyi bilen, yetenekli kimse

    Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister. - Nurullah Ataç

[sıfat]

[mecaz]

  • Kahraman, yiğit

[askerlik]

  • Rütbesiz asker, nefer

    Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır. - Salâh Birsel

[halk ağzında]

  • Koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ere gitmek (veya varmak)
  • ere vermek
  • erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
  • erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
  • er kocar, gönül kocamaz
  • er lokması er kursağında kalmaz
  • er olan ekmeğini taştan çıkarır
  • er oyunu üçe kadar

Birleşik Kelimeler: erbaş, er bezi, erdişi, er ekmeği, er kişi, er meydanı, er suyu, acemi er, komando er, tam er, avcı eri, emir eri, gönül eri, hizmet eri, iş eri, sanat eri, yazın eri

[zarf]

[halk ağzında]

  • Erken

    Er sabah kalktım ki sular çağlıyor - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: er ekmeği, er geç

[kimya]

  • Erbiyum elementinin simgesi

İN

[isim]

  • Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
  • Mağara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in gibi

[isim]

  • İnsan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in cin
  • in cin top oynamak
  • in cin yok
  • in misin, cin misin

NE

  • Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu

[kimya]

  • Neon elementinin simgesi

[zamir]

  • Hangi şey
  • Her şey

    Ne görse ister. Kimin nesi varsa. Ne isterse yapar.

  • Birçok şey

    Neler söylüyor? İnsan aklı neler keşfediyor?

[sıfat]

  • Hangi

    Güzel heykel, ne yandan bakarsan, ne yana çevirirsen gene güzeldir. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[sıfat]

  • Nasıl

    Bu ne kıyafet?

[zarf]

  • Neden

    Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? - Burhan Felek

[zarf]

  • Şaşma veya abartı bildiren bir söz

    Ne sıcak, ne sıcak! Ne güzel çiçekler! Ne kaba adam!

  • `Sana ne, bana ne` gibi sorularda `ne ilgisi var` anlamına gelen bir söz

    Zahmeti ben çekeceğim, sana ne?

[ünlem]

  • Soru biçiminde şaşma bildiren ünlem

    Ne, yıkıldı ha!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

Birleşik Kelimeler: ne âlâ, neme gerek, neme lazım

RE

  • Türk alfabesinin yirmi birinci harfinin adı, okunuşu

[isim]

[müzik]

  • Gam (II) dizisinde do ile mi arasındaki ses

[kimya]

  • Renyum elementinin simgesi

ERİN

[sıfat]

  • Ergen

ENİR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir tür yaban mersini

FE

  • Türk alfabesinin yedinci harfinin adı, okunuşu

[kimya]

  • Demir elementinin simgesi

FİN

[isim]

  • Finlandiyalı

Birleşik Kelimeler: Fin hamamı, Fin-Ugor

FER (Kelime Kökeni: Farsça fer)

[isim]

  • Parlaklık, aydınlık
  • Canlılık

    Otuz yaşıma gelmeden gözlerimin feri sönmüştü. - Halide Edip Adıvar

  • Güç, kuvvet

Birleşik Kelimeler: kerli ferli

FEN (Kelime Kökeni: Arapça fenn)

[isim]

  • Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ortak ad

    Fen fakültesi.

  • Fizik, kimya, matematik ve biyolojiden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama, teknik

    Edison, bilimden çok fenne hizmet etmiştir.

  • Bilim, bilgi

    Hocalar dinde, hekimler fende ayıp yok, derlerdi. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Hile, hilekârlık

    Erkeğin en budalası yine karısını aldatmak fennini bulur. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fennini almak (veya kapmak)

Birleşik Kelimeler: fen bilimi, fen bilimleri

FİRE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[ticaret]

  • Ağırlık yitimi
  • Bir iş yapılırken çıkan artık parça

[sıfat]

  • Eksik, noksan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fire vermek

FREN (Kelime Kökeni: Fransızca frein)

[isim]

[teknik]

  • Bir makinenin, herhangi bir taşıtın hızını kesmeye veya onu durdurmaya yarayan mekanizma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • freni patlamak (veya tutmamak)
  • fren yapmak

Birleşik Kelimeler: fren mesafesi, acı fren, havalı fren, kazık fren, el freni, imdat freni

FERÎ (Kelime Kökeni: Arapça ferʿī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan
  • İkinci dereceden

NEFİR (Kelime Kökeni: Arapça nefīr)

[isim]

[eskimiş]

  • Yuf borusu