NAZİLEŞTİRMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

NAZİLEŞTİRMEK harflerini içeren 7 harfli 119 kelime bulunuyor. 7 harfli NAZİLEŞTİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EZİLMİŞ14, EMZİRİŞ14, İZLENİŞ13, ŞNİTZEL13, AZLETME11, AŞERMEK11, ERİŞMEK11, EZİLMEK11, EŞİNMEK11, EŞİLMEK11, EŞTİRME11, EMZİKLİ11, EKŞİTME11, İNTİZAM11, İTLEŞME11, İTİŞMEK11, İZMARİT11, İZLETME11, İZLENME11, İZLENİM11, İZLEMEK11, İŞETMEK11, İŞİTMEK11, İŞLETME11, İŞLENME11, İŞLEMEK11, İLİŞMEK11, İMRENİŞ11, İLTİZAM11, KİRİZMA11, KİŞNEME11, KEMİRİŞ11, MEŞELİK11, MERKEZİ11, MEZELİK11, MENZİLE11, MAZERET11, MENŞELİ11, REALİZM11, ŞEMATİK11, ŞEKERİM11, TAŞEMEN11, ZEMİNLİ11, ATEŞLİK10, ERİŞKİN10, EŞKİNLİ10, EŞKENAR10, EŞİTLİK10, EŞLENİK10, İNTİŞAR10, İNTİZAR10, İŞTİRAK10, İŞLENTİ10, İKİZLER10, İLİŞKEN10, NEZARET10, NEZAKET10, REZALET10, RENKTAŞ10, RAŞİTİK10, ŞERİTLİ10, ŞAİRLİK10, ŞEKERLİ10, TEZKİRE10, TENEŞİR10, TAZELİK10, ARİTMİK8, AMİRLİK8, ERİTMEK8, ERİNMEK8, EMİRLİK8, EMEKTAR8, EKTİRME8, ELİMİNE8, İNTİKAM8, İNLETME8, İRKİLME8, İTLENME8, İTİLMEK8, İNLEMEK8, İKİLEME8, İLENMEK8, İNİLMEK8, İLETMEK8, İMRENTİ8, KİREMİT8, KAMİLEN8, KEMERLİ8, KERAMET8, MİNKALE8, MİNERAL8, MİLİTAN8, MARTİNİ8, METALİK8, MERTLİK8, METELİK8, METİLEN8, METİLİK8, MELİNİT8, MELANİT8, MELANET8, MELAİKE8, NİTEKİM8, ENTRİKA7, ERİNLİK7, EKLENTİ7, İNTİKAL7, İKTİRAN7, İLETKEN7, KLARNET7, KENETLİ7, KERATİN7, NİTELİK7, NERİTİK7, RİNTLİK7, REALİTE7, TERİLEN7, TELKARİ7, TEKERLİ7

ENTRİKA (Kelime Kökeni: Fransızca intrigue)

[isim]

  • Bir işi sağlamak veya bozmak için girişilen gizli çalışma, oyun, dolap, düzen, dalavere, desise, hile, dek (II)

    Komşu çocuğuyla entrikaları, yarım temasları hiç olmamıştır. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entrika çevirmek
  • entrikaya kurban gitmek

ERİNLİK

[isim]

  • Erin olma durumu, büluğ

EKLENTİ

[isim]

  • Bir şeye eklenmiş olan, ek durumunda bulunan parça

    Ondan öğrendiklerim, onun ufku, onun kadar olmasa da birkaç önemli eklenti dışında, bugün de tümüyle geçerlidir. - Reha Mağden

İNTİKAL (Kelime Kökeni: Arapça intiḳāl)

[isim]

  • Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş
  • Anlama, kavrama

    Onu son gördüğümde de öyle yaptım. İntikali yerinde idi. Güldü. O da bana birkaç fıkra anlattı. - Haldun Taner

  • Miras olarak babadan çocuğuna kalma

[fizik]

  • Öteleme

[ruh bilimi]

  • Geçişim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • intikal etmek

Birleşik Kelimeler: veraset ve intikal vergisi

İKTİRAN (Kelime Kökeni: Arapça iḳtirān)

[isim]

[eskimiş]

  • Yaklaşma
  • Bir yere ulaşma, erişme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iktiran etmek

İLETKEN

[sıfat]

[fizik]

  • Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı
  • Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere aktaran (madde, şey)

Birleşik Kelimeler: iletken damarlar, yarı iletken

KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)

[isim]

[müzik]

  • Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı

    Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: basklarnet

KENETLİ

[sıfat]

  • Kenedi olan
  • Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan

    İnce dudakları birbirine kenetli, taş gibi öylece oturuyor. - Ayşe Kulin

[mecaz]

  • Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış

Birleşik Kelimeler: ağzı kenetli

KERATİN (Kelime Kökeni: Fransızca kératine)

[isim]

[anatomi]

  • Tırnak, boynuz, kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde

NİTELİK

[isim]

  • Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet

    Niteliğini kestiremediği müzmin iştahsızlıktan, sürekli kırıklıklardan yorgun düşmüş. - Attila İlhan

  • Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite

[felsefe]

  • Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet

NERİTİK (Kelime Kökeni: Fransızca néritique)

[sıfat]

[coğrafya]

  • Kıyı şeridinde deniz kabukları, kum, çakıl vb. şeylerle oluşan yığınakla ilgili

RİNTLİK

[isim]

  • Rint olma durumu

REALİTE (Kelime Kökeni: Fransızca réalité)

[isim]

  • Gerçeklik

    Bir meseleyle karşılaştı mı realiteleri göremez. - Orhan Seyfi Orhon

TERİLEN (Kelime Kökeni: İngilizce terylene)

[isim]

  • Yapay polyester lifleri veya ipliği, tergal

[sıfat]

  • Bu liften yapılan

TELKÂRİ

[isim]

  • Tel durumundaki gümüşü, altını örerek veya bir şey üzerine kakarak yapılan iş

[sıfat]

  • Gümüş veya altını ince teller durumuna getirip örerek yapılan (takı vb.)

[sıfat]

  • Gümüş veya altın tellerden yapılmış motiflerle süslü

    Telkâri bir vazo.