NAZİLEŞTİRMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
NAZİLEŞTİRMEK harflerini içeren 7 harfli 119 kelime bulunuyor. 7 harfli NAZİLEŞTİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
EZİLMİŞ14,
ENTRİKA (Kelime Kökeni: Fransızca intrigue)
-
Bir işi sağlamak veya bozmak için girişilen gizli çalışma, oyun, dolap, düzen, dalavere, desise, hile, dek (II)
Komşu çocuğuyla entrikaları, yarım temasları hiç olmamıştır. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- entrika çevirmek
- entrikaya kurban gitmek
ERİNLİK
- Erin olma durumu, büluğ
EKLENTİ
-
Bir şeye eklenmiş olan, ek durumunda bulunan parça
Ondan öğrendiklerim, onun ufku, onun kadar olmasa da birkaç önemli eklenti dışında, bugün de tümüyle geçerlidir. - Reha Mağden
İNTİKAL (Kelime Kökeni: Arapça intiḳāl)
- Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş
-
Anlama, kavrama
Onu son gördüğümde de öyle yaptım. İntikali yerinde idi. Güldü. O da bana birkaç fıkra anlattı. - Haldun Taner
- Miras olarak babadan çocuğuna kalma
- Öteleme
- Geçişim
Ata Sözleri ve Deyimler
- intikal etmek
Birleşik Kelimeler: veraset ve intikal vergisi
İKTİRAN (Kelime Kökeni: Arapça iḳtirān)
- Yaklaşma
- Bir yere ulaşma, erişme
Ata Sözleri ve Deyimler
- iktiran etmek
İLETKEN
- Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı
- Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere aktaran (madde, şey)
Birleşik Kelimeler: iletken damarlar, yarı iletken
KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)
-
Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı
Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi
Birleşik Kelimeler: basklarnet
KENETLİ
- Kenedi olan
-
Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan
İnce dudakları birbirine kenetli, taş gibi öylece oturuyor. - Ayşe Kulin
- Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış
Birleşik Kelimeler: ağzı kenetli
KERATİN (Kelime Kökeni: Fransızca kératine)
- Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde
NİTELİK
-
Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet
Niteliğini kestiremediği müzmin iştahsızlıktan, sürekli kırıklıklardan yorgun düşmüş. - Attila İlhan
- Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite
- Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet
NERİTİK (Kelime Kökeni: Fransızca néritique)
- Kıyı şeridinde deniz kabukları, kum, çakıl vb. şeylerle oluşan yığınakla ilgili
RİNTLİK
- Rint olma durumu
REALİTE (Kelime Kökeni: Fransızca réalité)
-
Gerçeklik
Bir meseleyle karşılaştı mı realiteleri göremez. - Orhan Seyfi Orhon
TERİLEN (Kelime Kökeni: İngilizce terylene)
- Yapay polyester lifleri veya ipliği, tergal
- Bu liften yapılan
TELKÂRİ
- Tel durumundaki gümüşü, altını örerek veya bir şey üzerine kakarak yapılan iş
- Gümüş veya altını ince teller durumuna getirip örerek yapılan (takı vb.)
-
Gümüş veya altın tellerden yapılmış motiflerle süslü
Telkâri bir vazo.