Nak ile Başlayan Kelimeler

NAK ile başlayan 53 kelime bulunuyor. Başında NAK olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nak ile biten kelimeler. İçinde nak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

NAKŞİBENDİLİK20, NAKLİYATÇILIK20

12 Harfli Kelimeler

NAKİBÜLEŞRAF25, NAKLİYECİLİK17, NAKLETTİRMEK13

11 Harfli Kelimeler

NAKŞOLUNMAK17, NAKLEDİLMEK14, NAKLETTİRME12

10 Harfli Kelimeler

NAKIŞÇILIK19, NAKŞİBENDİ17, NAKŞOLUNMA16, NAKLİYATÇI16, NAKARATSIZ15, NAKIŞLAMAK15, NAKKARHANE14, NAKLEDİLME13

9 Harfli Kelimeler

NAKUALOFA17, NAKŞOLMAK14, NAKLİYECİ14, NAKIŞLAMA14, NAKZETMEK13, NAKŞETMEK13, NAKKAŞLIK13, NAKARATLI10, NAKLETMEK10

8 Harfli Kelimeler

NAKIŞSIZ17, NAKIŞLIK13, NAKŞOLMA13, NAKŞETME12, NAKZETME12, NAKŞİLİK11, NAKLİYAT10, NAKLETME9

7 Harfli Kelimeler

NAKIŞÇI15, NAKIŞLI12, NAKLİYE9, NAKKARE7, NAKARAT7

6 Harfli Kelimeler

NAKAVT12, NAKZEN9, NAKKAŞ9, NAKDEN8, NAKİSA7, NAKLEN6

5 Harfli Kelimeler

NAKİP9, NAKIZ9, NAK9, NAKŞİ8, NAKIS7, NAK7, NAK5, NAKİT5, NAKİL5

NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıma ile ilgili olan
  • Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)

Birleşik Kelimeler: naklî mazi

NAKİT (Kelime Kökeni: Arapça naḳd)

[isim]

[ekonomi]

  • Para, akçe
  • Kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para, likit

Birleşik Kelimeler: nakit kartı, nakit para

NAKİL (Kelime Kökeni: Arapça naḳl)

[isim]

  • Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  • Göç, taşınma

    İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı. - Sermet Muhtar Alus

  • Anlatma, söyleme, hikâye etme
  • Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  • Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  • Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

Birleşik Kelimeler: nakil aracı, nakil vasıtası, nakledilmek, nakletmek, naklettirmek, bitki nakli, kan nakli, organ nakli

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıyan, aktaran, geçiren
  • Anlatan, hikâye eden

[fizik]

  • İletken

NAKLEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳlen)

[zarf]

  • Nakil yoluyla, aktarılarak

Birleşik Kelimeler: naklen yayın

NAKKARE (Kelime Kökeni: Arapça naḳḳāre)

[isim]

[tarih]

  • Mehterhanede yer alan, birbirine bağlı iki yarım küre benzeri ve iki değnekle vurularak çalınan bir davul türü

NAKARAT (Kelime Kökeni: Arapça naḳarāt)

[isim]

[müzik]

  • Bir şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen parça, kavuştak

    Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide bir geçerlerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]

  • Çok sık tekrarlanan, bundan dolayı bıkkınlık vererek önemini yitiren söz

    Bir yandan da Necla 'Ay yoruldu, ay hastalanacak, ay ölecek' diye eski nakaratına devam ediyor. - Haldun Taner

[edebiyat]

  • Bir şiirin içinde iki veya daha çok kez tekrarlanan bölüm

NAKİSA (Kelime Kökeni: Arapça naḳīṣa)

[isim]

[eskimiş]

  • Eksiklik, kusur

NAKIS (Kelime Kökeni: Arapça nāḳiṣ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan

[mecaz]

  • Özrü, kusuru olan

[isim]

[matematik]

  • Eksi

[zarf]

  • Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan biçimde

    Nakıs kalan bilgilerimizi ikmale uğraşırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın

NAKDÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳdī)

[sıfat]

  • Parasal

    Ve bu nakdî fedakârlıkların yekûnuyla, dört beş aile rahat rahat geçinebilirdi. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: nakdî ceza, nakdî kıymet, nakdî teminat, nakdî vergi, nakdî yardım

NAKDEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳden)

[zarf]

  • Para olarak

    Karı koca üç senede bir apartman, bir konak ve nakden altmış beş bin lira yediler. - Nazım Hikmet

  • Peşin olarak

NAKŞİ (Kelime Kökeni: Arapça naḳş + -ī)

[isim]

  • Nakşibendi

NAKLETME

[isim]

  • Nakletmek işi

NAKLİYE (Kelime Kökeni: Arapça naḳliyye)

[isim]

  • Taşıma işi
  • Taşıma ücreti, taşımalık

Birleşik Kelimeler: vesaitinakliye

NAKZEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳżen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Bozarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nakzen görmek
  • nakzen iade etmek

NAKKAŞ (Kelime Kökeni: Arapça naḳḳāş)

[isim]

[eskimiş]

  • Yapıların duvar ve tavanlarına süslemeler yapan usta, bezekçi

    Fırçayı tutamıyor parmakları nakkaşın / Mermeri oymaz oldu eli heykeltıraşın - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Nakışçı