[sıfat]

• Tarihsel bir döneme ait olan

  Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[tarih]

• Antik

[isim]

• Eski çağlardan kalma eser

[isim]

• Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçandişi

[mecaz]

• Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka

  Hasılı antika bir herif. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

• antikasını bilmek

[isim]

[kimya]

• Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı

[sıfat]

• Aleti olan veya aletle yapılan

[zarf]

• Açıkça

  Zevcesinden aldığı yüz kızartıcı mektuplar alenen nasıl okunur ve neler anlatılır? - Necip Fazıl Kısakürek

[sıfat]

[halk ağzında]

• Cüzzamlı

[isim]

[kimya]

• Yanıcı, renksiz, az kokulu, 0,97 yoğunluğunda karbon ve hidrojen birleşimi

[isim]

[halk ağzında]

• Arpa, buğday vb.nin kalburdan geçirilmiş bölümü

  Buğday elentisi.

[isim]

• Piston

[zarf]

[halk ağzında]

• İlk önce

[zarf]

[eskimiş]

• Duyuru yoluyla

[isim]

• Kışla, fabrika, okul vb. yerlerde yiyecek ve içecek maddelerinin satıldığı yer

• Bu gibi kurumlarda işletilen ve yalnız o kuruma bağlı kimselerin yemek yediği lokanta

[isim]

[gök bilimi]

• Evren

  Bizim için ölüm yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir. - Abdülhak Şinasi Hisar

• Dünya

  Varlığımı kaplayan, haşmetle uğuldayan / O büyük yeisim için kâinatı dar gördüm - Enis Behiç Koryürek

[zamir]

[mecaz]

• Herkes

[isim]

• Nitelik

  Bizde de Türk edebiyatı ne kadar millî kaynaklara gitmiş ise kalite bakımından o kadar yükselmiştir, denilebilir. - Mehmet Kaplan

[sıfat]

• Şehirli

[isim]

[matematik]

• 100 kilogramlık ağırlık ölçü birimi