Nak ile Biten Kelimeler

NAK ile biten 50 kelime bulunuyor. Sonu NAK olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nak ile başlayan kelimeler. İçinde nak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

ÇENGÜÇAĞANAK31

10 Harfli Kelimeler

GÜÇLÜKONAK22

9 Harfli Kelimeler

ŞAPADANAK18

8 Harfli Kelimeler

FERAHNAK18, BAĞLANAK17, KELAYNAK10

7 Harfli Kelimeler

YIĞINAK18, BOĞANAK17, SIĞINAK17, SAĞANAK15, ISPANAK13, BACANAK12, SUZİNAK12, TAPINAK12, YAZANAK12, YAŞANAK12, BULUNAK11, ÇOTANAK11, DAYANAK11, BUKANAK10, BARINAK10, BAKANAK9, KORUNAK9, ALMANAK8, TUTANAK8, TAKINAK8
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

ÇAĞNAK16, AVANAK12, BOŞNAK12, REVNAK12, HUNNAK11, ŞIRNAK10, CIRNAK10, TOYNAK9, KAYNAK8,

KIRNAK7, KASNAK7, OLANAK7, TIRNAK7

5 Harfli Kelimeler

HANAK9, BUNAK8, ÇANAK8, OYNAK8, YUNAK8, BANAK7, SUNAK7, YANAK7, KONAK6

4 Harfli Kelimeler

İNAK4

İNAK

[isim]

[felsefe]

  • Dogma

KONAK

[isim]

  • Büyük ve gösterişli ev

    Konaktan tekrar mektebe döndükten sonra uzun zaman boynu bükük dolaştım. - Etem İzzet Benice

  • Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu

[hayvan bilimi]

  • Konakçı

[eskimiş]

  • Araba veya hayvanla bir günde alınan yol

    Buradan orası beş konaktır.

[eskimiş]

  • Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • konak gibi

Birleşik Kelimeler: konak yavrusu, bülbülkonağı, hükûmet konağı

[isim]

[halk ağzında]

  • Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası
  • Gözde oluşan ince tabaka

[isim]

  • İzmir iline bağlı ilçelerden biri

KIRNAK

[sıfat]

  • Çalımlı, süslü (kimse)
  • Güzel, titiz
  • Cilveli, oynak (kadın)
  • Boylu boslu
  • Çevik

[isim]

[halk ağzında]

  • Cariye

KASNAK

[isim]

  • Enli çember
  • Kalbur, tel vb. şeylerin tahta çemberi
  • Nakış işlemek için gergef gibi kullanılan, kumaşı germeye yarayan, tahtadan çember

[mimarlık]

  • Bir sütunun gövdesini oluşturan silindir biçimindeki taşların her biri

[mimarlık]

  • Kıyıları oluk biçiminde pervazlı, metal ve tahtadan yapılmış çember

[spor]

  • Pehlivanların giydikleri kispetin bele gelen bölümü

[teknik]

  • Makinelerde, bir milden başka mile hareket geçiren kayışların takıldığı demir çember

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasnak işlemek

Birleşik Kelimeler: paça kasnak

OLANAK

[isim]

  • İmkân

    Olanakların, olasılıkların bir sonu bulunabilirdi belki zamanla. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • olanak sağlamak (veya tanımak)

TIRNAK

[isim]

[anatomi]

  • İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka

    Zarfın ucunu tırnağımla yırttım. - Aka Gündüz

  • Kanca gibi araçların kıvrık yeri

[denizcilik]

  • Gemi demirinin ucundaki yassı parça
  • Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar
  • Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri

[müzik]

  • Kanun çalmakta kullanılan mızrap
  • Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski
  • Tırnak işareti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tırnağına değmemek
  • tırnağı olamamak
  • tırnak göstermek
  • tırnak kadar
  • tırnaklarını sökmek
  • tırnak sürüştürmek
  • tırnak takmak

Birleşik Kelimeler: tırnak besleyicisi, tırnak derisi, tırnak işareti, tırnak kemiği, tırnak makası, tırnak yeri, badem tırnak, kaşık tırnak, tek tırnak işareti, tepeden tırnağa, ayna tırnağı, domuztırnağı, katırtırnağı, keçitırnağı, kurttırnağı, şeytantırnağı, şeytan tırnağı, dişiyle tırnağıyla

BANAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Ekmek parçası, lokma

SUNAK

[isim]

  • Tapınaklarda, üzerinde kurban kesilen, günlük yakılan, dinî tören yapılan taş masa

YANAK

[isim]

  • Yüzün göz, kulak ve burun arasındaki bölümü

    Dedim dilber yanakların kızarmış / Dedi çiçek taktım gül yarasıdır - Âşık Ömer

  • Lastik tekerlekli taşıtlarda lastiğin jant ile yere temas eden bölümü arasında kalan yan yüzeyi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yanağına kan gelmek
  • yanağından kan damlamak

Birleşik Kelimeler: yanak yanağa

ALMANAK (Kelime Kökeni: Fransızca almanach)

[isim]

  • Yıllık

    Almanağın dörtte üçü istatistik ve grafiklerle dolu idi. - Memduh Şevket Esendal

TUTANAK

[isim]

  • Meclis, kurul, mahkeme vb. yerlerde söylenen sözlerin olduğu gibi yazıya geçirilmesi, tutulga, zabıt, zabıtname
  • Belgelenmesi gereken bir durumu tespit edenler tarafından imzalanan belge, zabıt varakası
  • Birçok kimsenin imzaladığı rapor, mazbata

Birleşik Kelimeler: seçim tutanağı, sözleşme tutanağı

TAKINAK

[isim]

[ruh bilimi]

  • Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce

KAYNAK

[isim]

  • Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz

    Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir şeyin çıktığı yer, menşe

    İnanılır kaynaklardan alınan haberlere göre...

  • Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge

    Yabancı bir idare, iktisat, ticaret, memleketin bütün kazanç kaynaklarına musallat olur. - Falih Rıfkı Atay

  • Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans

    Tapu kayıtları onun XVI. yüzyılda yaşadığını gösteren başlıca kaynaklardandır.

  • Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür
  • İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi

[mecaz]

  • Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi

[fizik]

  • Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer

    Işık kaynağı.

    Isı kaynağı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaynağını (bir şeyden) almak
  • kaynak yapmak

Birleşik Kelimeler: kaynakhane, kaynak kişi, kaynak korozyonu, kaynak makinesi, kaynak suyu, öz kaynak, bağımlı akım kaynağı, buzul kaynağı, elektrik kaynağı, enerji kaynağı, gelir kaynağı, güç kaynağı, haber kaynağı, ilham kaynağı, kesintisiz güç kaynağı, yer altı kaynakları

BUNAK

[sıfat]

  • Bunamış olan, matuh

    İhtiyar bunak, hâline bakmıyor da neler söylüyor. - Memduh Şevket Esendal

ÇANAK

[isim]

  • Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap

    Oradaki sigara çanağından bir Gelincik alıp yaktıktan sonra anlattı. - Burhan Felek

  • Göz çukuru

    Kanlı çanaklarından fırlayan iri parlak gözleri, pek korkunç bakıyordu. - Ömer Seyfettin

[bitki bilimi]

  • Çiçeğin en dışında bulunan yeşil yaprakların tümü

[coğrafya]

  • Çevresine göre alçakta bulunan, derinliği genişliğinden az olan arazi

[sıfat]

[mecaz]

  • Göstermelik, yalan yanlış, önceden belirlenmiş sonucu almaya yönelik

    O sayfaları hazırlayanlar karşımızdaki cephenin dolduruşuyla bir çanak anket düzenlediler. - Refik Erduran

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar
  • çanak tutmak (veya açmak)
  • çanak yalamak

Birleşik Kelimeler: çanak ağızlı, çanak anten, çanak çömlek, çanak üzengi, çanak yalayıcı, çanak yaprak, Çanakkale, ayrı çanak yapraklılar, bitişik çanak yapraklılar, bülbül çanağı, çadır çanağı, çirişçi çanağı, dilenci çanağı, ışık çanağı, şarap çanağı