NAKŞİBENDİLİK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

NAKŞİBENDİLİK harflerini içeren 4 harfli 103 kelime bulunuyor. 4 harfli NAKŞİBENDİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BİŞİ9, DİŞİ9, İŞBA9, İBİŞ9, BADİ8, BADE8, BİDE8, DİBA8, DEBİ8, İBDA8, EŞİK7, EŞLİ7, EKŞİ7, İNŞA7, İNİŞ7, İŞLİ7, İAŞE7, KİŞİ7, KAŞE7, LAŞE7, NAŞİ7, ŞİKE7, ŞİLE7, ŞAKİ7, ŞALE7, ŞALİ7, ŞENİ7, ADİL6, ADLİ6, ABLİ6, BİNİ6, BANK6, BANİ6, BALE6, BAKİ6, BİNA6, BİLİ6, BİLE6, BELİ6, BELA6, BEKA6, DİNK6, DİNİ6, DİNE6, DANK6, DANE6, DENK6, DİLİ6, DENİ6, DELK6, DELİ6, EDNA6, EDİK6, İADE6, İNDİ6, İDİL6, İDEA6, İBNE6, İBİK6, KABE6, KEDİ6, NİDA6, NEBİ6, ANNE4, AİLE4, AKİK4, AKİL4, AKLİ4, AKNE4, ENLİ4, ENİK4, EKİN4, EKLİ4, ELAN4, ELİK4, İNİK4, İNEK4, İNAN4, İNAL4, İNAK4, İANE4, İLKE4, İLİK4, İLAN4, İKNA4, İKEN4, KLAN4, KLİK4, KANİ4, KAİL4, KAİN4, KALE4, KİLE4, KEKA4, LAİK4, LİKA4, LİNK4, LAİN4, LAKE4, NİNE4, NAİL4, NALE4, NANE4

ANNE

[isim]

  • Çocuğu olan kadın, ana, valide, kocakarı, mader, nene, aba
  • Yavrusu olan dişi hayvan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anne olmak

Birleşik Kelimeler: anneanne, babaanne, büyükanne, cicianne, hanımanne, sütanne, üvey anne

AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

  • Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü

    Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet

  • Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü

[halk ağzında]

  • Eş, karı
  • Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
  • Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile

AKİK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīḳ)

[isim]

[jeoloji]

  • Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş

AKİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳil)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Akıllı

    Ne akilem ne divane / Gel gör beni aşk n'eyledi - Yunus Emre

Birleşik Kelimeler: akil baliğ

AKLİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Akılla ilgili, akla dayanan, akılsal

    Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı. - Sait Faik Abasıyanık

AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)

[isim]

[tıp]

  • Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce

ENLİ

[sıfat]

  • Eni büyük olan, geniş

    Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk

ENİK

[isim]

  • Kedi, köpek vb. çok memeli hayvanların yavrusu

    Köyün mezbelesinde, köpek enikleriyle insan yavruları birbirine karışmış, oynaşıyorlar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[argo]

  • Çocuk

    Evliyim ya, üç de enik var arkamda. - Necati Cumalı

EKİN

[isim]

  • Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum

    Yağmur, vaktinde ve yeterince yağmalı; ekinlere kına, pancarlara kurt düşmemeli. - Tarık Buğra

  • Kültür, hars

Birleşik Kelimeler: ekin biti, ekin iti, ekin kargası

EKLİ

[sıfat]

  • Eklenmiş olan
  • Eki olan

Birleşik Kelimeler: ekli püklü

ELAN (Kelime Kökeni: Arapça elān)

[zarf]

[eskimiş]

  • Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha

    Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar. - Refik Halit Karay

ELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Dağ keçisi

    Hızır nazardan koruya, eli ayağı düzgün, elik yavrusundan azgın kara saçlı, gül nakışlı bir kızım dünyaya gelmiştir. - Kemal Bilbaşar

İNİK

[sıfat]

  • İnmiş, indirilmiş

    Pencere perdeleri hep inikti. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: inik deniz

İNEK

[isim]

  • Dişi sığır

[argo]

  • Çok çalışan öğrenci

[kaba konuşmada]

  • İbne

[sıfat]

[mecaz]

  • Aptal, bön

Birleşik Kelimeler: inekhane, inek yağı, sağmal inek, denizineği, Macar ineği, süt ineği

İNAN

[isim]

  • İnanmak işi
  • Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme

    Kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Tanrı'ya duyulan sınırsız inanış, iman, itikat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inan olsun