NALAN ile Oluşan Kelimeler (NALAN Kelime Türetme)
NALAN harflerinden oluşan 11 kelime bulunuyor. NALAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Nalan kelimesinin anlamı nedir? İçinde nalan olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
NALAN5
4 Harfli Kelimeler
ANAL4, ALAN4
3 Harfli Kelimeler
ANA3, ALA3, LAN3, NAN3, NAL3
2 Harfli Kelimeler
AN2, AL2, LA2
AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)
-
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
- İki tarla arasındaki sınır
-
Zihin
An bulanıklığı. An yorgunluğu.
AL
- Kanın rengi, kızıl, kırmızı
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
- Dorunun açığı, kızıla çalan at donu
- Bu renkte olan (at)
- Yüze sürülen pembe düzgün, allık
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
- Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
- Alüminyum elementinin simgesi
LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)
- Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
- Lantan elementinin simgesi
ANA
-
Anne
Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan
- Yavrusu olan dişi hayvan
-
Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı
Fatma Anamız. Meryem Ana.
- Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü
-
Velinimet
Yoksullar anası.
- Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü
-
Temel, asıl, esas
Ana bina aradan geçen elli beş yıla karşın değişmemiş. - Ayla Kutlu
- Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz
Ata Sözleri ve Deyimler
- ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek)
- ana bir, baba ayrı
- anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak)
- ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
- ana ile kız, helva ile koz
- ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış)
- anam!
- anam avradım olsun
- anam babam
- anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun)
- anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
- anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi?
- ananın bahtı kızına
- ananın bastığı yavru incinmez
- anan yahşi, baban yahşi
- anası ağlamak
- anasına avradına sövmek
- anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
- anasından doğduğuna bin pişman
- anasından doğduğuna pişman etmek
- anasından doğduğuna pişman olmak
- anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
- anasından emdiği sütü burnundan getirmek
- anasını ağlatmak
- anasını bellemek
- anasını eşek kovalasın!
- anasının gözü
- anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış)
- anasının kızı
- anasının körpe kuzusu
- anasının nikâhını istemek
- anasının oğlu
- anasını sat! (veya satayım!)
- anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan)
- anası yerinde
Birleşik Kelimeler: ana arı, ana atardamar, ana baba, ana besleme hattı, ana bilim dalı, ana cadde, ana çizgi, ana dal, ana defter, ana deniz, ana dil, ana dili, ana direk, ana doğrusu, ana duvar, ana düşünce, anaerki, ana fikir, ana haber sunucusu, ana hat, ana kadın, ana kapı, ana kara, ana kent, ana kitap, ana kolon hattı, ana konu, ana kök, ana kraliçe, ana kubbe, ana kucağı, ana kuyu, ana kuzusu, anamal, ana mektebi, ana menü, ana motif, ana muhalefet, anaokulu, ana ortaklık, anapara, ana rahmi, ana saat, ana sanlı, ana sav, ana sayaç, ana sınıfı, ana sözleşme, ana şehir, ana toplardamar, ana vatan, ana yapı, ana yarısı, anayasa, ana yemek, ana yol, ana yön, ana yurt, ana yüreği, anadan doğma, anadan görme, anadan üryan, anası danası, anası kılıklı, büyükana, Havva Ana, havvaanaeli, kadınana, kaynana, meryemana asması, meryemana dikeni, meryemanaeldiveni, meryemanakandili, meryemanakuşağı, sperma ana hücresi, sütana, üvey ana, dağ anası, dağlar anası, denizanası, dev anası, hamam anası, kuyu anası, öksüz anası
ÂLÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿlā)
-
İyi, pekiyi, daniska
Beni Konya Lezzet Lokantası'na götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: arşıâlâ, ne âlâ, pekâlâ, dik âlâsı
-
Karışık renkli, çok renkli, alaca
Ala kilim eskimiş.
- Alabalık
- Açık kestane renginde olan, ela (göz)
- Kekliğin boynundaki siyah halka
Ata Sözleri ve Deyimler
- ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz
Birleşik Kelimeler: alabacak, alabalık, alabaş, alaçam, ala gün, alakarga, ala sulu, alatav, dağ alası, deniz alası, göl alası
LAN
-
Ulan
İte bak lan, dedi, nasıl da horozlanıyor? - Necati Cumalı
NAN (Kelime Kökeni: Farsça nān)
-
Ekmek
Alçak, nan ve nimet nankörü hain! - Sermet Muhtar Alus
Birleşik Kelimeler: nanıaziz
NAL (Kelime Kökeni: Arapça naʿl)
-
At, eşek, öküz vb. yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, ayağın şekline uygun demir parçası
Atların nal tıkırtıları, demir tekerlek gürültüleri işitildi. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- nal çakmak
- nal deyip mıh dememek
- nalları dikmek
- nal toplamak
Birleşik Kelimeler: nalbant, naldöken, dörtnal, dörtnala
ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)
- Anüsle ilgili
- Anüs yoluyla
ALAN
- Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
- Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
- Yüz ölçümü
- Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer
-
Bir çalışma çevresi
Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç
-
İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası
Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.
- Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü
- Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha
Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı
NALAN (Kelime Kökeni: Farsça nālān)
- İnleyici, inleyen